Bülent Okutan
7 Temmuz 2007
‘Kasasında 60 Tarım işçisi taşıyan kamyon BARIşeli yakınlarında ki …… AKARSU’yuna uçtu. 20 Ölü, 8 Yaralı. Kayıp olan 4 kişinin cesedine ulaşılmaya çalışılıyor’
Olay bu. Gazetelerin manşeti ise aynı ;
‘Azrail yine yollardaydı’ Yahu Kamyon niye uçmuş?
Yolun kasisi mi fazlaydı?
Cık. Hız kesilmesini gerektiren bir levha mı yoktu?
Bilinmiyor.Yoksa şoför sarhoş veya uyumuşmuydu?
Belli değil.
Yoksa yoksa asfalta dökülmüş mucır mı kaydırmıştı kamyonu?
Araştırılıyor. Basınımıza göre kesin olan tek bir şey vardır.
Olay anında Azrail oradadır.
Yani ne olmuşsa o melun Azrail yapmıştır.
Suçlu odur.
Çünkü o hep oralarda bekler ve asli vazifesini yerine getirir.
Medyamız da zat-ı şahanelerini yakinen izlediği için başlığı atar; ‘Kendileri oradaydı’
Bu Azrail’i siz bilmezsiniz. Bunun işi kârı böyle icraatları gerçekleştirmektir. Boş gezenin boş kalfası olan bu muhterem, ülkenin DÖRT DÖRTLÜK karayollarında, avare avare gezip, birilerinin tekerine çomak sokar. Sabahı da bakkala koşup ilk gazeteleri alan o olur.
Manşet kendisidir.
Binlerce defa bu ülke de kendisinin, o gün yollarda olduğu yazılmıştır. Başka ülkelerde meslektaşları değişik kulvarlarda da faaliyet göstermesine rağmen, bizde ki Azrail karayollarından hiç ayrılmamıştır. Hatta bir ara Karayolları Genel Müdürlüğü bunu artık tekayüten aşırı çalışması mukabili, emekli etmek istemiştir, ama o kesinlikle kabul etmemiştir. Reddetmiştir. Çünkü halinden memnundur. Bedavadan namını yürütmektedir.
Öbür tarafta da havası bin beş yüzdür. Meslektaşları gelişmiş ülkelerde bileklerinin hakkı ile ancak ve ancak birer ikişer götürürken bizimki yirmi otuza bana mısın dememektedir. Üstelik yattığı karayolunun kenarında, kılını bile kıpırdatmadan.
Azrail’e son kurban sürmeli gözlü Barış Akarsu oldu. Bodrum-Torba yol kavşağında yitirdik bu genç insanı. Bir sinyalizasyon lambası olsa Barış yaşıyor olacaktı. Ama yoktu. Olmasındı. Azrail oradaydı ya, yeterdi bize.
Beş gün direndi bu çocuk ölüme, dolayısı ile Azrail’e. Ama bizimki işini iyi yapardı. (Neyi, nasıl yaptıysa) Ve hüzünlü son. Barış’ı kaybettik.
Gece saat 23 sıraların da o Ulusal Medyamızın büyük kanalları haberi ‘Son dakika’ olarak duyurdu ülkeye. Yaklaşık beş dakika sonra da, çıkar içerikli alt yazılar geçti, aynı kanallarda ekranın altından. ıçerik şuydu ;
‘Barış yaz, 44…’ya gönder. Barış Akarsu’nun Islak Islak Bakma melodisi cebine gelsin’ Ve dip not ‘Tüm aramalar …. kadar SMS karşılığı ücretlendirilecektir’
Bu da benim DıP NOT’um ;
-Ayıptır yahu. Bu ülkede Azrail’mi bedavadan yaşıyor, yoksa biz mi? Hiçbir şey yapamıyorsak, birileri ortayı bulsun da, şu Azrail’le BARIş’alım bari, daha fazla geç olmadan.
Yoksa üç-beş SMS’le, bizi yeryüzündeki destekçileriyle , üç beş kuruşluk yapmaya devam edecek bu zebani!…
Nur içinde yat Sürmeli gözlü, güzel genç. şu bir kaç SMS de olmasa, bedavaya gittin diyeceğim ama, diyemiyorum.
Azrail ortakçıları sağolsun…