Bülent Okutan

Bülent Okutan

Bülent Okutan Tarafından Yazılan Yazılar

Nerede o eski bayramlar?
Nerede o eski bayramlar?

Yoldaki arabaları yine saymıştı. Renolar Muratlar’dan fazlaydı. Hep uyanıklık eder dükkanın önünde kardeşi ile arabaları paylaştırırken Renoları kendine ayırırdı. Saatlerce sayarlardı. Artık rakamlar yüzleri bulduğunda açık farkla önde olur ve kardeşi yarışmaktan vazgeçerdi. ıkisi de bilmezdi Tofaş firmasının Murat 124 üretiminde durma noktasına geldiğini, Renault’un ise 12 modelleri ile ülkede trendi yakaladığını. Oysa Emniyet Müdürü’nün […]

Devamını Oku
Nice yıllar, mutlu bayramlar…
Nice yıllar, mutlu bayramlar…

Yeni bir yılın başlangıcı. Neredeyse yıllardır ilk defa, yılın ilk günü bir bayramla kucaklaşıp, aynı hafta başına denk geliyor. Yani çifte mutluluk yaşayacağız sevenlerimizle, sevgiyle. Hafta sonları yazmıyorum biliyorsunuz. Hafta başı ise hem bayram, hem de yepyeni bir yılın başlangıcı. ızin verirseniz yılın bana göre bu son gününde, ne suya ne sabuna dokunalım. Ne kalp […]

Devamını Oku
Londra-Urfa hattı!…
Londra-Urfa hattı!…

“Belediye Başkanı Fakıbaba yıllık iznini geçirdiği Londra’dan döner dönmez basına açıkladı şanlıurfa’ya Londra’yı örnek alacağız-(Gazeteler) Zabıta amiri Emin telsizi ağzına yaklaştırırken gözleri öfkeden çakmak çakmaktı. Başa çıkamıyorlardı bir türlü bunlarla. Al işte yine birileri tezgah açmıştı. Oysa Başkanın talimatı kesindi. S-o-k-a-k-t-a y-i-y-e-c-e-k m-a-d-d-e-s-i s-a-t-t-ı-r-m-a-m demişti son toplantıda katılan 150 zabıtaya. Oysa o zabıtalardan çoğunun mavi […]

Devamını Oku
Nostalji dedikleri bu olsa gerek !…
Nostalji dedikleri bu olsa gerek !…

Yaşları otuz beşin üzerinde olanlar yani yolu yarılayanlar şöyle hafifçe bir geriye dönüp baktıklarında nelerin yittiğini, buruk bir şekilde görürler. Bu güne baktıklarında ise, aslında o yitik sandıkları şeylerin çok güzel anılar olduğunu ve bu günün çocuklarının nelerden mahrum kaldığını, onları mutlu eden şeylerin ne kadar soyut olduğunu fark ederler. ınternet’te bir gün sörf yaparken […]

Devamını Oku
Kayıp Topçu !…
Kayıp Topçu !…

Yıllar öncesiydi. Bir gün Atatürk Bulvarı’ndan geçerken gözlerim Kapalı Spor Salonu ile Stadın levhalarına takıldı. Hatırlarsanız uzun yıllar bu iki kompleks isimsizdi. Kapalı Spor Salonu sadece Kapalı Spor Salonu’ydu, şehir Stadı ise şehir Stadı’ydı. Yahu bunlara verilecek hiç mi isim yoktu diye içimden geçirdim. Cami avlusunda bulunan çocuklara bile ya karakolda polisler tarafından, orda olmasa […]

Devamını Oku
CEVHER’i!..
CEVHER’i!..

şanlıurfaspor’un maçlarına geçmişte hep giderdim. Hüseyin Kırcalı, Vedat Danacı kadar yakalayamasam da güzel enstantane resimleri çekerdim. Ve o dönem bağlı olduğum gazetelerin spor sayfaları için hafta arası idmanlarında mizansen karelerle takımı spor sayfalarına taşırdım. Bundan da büyük haz duyardım. Taaa ki bir gün basın kulübesinin bu ilde farklı olduğunu üzülerek gördüğüm ana kadar. Ne yazık […]

Devamını Oku
Bir başarı öyküsü… (5)
Bir başarı öyküsü… (5)

Beş gündür bu köşede ana hatları ile Ahmet Fakıbaba ve şanlıurfa Belediyesi’nin icraatlarını ele almaya çalıştık. Bunu yaparken bir ara eksileri de dile getirdik. Ama sizlerinde okuduğu, gördüğü ve yaşadığı gibi artıların çokluğu inkar edilemez. Fakıbaba’nın eksilerini de aslında bir noksanlık olarak görmemek lazım. Çünkü alt yapısı ve üst yapısı ile kangren olmuş bir kente […]

Devamını Oku
Bir başarı öyküsü… (4)
Bir başarı öyküsü… (4)

Evet başarılara imza atan bir belediyenin öyküsünü okumayı sürdürüyorsunuz. Eminim içinizden bazıları şunu soruyordur. Yahu bu köşede, bu yazılarda bu öyküde, hiç mi eleştiri olmayacak, bunlar başarırken, hiç mi bir şeyleri yüzlerine gözlerine bulaştırmadılar? Evet o da oldu. Kenti biraz yaz-boz tahtasına çevirdiler. O kadar hızlı giriştiler ki işe, yaptıkları bazen beden olarak, bazen de […]

Devamını Oku
Bir başarı öyküsü… (3)
Bir başarı öyküsü… (3)

ılkokul çağlarında, o zamanlar Milli Eğitim Müdürlüğü’nün kentin birkaç yerinde bulunan sinema gösterim salonlarına götürülürdük. Buralarda sıklıkla Verem ile Savaş vs gibi konularda filmler izletilirdi bize. Genelde çizgi ağırlıklı olan bu filmlerde ana tema şuydu. Kötü mikroplar gelir vücudu işgal ederler, ki bunlar siyah olurdu. Sonrasında bembeyaz iyiler gelip bunları yenerlerdi. Fakıbaba’nın icraatlarını gördükçe aklıma […]

Devamını Oku
Bir başarı öyküsü… (2)
Bir başarı öyküsü… (2)

Belediye Başkanı Ahmet Fakıbaba’nın neredeyse çeyrek asırlık tıp doktorluğunun ardından, hasta şehir şanlıurfa’ya şifa olmaya çalışmasının öyküsü kalemimden yansımaya bu günde devam ediyor. Evet seçim bitmiş Fakıbaba seçilmişti. Tüm yurtta AKP silip süpürürken, şanlıurfa’da hasta şehir doktorunu ot süpürgelerle süpürerek değil, daha ezici bir oyla adeta elektirikli süpürge ile iş başına getirmiş ve hizmet istemişti. […]

Devamını Oku