K. Eren Akalın
26 Ekim 2011
Her şey neredeyse 5-6 yıl önce başladı,
Annem Urfa yemeklerini bir kitapta toplamak istediğini babama söylediğinde, mideme bir talih kuşunun konduğunun farkında değildim !
“Olur mu – olmaz mı ?” tartışmaları sona erdiğinde, benim için 5-6 senelik unutulmaz bir serüven başladı,
* * *
Tandırlıktan Gelen Lezzet isimli kitapta yer alan yemeklerin birkaç istisnası hariç tamamı evde pişirildi,
Bütün yemekler sade yağsa , sade yağ, iç yağı ise iç yağı
aslına uygun pişirildi,
Sebzeler yıkandı, temizlendi , yemeğe hazır hale getirildi,
Yemeklerin etleri itinayla seçildi,
Fotoğrafı beğenilmeyen yemek, tekrar tekrar pişirildi,
Keme Boranısı pişecek, beklendi ki ilkbahar gelsin,
Frenk Tavası pişecek, beklendi ki yaz gelsin,
İlkbahar geldi, yaz gitti, kış geldi sonbahar gitti,
Babam fotoğrafları çekti,
Ben “iki el bir boğaz” yedim de yedim,
5-6 yıllık serüven sona erdiğinde tam tamına 18 kilo almıştım.
* * *
Kitap yayınlandı mertlik bozuldu,
Döndük eski günlere,
Söğülmeyi zeytinyağıyla yapmaya başladılar yine,
Çömlekte etlerin kuyrukları temizleniyor,
Pilavlar sade yağsız vs.
Anlayacağınız lezzet artık tandırlıktan gelmiyor !
Bir sağlıktır tutturdular ,
Ödüm kopuyor ki annemler bizi bir akşam yemeğe çağıracak !
* * *
Aldığım kilolarsa başıma tam anlamıyla bela oldu,
Babam her gün “rejime ne zaman başlayacaksın” diye söyleniyor,
Hem şimdilerde yediğim yemeklerden lezzet alamıyorum , hem de babamla aramız aldığım kilolardan ötürü naneli,
Yemekleri yapan, tarifleri yazan anam,
Yayına hazırlayan babam,
Durduk yere ağzının tadı kaçan ben…