Nejat Karagöz
25 Mart 2015
Haziran
yaklaştıkça önemli ülke meselelerinin tartışma dışı bırakılma manevraları
giderek yoğunluk kazanıyor.
Çoğu
kimse bir ABD Dolarının nasıl olup ta İki buçuk TL’yi aştığını, bu durumunun
Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerini/ maliyetini,
İşsizlik
oranının rekor düzeye ulaştığını,
Gizli bir
enflasyonun ülkeyi kemirip bitirdiğini,
Tarımın,
hayvancılığın, sanayi üretiminin karaya vurduğunu, et hatta saman ithal eder
hale geldiğimizi
Ve
bunlara benzer bir düzine acil ve önemli ülke meselesinin Tayyip Erdoğan ve
bazı hükümet üyeleri arasındaki boş ve anlamsız, bir o kadar da yapay ve
kasıtlı ağız dalaşlarının gölgesinde kaldığından habersiz.
Ülkenin
içerisinde bulunduğu seçim eğik düzleminin, onu götürdüğü akıbetin kasıtlı
olarak gözlerden/dikkatlerden kaçırıldığının farkında olanlarımızın ise sesi bu
boş ve kuru gürültüler arasında kaybolup gitmektedir.
Ülke
çapında bunlar olurken yerel ölçekte de kendini STK diye tanımlayan bir takım
lay lay lom kuruluşların milletvekili adayı belirlemede “Eğilim” beyan etmeleri
siyasetin kodlarının nasıl değiştirildiğini göstermesi bakımından ilginçtir.
Türkiye’nin
önemli baş ağrılarından biri olan ve artık çözümü sosyal ve politik olarak kendini
dayatmış bulunan barış sürecin üzerinde gölge yaratma girişimleri de şaşkınlık
yaratmaktadır.
Kendini hükümet üstü gören bazı odakların birbiri ile çelişen,
dün dedikleriyle bugün yamaya çalıştıklarının çözümden ve barıştan çok, bir
kargaşa zemini yaratmaya, bu arada seçimlere büyük oy kayıplarıyla ve parti içi
kanamalarla giren iktidar partisinin kayıplarını azaltmaya, en azından seçmen
tercihleri üzerinde bir mühendislik tasarlamaya yönelik olduğu açıktır.
Türkiye
genelinde seçimlere parti olarak gireceğini açıklayan ve ne hikmetse iktidara
gelenlerden başka herkesin lanetlediği seçim barajını aşma ihtimali bir şekilde
beliren DTP ile saray arasında ülke genelini pek çok yönden ilgilendiren barış
süreci üzerinde yürütülen düellonun da taraflardan en az birine (Büyük
ihtimalle saraya) zarar vereceği de ortadadır.
Bütün bu
bilinenler ve işaretler ışığında gidilen seçimin sonuçları, Cumhuriyetimizin
ilk yıllarında 27 sene kadar sürmüş bulunan tek parti iktidarını aratır bir
iktidar yapılanması girişimlerini alt üst edecektir süphesiz…
Çıkarılmaya
çalışılan antidemokratik yasaların, polis devleti kurma girişimlerinin,
eleştirme ve beğenmeme hakkının neredeyse birilerinin iki dudağı arasına
sıkıştırılmaya çalışıldığı gerçeği bu gidişatın en başat göstergelerinden
biridir.
Konu gide
gele bin türlü alavere-dalaverelerle sürdürülürken umut ve beklentiler ise
Allah vere düzeyini aşamamaktadır.
Allah
vere de sonu selamet ola…