Halit Güllüoğlu
11 Mayıs 2009
Her yılın Mayıs ayının ikinci Pazar günleri “Anneler Günü” olarak kutlanmaktadır. Dünyada 1900 lü yılların başındadır kutlamalar. Bizde ise 1955 lerde başlandı. Bir çok günler vardır amma “Anneler Günü” herkes için bir başkadır. Elbette ki babasız ve annesiz çocuk olmaz. İstisnası “Hazreti İsa hariç” bugün Anneler günü olduğundan sadece bu güzel insanlardan bahsedeceğiz…
Anneler günü kutlanıyor. Aslında onların anılmalarına günler haftalar hatta yıllar yetmez.
Çünkü insan oğlu varlığını onlara borçludur. Anneler yaşadıkça insanlıkta var olacaktır. Annesini kaybedenler bunun yokluğunun acısını kim bilir ömür boyu nasıl taşırlar. Öyleyse hayatta olan anneler için “iyi ki varsınız Anneler” diyelim. Öksüzlerin yetimlerin muhtaç olduğu şefkatin hasretini hiç unutmadan..
Boynuna sarılıp ellerinden öpmek geldi içimden. Amma ancak onu rahmetle anabiliyorum şimdi.
Annelere annelerini sorun. Bu nasıl bir duygudur öğreniniz. Elbette ki bambaşka bir sevgi ve saygıyı gönüllerinde saklar. Çünkü onların kucağı güven ve şefkat yuvasıdır. Onlarla birlikte olmak huzur vermektedir. En acı günlerde dahi teselli kaynağıdır Anneler.
Çoğumuz baba veya anne olmadan önce şefkat denilen tek taraflı duygunun farkında bile olmazdık. Çünkü bu duygu sabrı da içinde barındırmaktadır..Çocuklarının mutluluğu için her türlü meşakkate katlanan anne değil midir? Peki annelerimize yeterli kadar değer verebiliyor muyuz? Onların yaşlılığında veya muhtaçlıklarında gerekeni yapabiliyor muyuz?
İşte bu durum çok önem arz etmektedir. Ne yazıktır ki görüp duyduğumuz gibi bazı annelerin ve babaların sokağa atıldığıdır. Bunu yapanların her türlü merhametten yoksun kimseler olduğunu ifade etmeliyiz. Utanç verici çirkin ve de ayıp bir davranışa sahiptirler. Yüce dinimiz bakın ne diyor. Bırakın şöyle yada böyle demeyi. Anne ve babanın haksızlığı halinde dahi “öf dememek gerektiğidir”.İnsanlar anne ve baba olduktan sonra evlat sevgisini daha iyi anlarlar. Uykusuz gecelerle o mübarek annenin canından kanından yavrusuna sunduğu sütten aldığı zevk her şeyi ifadeye yetmiyor mu? Bunu nasıl inkar edilebiliriz düşünün.
Annelerimizin üstümüze titreyişleri okşayışlarını unutmak mümkün mü?Onların sevgi ve dualarından yoksun kalmak ne acıdır. Gelen bir tehlike karşısında yavrusunu kurtarmak için kendini feda eden otobüs ve trenin altına atlayan fedakar anne nasıl unutulur..
Sokağa çıkarken okula giderken hep gözü arkada gönlü bizde kalan fedakar anne değil midir? Onları anmaya ömür yetmez. ölümden sonrada anılmaya layıktırlar.
Her kadına anne olma şerefi nasip olmalıdır. Keşke her kadın bu kutsal duyguları taşısa. Bir mal gibi adeta pazarlanan kadının medyalardaki görüntüsü nice anneleri rencide etmektedir. Bütün bunları görmek o mübarek anneliğin şanına hiçte yakışmamaktadır.
Gerek İslam Dini ve diğer dinler anneye çok önem vermişlerdir. Geleneklerimizde de kadının yeri çok önemlidir. Hele anneler için nice müjdeler vardır. Müslümanlık inançlarındaki anne güzelliğine bakın. ”Cennet Anaların Ayağı Altındadır” derken annelere verilen yücelik payesi kastedilmiştir..
Anneler insanlık var oldukça anılacaklardır. Çünkü varlığımızı onlara borçludur. Onlar bizim her şeyimizdirler.
Göçenleri rahmetle,hayatta olanları ise sevgiyle saygıyla analım.İyi ki varsınız Anneler.İyi ki bizleri doğurdunuz Anneler.
Hoşça kalınız.