Konuk Yazar
18 Aralık 2017
Uz.Dr.Hülya Turgut
Özellikle çocukluk ve ergenlik döneminde oldukça yaygın olan, ancak buna rağmen üzerinde pek fazla durulmayan bir konu da akran zorbalığı veya akran baskısıdır. Yapılan çalışmalar okullarda her dört çocuktan birinin bu duruma en az bir kez maruz kaldığını göstermektedir. Çocukların ve gençlerin sorunlarını ele alırken yapılan en büyük hata; çocuğun bulunduğu çevredeki yetişkinlerle iletişimine ve onlarla ilişkisinin nasıl olduğuna göre mevcut sorunun ele alınmasıdır. Oysa ki bu değerlendirmeyi bu şekilde yapmakla gerçek tabloyu gözden kaçırmış olduğumuzun farkına dahi varamıyoruz. Çünkü sorunlara bu şekilde yaklaştığımızda; çocuk ve ergenlerin zamanlarının sadece yetişkinlerle birlikte geçtiğini kabul etmiş oluyoruz. Ama gerçekte durum bunun tam tersidir. Yani çocuklar ve ergenler zamanlarının çoğunu yaşıtları ile geçirirler. Özellikle de kimlik arayışı içinde olan ergenler genellikle ailelerinden uzaklaşıp genellikle dışarda kendi yaşıtlarının çoğunlukta olduğu gruplara yönelirler. Bu şekilde aidiyet ve değer görmeyi kazandıklarına inanırlar.
Ancak bu yakınlaşma her zaman bu hayal edildiği veya zannedildiği gibi pozitif kazanımlarla sonuçlanmaz. Hatta bu durumun tam tersi şekilde negatif etkisi de sıkça görülmektedir. Bu negatif etkinin temel sebebi de akran zorbalığıdır. İçerisinde çok fazla anlam bulunduran akran zorbalığı veya akran baskısı; fizik şiddet şeklinde olabileceği gibi, cinsel, sözel, sosyal ve psikolojik şiddet şeklinde de olabilir. Ve bu durum nedeniyle çocukta veya ergende bir çok psikiyatrik hastalık ortaya çıkabilir. Bu nedenle çocuk ve ergenlerin psikolojik sorunları veya sıkıntıları ele alınırken yetişkinlerle olan ilişkilerinden önce akran zorbalığı gibi bir durum yaşayıp yaşamadıklarının ele alınması çok önemlidir.
Aksi halde çocuk ve ergende; depresyon, mutsuzluk, tükenmişlik, psikosomatik yakınmalar, dikkat dağınıklığı, derslerde başarısızlık ve algılama güçlüğü gibi bir çok psikolojik problemler görülebilir.
Çocuk ve ergenin ruhsal sağlığını bu kadar çok etkileyen ve sıkça görülen bu akran zorbalığı konusunda evde ailelerin ve okullarda öğretmenlerin diğer en önemli hataları ise; bu durumu yok sayma (bizim evde veya okulumuzda böyle bir şey olması mümkün değil), kurbanı suçlama, bu konuya eğlenceliymiş gibi yaklaşma, bekleyip kendiliğinden geçmesini bekleme, eğitici bulma ve cinsiyet ayırımı yapma şeklinde karşımıza çıkabilmektedir,
Unutulmaması gereken en önemli nokta böyle bir durum fark edildiği zaman mümkün olan en kısa sürede uzman eşliğinde, aile ve okul işbirliği ile uygun müdahalenin yapılması gerekliliğidir.