‘Yanlış karardan dönmek de bir erdemdir’
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın aldığı karar kapsamında bazı koroların isminde yer alan “Türk” ibaresi çıkarıldı. Düzenlemeler kapsamında Şanlıurfa’daki Devlet Türk Halk Müziği Korosu Müdürlüğü’nün ismi Şanlıurfa Sıra Gecesi Müzik Topluluğu Müdürlüğü, Elazığ’daki Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Müdürlüğü’nün ismi Elazığ Kürsübaşı Müzik Topluluğu Müdürlüğü olarak değiştirildi.
Alınan bu karara ilk tepki Ankara Devlet Türk Halk Müziği kurucu koro şefi, Emekli TRT Türk Halk müziği sanatçısı, derlemeci, yazar hemşerimiz Dr. Mehmet Özbek’ten gelmişti. Özbek, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’a öncekigün ‘Açık mektup’ göndererek, ‘Koroları yeni isimleriyle muhitlerinin sınırları içine hapsetmek ve onlara küçültücü isimler yakıştırmak doğru olmadığı gibi büyük bir hatadır.’ demiş, bu yanlıştan dönülmesini istemişti.
Benzer bir tepki Sanat Tarihçisi Cihat Kürkçüoğlu’ndan geldi. Kürkçüoğlu, ‘Yanlıştan dönmek erdemdir’ mesajı paylaştı.
‘BU; BİR GÜNAH VE BİR VEBAL OLUR’
Özbek, Kalın’a gönderdiği ‘Açık Mektup’ta şu yorumu yapmıştı:
”Ülke genelinde Devlet Koroları ve Halk Dansları Topluluğu’nda isim değiştirme, kapatma, birleştirilme ve taşınma gibi değerlendirmelere gidileceği Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün 23.03.2021 tarih ve 1178470 sayılı teklifiyle Bakanlık onayına bağlandığı öğrenilmiş bulunmaktadır.
İlgili yazıda sözü edilen korolar ve halk dansları topluluğu, yurt içinde ve yurt dışında, sıfatlarındaki sanatları icra etmek amacıyla kurulmuş ve bu güne kadar da bunu büyük bir başarılarla icra etmiş ciddi ve teknik kuruluşlardır.
Klasik korolar yüz yıl ötesinden bugüne kadar oluşmuş soylu repertuarı icra ederek, yurt sathında ciddi bir müzik kültürünün oluşmasına, halk müziği koruları da yöresel değil, muhitlerinin dışına taşarak tüm Anadolu türkülerinin yurt genelinde yaygınlık kazanmasına, ortak bir vatan ve millet sevgisi oluşmasına hizmet etmişlerdir.
Türküler halkın yaşayışının, inanç ve değer hükümlerinin bir hazinesidir. Duygu ve düşünceyi insandan insana aktaran bir vasıta olduğu için, insan topluluklarını bir yığın veya kitle olmaktan kurtararak aralarında duygu ve düşünce birliği olan bir millet haline getirirler.
Koroları yeni isimleriyle muhitlerinin sınırları içine hapsetmek ve onlara küçültücü isimler yakıştırmak doğru olmadığı gibi büyük bir hatadır.
Ne ‘kürsü başı’ ne de ‘sıra gecesi’ kavramları, zannedildiği gibi türküler çalınıp söylenen toplantılar değillerdir. Bu, maalesef yaşadığımız kültür buhranı neticesinde kültürden, gelenekten bi-haber cahil çevrelerin yakıştırmalarıdır.
Özellikle ‘sıra gecesi’ ve ‘kürsü başı’nın müzik icra etmeyle doğrudan ilgisi yoktur.
‘Sıra gecesi’ Şanlıurfa’da yüzyıllardır süregelen tabii bir edep müessesesi, doğal bir terbiye okuludur. Bir gelenek olarak süregelen sıra gecesi, kaynağı insanî erdem ve prensipleri benimseme ve savunma esasına dayalı, insanların kişilik ve ahlâk bakımından yetişmelerini amaçlayan bir kurumdur. Kökü ahiliğe dayanan sıra geceleri toplantılarının, yöre gençlerinin yetişmesinde çok önemli bir yeri vardır. Sıra gezenler arasında müzikle iştigal edenler varsa, ancak o zaman sıra gecesinde müzikten söz edilebilir.
Bugün yozlaşarak bozulmuş, eski asaletini kaybetmiş, sıradan arkadaş toplantılarına dönmüş olan, hele hele medyada aynı kıyafeti giyerek ellerinde bağlama, yanlarında davul zurna ile sahne alarak değersiz türküler söyleyen kişilerin yaptığı şovla sıra gecesinin hiç ilgisi yoktur. Esasını sosyal ve kültürel sohbetlerin oluşturduğu bir disiplindir ‘sıra gecesi’, ‘kürsü başı’. Bu ortamlar insanı ve insani değerleri keşfeden birer okuldurlar. Hiç bir yönleriyle bu topluluklar öngörülen isimlerle özdeşleştirilemez.
Milli birlik ve beraberliğe önem verenler, Türk halk ve klasik musikisi ile halk oyunlarına dört elle sarılmalı, bunları koruma, yayma ve geliştirmeyi milli kültür politikasının başlıca vazifesi saymalıdırlar.
