Geçen hafta ülkemizi ziyaret eden Ankara ve İstanbul’daki tarihi mekânları gezen, özellikle Ayasofya Müzesi ile Sultan Ahmet Camisinin birer şaheser olan mimarlık eserlerine hayran olduğunu beyan eden Sayın Barack Hüseyin Obama’yı çok samimi gördüm ve kendisine içten bir sempati duydum.

Sayın  Obama’nın, ülkemize geliş sebeplerini Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül ve Başbakanımız  Sayın Recep Tayip Erdoğan’la bilinen politik konuşmalarını ben şahsen bu yazımda bahsetmeyeceğim. Zira bu hususta ülkemiz ve dünya kamuoyu yeterince bilgilendirildi.

Beni etkileyen, Sayın Obama’nın çok mütevazi ve samimi davranışları oldu.

Mesela; yağmurlu bir havada uçaktan tek başına inerken, şemsiyesini kendisi tutuyordu. Dikkat ettim. İstanbul’da Tophane-i amire .binasında bazı üniversite öğrencileri ile çok samimi diyalog kurdu,  beden dilini çok iyi kullandı.  Herkesin elini sıktı. Arada sırada kullandığı Türkçe sözcüklerle sempati kazandı ve sevildi.

Öte yandan bizim öğrencilerinde çok güzel bir İngilizce ile konuşmaları, gerçekten göksümü kabarttı.

Sayın Obama’nın ulusal televizyonlardaki konuşmalarının içi doluydu. Dünyaya barışın çok boyutlu gelebilmesi için,  insanlık aleminin evrensel hukuk normlarında ve özveri ile çalışmasının gerektiği hususunu satır aralarında samimi bir şekilde ifade etmesi de, beni çok umutlandır da ve iyimser düşünmeme neden oldu.

Ayrıca; Ben şahsen Sayın Obama’nın beyanlarının samimiyetine kalben inandım. Mütevazi kişiliği onun ne kadar çok akıllı ve ne kadar çok bilgili ve samimi olduğunu gösteriyordu.

Ancak Sayın Obama’nın Amerika Birleşik Devletlerindeki siyasi ve ekonomik sistemleri yöneten kadrolarının da kendisi gibi düşünüp düşünmediğini zaman içinde anlayacağız.

Ne zaman ki ABD Irak’tan tamamen çekilirse ve ne zaman ki her 24 Nisan geldiğinde temcid pilavı gibi 1915 sözde Ermeni soykırım iddialarını ısıtıp ısıtıp haksız olarak  karşımıza çıkarmaz ve kanunla  tarih yazmaktan vazgeçerlerse  o zaman ABD’nin dünya barışına büyük katkılarının olacağına yürekten inanacağım.

Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla..