Mehmet Göncü
30 Mayıs 2012
Çocukluk ve gençlik yıllarımdan hatırlarım. İlimizde ve civar şehirlerin bazılarında rastlamışımdır. Özellikle kadın ve çocukların açıktan akan bazı lağım sularının bulunduğu kanalların üzerinden (7) yedi defa atlayarak dertlerine çare aradıklarına çok defa tanık olmuşumdur.
Bu konu ile ilgili olarak tespitim şöyledir. Urfamızda balıklıgöllerden çıkan temiz su, ilkin Hasan Padişah camisinin avlusundan geçerdi. Sonra tarihi çarşılardan ve Gümrük hanının ortasından temiz olarak akardı. Pazar camisinde bir dertli dolabı çevirir, sağ yandaki su değirmenine ulaşırdı. Bilahare kelleci çayı adını alır, çekeri, şekeri ve askeri mahalelerinden geçer daha sonra Göncülerin ve dabağların imalathanelerinin ortasından akardı. Su burada deri imalatı nedeni ile çok pis olurdu. İşte bu imalathanelerin çıkış noktasında bulunan bu kanala da halk “Ahırvan” derdi.
Yıllar önce merak edip araştırdım. Kimse bu konuda sağlıklı bir bilgiye sahip değildi. Herkes duyduklarını nakil yoluyla birbirlerine aktarıyorlardı. Kaldıki, anlatılan ve söylenenler akıl ve mantıklada çelişiyordu.
Kimileri, “Ahırvan” sözcüğünü, Ahilik Esnaf ve Sanatkarlık Teşkilatını kuran, büyük mütefekkir; “Ahi Evran Veli”yle özdeşleştiriyor. Kimileri islamiyetten önceki semavi dinlerle alakalandırıyordu. Bazıları da böyle gördük, böyle de uyguluyoruz diyorlardı. Ama hiç bir izah akıl ve mantığıma uymuyordu. Bende büyük bir merakla bu hususta bir çok araştırma yaptım. Neticede de şu kanıya vardım.
Bana göre; üzerinde yaşadığımız coğrafya çok çeşitli kültürlerin harman olduğu bir bölgedir.
İlimiz on iki bin yüz yıllık bir tarihi geçmişe sahip, dünyanın en eski üç yerleşim alanından biridir. Gerek beşeri ve gerekse semavi inançların uzun yıllar kentimizde egemen olup yaşama imkanı buldukları gerçeğinden yola çıkarsak, bu konuda zerdüş inancından da biraz bahsetmek gerekiyor.
Özet olarak; Zerdüş inancının yazılı kitabı Avesteye göre, Dünyayı yöneten iki önemli melek var. Bunlardan biri iyilik meleği olan (Hürmüz) ki, bu melek bir an dahi durmaksızın Dünyaya iyilik dağıtmaktadır. İkinci melek (Ehriman) ise Dünyada her an meydana gelen kötülükleri hiç durmadan toplamaktadır. Dikkat ederseniz, (Ehriman) kötülükleri topluyor, işte bu meleğin kirlenmiş sulardaki pislikleri toplamakla devamlı meşgul olduğu mekanlar olarak debbağların deri, barsak parçalarının sürekli aktığı bu yerlerde devamlı kalacağını varsayanlar hazır melek (Ehriman) iş başında iken kendi hastalıklarını ve her türlü kötülüğü üzerlerinden alsın diye bu pisliklerin üzerinden yedi defa atlayarak kendilerini güya (Ehrimana) göstermektedirler. Sanki çöp toplayıcılarını görüp kendi çöpünüde getirip çöpçüye vermek gibi bir şey. Çok saçma ve yanlış bir davranış.
Hiç kuşku yok ki, zerdüş bile hayat olsaydı bu duruma hem çok üzülür ve hemde çok gülerdi. Ehriman Ahırvan olmuş ve pis sularda mekân tutmuş. Bu kadar sağlığa ve saçmalığa ne demek gerekiyor, ben şahsen bir ad bulamıyorum.
Gerçek olan şu ki; Hiçbir semavi ve beşeri inançta bu gibi akla ve mantığa aykırı esaslar yoktur, olamazda.
Demekki; binlerce yıl öncede halkın temiz ve saf duygularını sömüren ve çıkar sağlayan kurnaz, ahlaksız bazı kimseler varmış. Bu günde bu tanıma uyan şahıslar toplumda çok var.