İbrahim Halil Okuyan
12 Aralık 2006
Yakın bir geçmişte, Peygamberlerimizle (s.a.v.) ilgili sözleri sebebiyle antipati ve nefret toplayan Papa 16. Benedikt’in kısa bir süre sonra Türkiye’ye gelmek isteyişi hayli yadırgandı. Diplomatik teamüller ve gerekler nihayet bu istenmez misafiri(!) Üç-dört günlüğüne aramıza kattı. şunu peşinen belirtelim ki; Papa, Türkiye’deki davranışları, bildiği 7 dili ve beden dili ile, daha önceki üzerimizde bıraktığı kötü intibaını silmeğe çalıştı. Bunda kısmen başarılı da oldu. Vatikan’ın hakimi, ısa Peygamberin vekili sayılan Papa, katolik dünyasının ruhani lideri aynı zamanda. Türkiye’yi ziyaret; birinci plânda kendi dindaşları ile ilgili. Ortodoks ve Ermeni Patrikleri ve Cemaati bu ziyaretten hayli müstefid oldular. Aralarındaki barış ve yaklaşım iyi bir mesafe aldı. Müslümanlara karşı ise papa gördüğü hoşgörü karşısında mahcub ve o derecede saygılı idi. Pek açığa çıkmasa da kendini affettirme çabası her davranış ve söyleyişinde hissediliyordu. Diyanet ışleri Başkanımızın uyarıcı sözleri, ıstanbul Müftüsünü Sultanahmet Camiindeki “Huzur duruşu” telkinleri Onu hayli etkilemiş olacak ki mutlak bir itaat içerisindeydi. Bütün bunlara rağmen müslümanların Peygamberimize hakarete yeltenenleri affetmesi beklenemez ama misafire saygıda kusur edilmedi. O da ezanımıza, bayrağımıza en aziz saygısını esirgemedi… Diğer yandan “Türkiye bu ziyaretten ne kazandı?” sorusu akla geliyor. Türkiye bütün dünyanın gözü üstünde olan bu ziyaret vesilesiyle Ülkenin tanıtımını iyi yapmış oldu. Huzur, ve hoşgörü Ülkesi olduğunu ispatladı. Papa, ıstanbul’un bir parçası bende kaldı.” “Türkiye’yi şimdi bir başka türlü tanıyorum.” dedi. Bizi barbar, yabani olarak tanıyanlar, tanıtmağa çalışanlar utandılar. Böylesine tezatlar taşıyan, Papa’nın, ziyaretinde can tehlikesi bile olacağına inanılan bir organizasyonun üç büyük şehirdeki ziyaretlerle nasıl mükemmel yürütüldüğünü gördüler. Tek noksanımız trafik sıkışıklıkları idi. O da çok eski şehirlerdeki dar cadde ve sokaklarda ancak bu kadar olabilirdi. Bundan da Papa ve ekibinden ziyade kendi halkımız tedirgin oldu. Bunun için de halkımız oldukça büyük olgunluk tolerans gösterdi. Daha önceki fikriyatı ile bizi AB’ne pek yakıştıramayan Papa bu ziyaretiyle Devlet adamlarımızın, halkımızın yakınlığını ve insani davranışlarını, medeniyet anlayışlarını görüp hissedince Türkiye’ye destek verdi. Zaten ıslâm ve Hıristiyan âlemi de böyle bir desteği bekliyordu. Bir yanılgı olmadı. Herşeye rağmen bu dönemde Papa’nın Ülkemize gelmesi çok ağır bir yüktü. Çok şükür Allah’ın yardımı ile selâmetle atlatıldı. Umarız bundan sonra gelecekler Ülkemizi daha iyi tanımış ve halkımızı daha iyi anlamış olarak gelirler. Ve islâm’ın gerçek hoşgörüsünü görürler.