Kuruldukları günden bu yana büyük bir heyecan ve fedakârlıklarla hizmet veren bu kurumların ihya edilecek yerde, yeni bir değerlendirmeyle yok edilmelerine sebep olmak, kefareti olmayacak bir günah ve büyük bir vebal olacağını arz etmek isterim.
Bu konuyu, ömrünün yarım yüzyıldan fazlasını bu alana hizmetle geçirmiş, başta Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu olmak üzere Sivas ve Şanlıurfa korolarının kurulmasında emeği olan biri olarak, müzikle yakından alakadar olduğunu bildiğimiz zatı âlinizin takdirlerine arz etmeyi vicdani bir görev addediyorum.”
‘DEVLET OLARAK BU KOROLARDAN ELİMİ ÇEKTİM Mİ DENİLMEK İSTENİYOR?’
Müzikolog-Sanatçı Dr.Mehmet Özbek’in bu değerlendirmesine harfiyen katıldığını vurgulayan Sanat Tarihçisi Cihat Kürkçüoğlu ise sosyal medya adresinden şu yorumu yaptı:
”Felsefesi ve ahilikten gelen asil bir kimliği olan “URFA SIRA GECESİ” geleneği son yıllarda turizm adına gece ve gündüz olmasına bile bakılmaksızın dar salonlarda elektronik çalgı aletleri ve davul-zurna ile vur patlasın-çal oynasın şeklinde sıradan ve değersiz türkülerin söylendiği eğlence şovlarına dönmüştür.
Böylece bu eğlence şovlarının “SIRA GECESİ” olduğuna dair toplumda yanlış bir algı oluşmuştur.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2009 yılındaki başvurusu üzerine Şanlıurfa’nın Sıra Geceleri, Elazığ’ın Kürsübaşı Sohbetleri ve Balıkesir’in Barana Geceleri “GELENEKSEL SOHBET TOPLANTILARI” adı altında UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras listesine alınmıştır.
Şanlıurfa Sıra Gecesi’nin, Elazığ Kürsü Başı’nın “GELENEKSEL SOHBET TOPLANTISI” olduğunu bilen Kültür ve Turizm Bakanlığı bunu unutmuş ve bu gecelerin yukarıda sözünü ettiğim eğlence amaçlı müzik şovu olduğunu kabul etmiş olmalı ki ; “ŞANLIURFA DEVLET TÜRK HALK MÜZİĞİ KOROSU” adını “SIRA GECESİ MÜZİK TOPLULUĞU” , “ELAZIĞ DEVLET KLASİK TÜRK MÜZİĞİ KOROSU” adını “ELAZIĞ KÜRSÜBAŞI MÜZK TOPLULUĞU” olarak değiştirmiştir.
Her iki koronun isminin başındaki “DEVLET” kelimesi kaldırıp “devlet olarak ben bu korolardan elimi çektim” demek mi istemiştir?.
Urfa korosundan “Halk Müziği” adını, Elazığ korosundan “Klasik Türk Müziği” adını kaldırıp icra edilecek müzik türünün belirlenmediği “ŞANLIURFA SIRA GECESİ MÜZİK TOPLULUĞU” , “ELAZIĞ KÜRSÜBAŞI MÜZİK TOPLULUĞU” ismini getirerek, “Halk müziği neymiş, Klasik Türk Müziği neymiş, bu topluluklar eğlence amaçlı müzik icra eden sıradan topluluklardan biridir, ne tür müzik icra ederlerse etsinler” demek mi istemiştir?
Böyle demek istendiğine elbette inanmıyorum.
Bu koroların isimlerinin değiştirilmesi büyük hata olmuştur.
Ömrünün yarım asırdan fazlasını Halk Müziğimize hasretmiş Müzikolog bilim insanı DR.MEHMET AVNİ ÖZBEK hocamızın ve müzikle ilgili diğer bilim insanlarımızın seslerine kulak verileceğini ve bu yanlış karardan dönüleceğini umuyorum.
YANLIŞTAN DÖNMEK ERDEMDİR.”
BİR DAHA YAZIYORUM ADMİN SİLMESENİZ MEMNUN OLACAĞIM SON 20 YILDA MEMLEKETTE O KADAR GENÇ SANATÇI ARKADAŞLARIMIZ VAR TRT DE ÜST DÜZEY YETKİLİ İKEN SANATÇI KADAROSUNDAN KİMLER GİRDİ HANGİ URFALI SANATÇI ARKADASLARIMIZI İŞ İMKANI SAĞLADI MALUM KİŞİ……
Çok kıymetli hemşehrimiz Dr Mehmet Özbek TRT’de üst düzey yöneticilik yapmamıştır. İcra ettiği kamu görevlerini aşağıdaki bağlantılardan okuyup öğrenebilirsiniz. TRT’de 1986 yılına kadar çalışmış, 1986 yılından emekli olduğu 2007 yılına kadar da Kültür Bakanlığı Ankara Türk Halk Müziği Korosu şefliği görevini yürütmüştür. Yaşamlarını karşılık beklemeden Urfa’ya hizmete ve Urfa’yı tanıtmaya adayan insanları takdir etmeseniz dahi, “malum kişi” ifadesiyle tavsif etmeniz na-malum varlığınıza uygun düşmüştür.
https://www.biyografya.com/biyografi/6912
https://urfahizmet.com/ozbekin-kulture-katkisi.html