Cihat Kürkçüoğlu
3 Aralık 2007
Bundan önceki “Dahilerimiz Heder Oluyor” başlıklı yazımda, üstün sanat yeteneği olan, ancak keşfedilmediği için ya da devlet tarafından desteklenmediği için heder olup giden yeteneklerimizden söz etmiştim. Bu yazımda; ilimizde yaşayan, sanat eğitimi almamış, ancak tamamen Allah’ın kendilerine vermiş olduğu üstün yetenekleri sayesinde son derece profesyonelce eserler üreten genç heykeltıraşlarımızdan Adil Cihanbeyli’yi ve çalışmalarında kendisine yardımcı olan kardeşi Ali Cihanbeyli tanıtmaya çalışacağım.
Adil Cihanbeyli 1974 Urfa doğumlu. ılkokuldan sonra liseyi dışarıdan bitirmiş. Lise yıllarında resimle haşır neşir olmaya başlamış. Ancak çamur ve alçıdan yaptığı masklar, rölyefler ona daha bir keyif vermiş ve çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırmış. 1998 yılında askerlik dönüşü heykel ve taş oymacılığı çalışmalarına ağırlık vermiş. Urfa taşından oyduğu şömineler Urfa evlerini süslemeye başlamış. Antalya’daki bir otelin duvarına taştan işlediği Venüs’ün doğuşu efsanesini konu alan rölyef çalışması onun ilk büyük çalışması olmuş.
Heykel ve rölyef çalışmalarından gerekli desteği ve kazancı bulamayan Adil Cihanbeyli, Urfa Atatürk Caddesi üzerinde bir kafe işletmeye başlamış. Benim kendisini tanımam bu kafenin girişindeki taş rölyefle oldu. Sanıyorum 2000 yılı başları idi. Bu rölyefin ustasını merak edip bodrum kattaki kafeye indiğimde kafenin duvarlarındaki sanat harikası rölyefler daha da bir ilgimi çekti. Bunları işleyen sanatçı ile tanışmak istediğimi söylediğimde beni kafenin sahibi Adil Cihanbeyli ile tanıştırdılar. Hiç Unutmam o gün kendisiyle uzun uzadıya bir sohbetimiz oldu. Böylesine yetenekli bir gencin sanatı ile ilgili çalışmalar yapması gerekirken kafe işletmeciliğine girişmiş olmasına hayret etmiş ve üzülmüştüm. O da, Urfa’da bu sanata ilgi olmadığını, bu yüzden kafe işine giriştiğini söylemişti. O günlerde, Urfa’daki büyük bir otelin duvarlarına Urfa tarihini konu alan rölyefler yapılması başta olmak üzere bir iki iş bulma çabam sonuç vermemişti.
Urfa için paha biçilmez bir değer olarak gördüğüm bu değerli sanatçıyı, genç ve çalışkan ıl Kültür ve Turizm Müdürümüz sayın Selami Yıldız yaklaşık bir yıl önce keşfederek kendisinden yararlanmaya başlamış. ıl Kültür ve Turizm Müdürlüğü bahçesini kafe ve büfelerden kurtarıp orayı örnek bir kültür bahçesine dönüştüren sayın Yıldız, bu bahçenin duvarlarına Urfa’nın Paleolitik, Neolitik, Babil, Asur, Helenistik, Roma, Bizans ve islami dönemlerine ait eserlerin rölyeflerini, ayrıca 12.000 yıllık dünyanın en eski heykeli Balıklıgöl Heykeli ve Göbeklitepe Stelleri başta olmak üzere Urfa Müzesindeki bir çok heykelin kopyalarını Adil Cihanbeyli’ye yaptırmış. Adil Bey’e bu çalışmalarında Harran Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Bahattin Çelik danışmanlık etmiş.
Adil Cihanbeyli tüm bu çalışmalarını kendisi gibi sanatçı olan kardeşi Ali Cihanbeyli ile birlikte sürdürüyor. Cihanbeyli kardeşlerin babaları Köy Hizmetleri ıl Müdürlüğü’nde sendika başkanlığı yapmış Müslüm Cihanbeyli.
Cihanbeyli ailesinin tüm kardeşleri sanatla iç içe bir yaşam sürüyor. Ağabeyler Nuri ve Ömer Almanya’da sanat yaşamlarını sürdürüyor. Ressam ve heykeltıraş olan Nuri Cihanbeyli, Almanya’da gençlere el becerileri öğreterek onları topluma kazandırmak için devlet tarafından kurulmuş büyük bir sosyal merkezde eğitmenlik yapıyor. Ömer Cihanbeyli de seramik ve resim sanatı üzerine uğraş veriyor. Kardeşlerden Turan Cihanbeyli sinema yönetmenliği yapıyor. Lise son sınıfta okuyan kız kardeş Deniz Cihanbeyli ise tam bir edebiyat tutkunu. şiir yazıyor ve üniversiteye hazırlanıyor.
Adil ve Ali kardeşler şu sıralar ıl Kültür ve Turizm Müdürlüğü bahçesindeki çalışmalarını bitirmek üzereler ve yaşamlarını sürdürmek için işletmekte oldukları kafelerine dönecekler. Ancak onların yeri kafe değil.
Buradan Belediye Başkanımız sayın Ahmet Eşref Fakıbaba’ya bir öneride bulunmak istiyorum. Sayın başkanım. Urfa’ya çok büyük hizmetleriniz oldu. Yaklaşık dört yılda geçitlerle, caddelerle, alt yapı çalışmalarıyla, parklarla, bahçelerle, meydan düzenlemeleriyle, tarihi dokudaki koruma çalışmalarınızla şehrin çehresini değiştirdiniz. Urfa’nın meydanlarını anıtlarla, çiçeklerle süslediniz. şehrimizi hak etmediği çirkinliklerden kurtarıp, güzelliklere kavuşturdunuz. Urfa için yüzyılın en büyük şansı olarak GAP Projesi’ni ve sizi görüyorum. Bu tarihi şehre tutkun biri olarak, hizmetlerinizden dolayı size ve ekibinize minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Lütfen bu sanatçılarımıza kucağınızı açınız. Kendilerini bünyenize alarak onlara bir atölye kurunuz. Gereksinim duydukları malzemeleri, taş blokları kendilerine sağlayınız. Onlar da bu taşlara biçim versinler, Urfa’nın meydanlarını, duvarlarını, caddelerini anıtlarla süslesinler.
Belediyeniz bünyesinde bu güne değin açtığınız resim ve müzik kursları, düzenlediğiniz tiyatro gösterileri, konserler, kültür sanat haftaları, ressamlarımızın il içinde ve dışında açtıkları sergilere verdiğiniz maddi ve manevi destek, sanatın ve sanatçının toplumun hayat damarları olduğuna inandığınızı kanıtlıyor zaten.