Nejat Karagöz
9 Eylül 2013
Bizim başkana şu meşhur trene tekrar bineli bir haller oldu.
Hayret ve üzüntü içerisinde izliyoruz!
Urfa’da, bu kadar merkezi bir muhitte, böylesine güzel,işlevsel bir mekanın, amacına en güzel bir şekilde hizmet ederken bu hale getirilmesini anlayabilmiş değilim dostlar.
Şanlıurfa Belediye binasının altındaki resim galerisinden söz ediyorum.
Meydanlara “Yemeyen, Yedirmeyen, Dik Duran adam! “ jargonu ile çıkan, bir dönem de gerçekten Urfa gibi bir yerde feodal güç odaklarını karşısına alacak kadar dik duran bu adama ne olduysa trene tekrar alındıktan sonra oldu.
Güzelim resim galerisi bir inşaat firmasına büro olarak verildi ki akıllara ziyan!
Dik duran adam, yamulmaya mı başladı diye düşünüyor insan…
Evet, emrin büyük yerden geldiği muhakkaktır ve bu emre itaatsizlik etmek, trenden tekrar itilmeyi göze almak demektir ki bu olmaz.
Haddi zatında heykel yıkan, tiyatro kapatan bir zihniyetin trenine binmek, birazda sanata bu gözle bakmayı kaçınılmaz kılar ki aslına bakarsanız çok ta şaşmamak gerekir.
Ama Allah için, söyler misiniz; bu işin tek sorumlusu başkan mıdır?
Orada eserleri sergilenen ressam dostlarımızın gıkının çıkmaması çok mu etiktir, çok mu ahlakîdir?
Bunlardan bir kaçının belediye ile bir şekilde dirsek temasında bulunduklarından ve bu temasın nimetlerini kaybetmeyi göze alamadıklarından mıdır bu derin sükûnet hali?
Eğer böyle ise; ahlak dediğimiz şey nedir, kimde aranmalıdır?
Birisi çıkıp :”Efendim, burası resim galerisi olarak kullanılıyordu ama sanıldığı kadar rantabl değildi, falandı, filandı… biçiminde abuk sabuk bir savunma geliştirebilir. Bu çok ta önemli değildir.
Önemli olan şudur: Bir memleketin en mutena köşesine, bir meydanın orta yerine bir anıt dikilir. Bu anıtın hiçbir getirisi yoktur, para kazanmaz, kimseyi zengin falan da etmez ama orada yıllarca, yüz yıllarca durur.
Bunun anlamı nedir?
O anıt orada, o memleketi simgesi haline gelir zamanla. Pek çok memleketler bu sözünü ettiğimiz anıtlarla tanınırlar.
Yani aslolan rantabl olmak değil, işlevsel olmaktır. Yani aslolan anıtlar gibi dimdik durabilmektir.
Balmumundan heykeller gibi sıcağı görünce yamulan şey, anıt değildir;balmumundan anıt olmaz!
Güle güle Ahmet Abi…