Bülent Okutan
4 Mart 2008
Geçtiğimiz gün Star TV’de akşam ana haber bültenini izliyorum. Haberin konusu Ankara’da ki bir üst geçide asılı levha ve Cumhur’a, yani halka, hafıza testi.
Kaldırılmayan, daha doğrusu yenilenmeyen tabelada ‘Cumhuriyetimizin 80’inci yılı kutlu olsun’ ibaresi var.
Muhabir haberin girişinde önce bu tabelanın yenilenmemesini eleştiriyor. Ardından halka bir anket yaptırıyor. Ankette tek soru var. Cumhuriyetimiz kaç yaşında?
Neredeyse sorulan on kişiden dokuzu utandırıyor bizi. Ya yanlış cevap veriyorlar, ya da hiç cevap vermeden kaçınıyorlardı.
ılgiyle izledim endişe ile karışık. Büyük bir ayıptı!…Atıyor ama tutturamıyorlardı.
Orta öğrenim yıllarım gözümün önüne geldi. Bırakın Cumhuriyetin ilanını, bizlere bugün hiç gereksinimi olmayanların hala nasıl hafızamıza kazındığı yılları.
8882 Metrelik dünyanın en yüksek tepesi Everest’i, En yüksekten akan Çavlan Niagara’yı, en şişman nehir Amazon ile en uzun Nil’i. Büyük Sahra çölünü, Çin seddini, Magna Carta Libertatum’u. Pi sayısını, Arşimed’in hamamdaki tasını, Newton’un kafasına düşen elmayı ezbere bildiğimizi anımsadım bir an. Sonra Amerika’nın göllerini saydımiçimden ardı ardına. Ontario’yu, Erie’yi. Afrika’nın en büyük gölü Victoria’yı ekledim peşi sıra. Hani şu Nil’in döküldüğü. Hepsini öğrenmiştik ama önce Ata’yı, ardından Cumhuriyet’in nasıl kurulduğunu, çekilen sıkıntıları, meşakkati hafızamıza kazımıştık. Kurulduğu tarihi bırakın zaten o gün, o saat oradaydık milliyetçiliğimizle, çocuk yaşımız, körpe belleklerimizle.
Ve tekrar bu güne döndüm. O ekrana, o habere. Ben yaşlardakiler, daha küçükler, daha büyükler Cumhuriyet’in yaşını bir türlü anımsayamıyorlardı. Kahroldum.
Ben belki bir gazeteci olarak dağarcığımı hep dolu tutmuş olabilirdim. Kendimi de yenileyebilmiş. Ama görünen oydu ki bazılarının aklı iyice karışmış, onlara bir şeyler unutturulmuştu. Bunda da başarı sağlanmış gibiydi.
Utandım!…
Sahi yeri gelmişken ben de Urfa’dan sorayım. Gölpınar’da ki mesire yerimizin ismi Atatürk Ormanı’ydı ve levhada geçmiş yıllarda öyle yazıyordu. O Levha şimdi ortada yok. Mardin yolunda Muzaffer Dilek Valimizin gayretleri ile oluşturulan, gidişi ile yarım kalan Cumhuriyet Parkı’da kayıp gibi.
Umarım Atatürk ve Cumhuriyet isimleri bu iki mekanda, dolayısı ile bu şehirde, hala oralarda muhafaza ediliyordur.
Bu anlamlı iki mekanın son durumu ve isimleri için bir yetkili okuyucularımız adına beni bilgilendirirse sevinirim.