İbrahim Halil Okuyan
19 Ocak 2007
Ülkemiz dünyanın en zengin, kaynakları bol bir Memleket. Üretmesini, işletmesini bilirsek bugünkü nüfûsumuzu da, yarınlarımızı da besler. ıhracata da her alandan maddeler kalır. Yeter ki biz işimizi, aşımızı, eşimizi bilelim. Kaynaklarımızı tasarruf ederek, yerinde ve zamanında değerlendirerek kullanalım. Toprağımız, suyumuz, güneşimiz bol. Tarım alanlarımızı çeşitlendirerek, toprak-su analizleri yaparak kullanabilirsek, seralarla donatırsak dört mevsim dünyada ne varsa Memleketimizde de o olabilir. Bu az bir zenginlik midir? Hububatın her çeşidi ve en âlâsı bizde. Bakliyatın her çeşidi ve en alâsı bizde. Sebzecilik, meyvecilik tazesi, kurusu ve işlenmiş her çeşidi ile bizde… Bu Memlekete nasıl hayran olunmaz, nasıl gönül verilmez ki… Atalarımız canlarını boşuna feda etmemişler. Biz bugün Onu korumak için boşuna nöbette değiliz. Yarınki nesiller de bunun idraki içinde olacak, hiçbir fedakârlıktan kaçınmayacaklardır inşallah. Zamanımızda en zengin Avrupa Ülkeleri bile domatesi, salatalığı, limonu, portakalı tane ile alıp “tadımlık gibi” ailece yerken, biz hamd’olsun evlerimizde sanki harmanına sahibiz. Vasat bir geliri olan bütün vatandaşlar bu nimetlerden istifade edebiliyorlar. Vicdanı ile barışık toplumlarda fakirler de bunlardan mahrum kalmıyorlar. Devletimiz, zenginlerimiz en uzak köşelere dahi refahı ulaştırmağa çalışıyorlar. Yarınımızı, bugünden daha iyi etmek için uğraşıyorlar. Hasılı mevcut unumuz, şekerimiz, yağımız birleşsin, “helva” olsun istiyorlar. Bunun gayreti içerisindeler. Yöneticiler iyi niyetle çalışmalarına devam ettikçe Yaradan da kulunun daha müreffeh hale gelmesini istiyor, kapalı kapıları da ardına kadar açıyor, “Daha çok çalışın, daha çok vereyim” diyor sanki. Ülkemizin bir kısım yerlerinde açılan petrol kuyularından iyi randımanlar alınması, altın ve doğalgaz araştırmalarının müsbet sonuçlar vermesi, iyi rezervler oluşturması; iyi niyetin ve çalışmaların ürünü olarak inşallah Milletin yüzünü güldürecektir. Barajlarımız, hidroelektrik santrallarımız da tam randımanla çalışarak refahın perçinlenmesine yardımcı olma saadetini millete tattıracaklardır. Biz demokratik hayatta partilerin katıldığı seçimlerin yıpratıcı çekişmelerden ziyade bir “hizmet yarışı” olmasını arzu ediyor, Milletimizin de bu arzu ve temayülde olduğunu çok iyi biliyoruz. Hal bu iken her vesile ile seçimleri anmanın ve zamanından önce çekişmelere zemin hazırlamanın gereksiz olduğunu düşünüyoruz. Bizim Millet olarak her günümüzü değerlendirmeğe, durmadan ilerlemeğe ihtiyacımız olduğunu unutmamak lâzımdır. Herşeyi yerinde ve zamanında ele almak ne güzel bir fazilettir. ınanıyoruz ki, biz işimizi ve kendi kudretimizi bilerek çalışmağa, araştırmağa devam edersek en geç 2023 de (Cumhuriyetin 100.yılı) dünyanın süper devletlerinden biri oluruz. Bu tabii bir sonuçtan başka birşey değildir. Bu yolda gayret etmek, yöneticilerin hedef göstermesi Milletin yükselmesine zemin hazırlayacak, Türkiye, olması gereken noktaya ulaşacaktır. Tabii, yarınımızın bugünden iyi olması ve her günün bu tempo ile gelişmesi işi kolaylaştıracaktır.