Köşe Yazısı

ANTİFRİZ

İbrahim Halil Okuyan

İbrahim Halil Okuyan

Tüm Yazıları Gör

Havalar soğudu ve daha soğuyacağı günler geliyor.


Her yıl yaptığımız gibi radyatördeki suya antifriz koymalıyız.


Tabi ki bu iş bir ölçüm sonucu ve yöresel şartlar dikkate alınarak yapılmalıdır.


Bu konuyu biraz açalım.


Arabamızın motoru arabayı yürütecek gücü sağlarken bir yandan da ısı üretir.


Motor bloğu içinde devamlı dolaşan su ile motor soğutulur.


Motordan aldığı ısı ile ısınan bu su da radyatörde havanın yardımıyla soğutulur.
Kapalı bir çevrimde ve ideal ısı dengelerinde devamlı oluşan bu olayın farkına biz ancak


Herhangi bir arıza durumunda soğutma olayı yetersiz kaldığında


Radyatörden buharlar çıktığında


Yani bilinen tabiri ile arabamız hararet yaptığında varırız.
Kışın soğuk aylarında


Hava sıcaklığı sıfırın altına düşünce


Arabamız kapı önünde hareketsiz halde iken bu soğutma suyu da her su gibi donabilir.


Donunca genişler ve yaptığı basınçla motor bloğunu çatlatabilir.


Bu olayı önlemek için suyun içine


Sıfırın çok altındaki derecelerde bile donmasına mani olacak ‘Antifriz‘ dediğimiz sıvı ilave edilir.
Motorun soğutma suyunun içine ne oranda  
Antifriz‘ konulacağını


O bölgede olabilecek en düşük hava sıcaklığı belirler.


O zaman şöyle düşünülebilir.


Tam emniyetli olması bakımından


Soğutma suyunun yerine niçin tamamen  Antifriz doldurmuyoruz?


Antifriz oranı yüzde yüzü bulunca sıcaklık ne kadar düşerse düşsün maksimum korunma sağlanmış olmaz mı?
Hayır olmuyor.


Mantıken ters gelebilir ama belirli orandan fazla konulan  Antifriz bu sefer de tamamen ters tepki veriyor.


Suya yüzde 50 oranında katılmış  Antifriz -37 derecede donarken  


Antifriz‘ in kendisi yani saf  Antifriz  -12 derecede donuyor.
Suyla karışabilen her şey onun sıfır derece olan donma noktasını düşürür.


Yani donma derecesini düşürmek için suya toz şeker şurup hatta aküdeki asit bile konulabilir.


Hepsi de bir dereceye kadar aynı işlevi görür ancak hiçbiri diğer tehlikeli yan etkileri bakımından tavsiye edilmez.
İlk otomobillerde şeker ve balın  
Antifriz olarak kullanılmaları denendi


Sonraları ise alkolde karar kılındı.


Ancak bu sefer de alkolün kaynama noktası düşük olduğundan motor sıcakken sorun çıkardı.


O halde ideal  Antifriz‘ in donmayı önlemesi ama aynı zamanda da suyun kaynamasına sebep olmaması gerekiyordu.


Günümüzde bu amaçla ‘Etilen Glikol’ denilen renksiz kimyasal bir sıvı kullanılıyor.
Suyun içine katılan kimyasalların donmayı önleme özelliği suyun ve buzun moleküler yapıları ve  
Antifriz‘ in bu yapılara olan etkisinden ileri geliyor.


Bilindiği gibi tüm sıvılarda olduğu gibi suda da moleküller serbest ve düzensiz halde


Katılarda (buzda) ise sabit ve düzgün bir yapıdadırlar.


Su donarken önce moleküllerinin hareketleri yavaşlar sonra da düzgün ve sabit bir pozisyona gelirler yani kristalleşirler.


İşte  Antifriz‘ in buradaki rolü.


Moleküllerinin su molekülleri ile birleşerek onların buz kristalleri oluşturmalarına mani olmaktır.
Peki, öyleyse ortada su yokken  
Antifriz kendi kendine niçin daha çabuk donuyor?


Çünkü suya katıldığında  Antifriz‘ in su moleküllerine yaptığını su da  Antifriz moleküllerine yapar.


Donmayı önlemek daha doğrusu geciktirmek iki taraflı çalışır su da  Antifriz‘ in donma derecesini düşürür.


Sonuç olarak arabanın soğutma suyuna önerilenden fazla  Antifriz‘ konmasının hiçbir faydası yoktur aksine zararı vardır.


Motor soğutma suyu gibi camsuyun da donmayı geciktirici katkı katılmalıdır.


Herkesin bu konuda tedbirini tez elden alması akıllıca olacaktır.


 


Saygılarımla.


 


İbrahim Halil Okuyan


İnşaat Yüksek Mühendisi


22.Aralık. 2010  Şanlıurfa


[email protected]


 


 


 

168 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir