Ömer Elçi
4 Haziran 2007
Bu gün akşam saatlerinden itibaren gelecekler…
Gülümseyerek, metrelerce uzaklardayken ellerini tokalaşmak için açarken; ”sarılmamdan mı?” “öpmemden mi?”,”kafa tokuşturmamdan mı?” daha fazla etkilenir şeklindeki düşünce gelgitlerini yaşayarak gelecekler…
Televizyon ekranlarından, yerel basının manşetlerinden, cep telefonlarından; mikrofonlarını son sesine kadar açtırdıkları seçim araçlarıyla; anlaşılamayan sloganlarıyla,
Adaylığa seçilmiş olmanın (diğer aday adaylarını alt etmenin gizli zafer çığlıklarıyla)gururuyla ve vücut dili derslerini uygulamaya çalışarak,not ajandalarıyla,
Seçimler öncesinde etkileyici, seçimler sonucunda ise bir an önce unutulmasını ve bir daha anımsatılmamasını istedikleri projeleriyle,
Aşiret reislerinin, köy ağalarının, muhtarların,oy potansiyeli olduğundan iyice emin olduklarının evlerine,
Pirinç, şeker, yağ ve bir kilo fasulye ile dar gelirli mahallelere,
Trafo, asfalt, içme suyu vb hizmetleri (ful sandıkla)seçimlerin hemen sonrasında götüreceklerini taahhüt edecekleri (geçmiş seçimlerde vaat edilenleri halen bazı köylülerin beklediklerini söyleyenler mi var?) köylere,
Hiç tahmin edemeyeceğiniz kişilerin, grupların, cemaatlerin gizli veya aleni toplantılarına,
Taziye evlerine, köy düğünlerine, nikah törenlerine ”acınız ve sevincimiz, bizimce acımızdır “ demek için gelecekler,
Pazartesi günü saat 17den itibaren (YSK kesinleşmiş listeleri resmi olarak açıklandıktan sonra) gelecekler…
Gazetelerin arasına özenle katlanıp konmuş afişlerle,
Basındaki bazı çok mühimlerin yağlı yazılarıyla,
Tırnaklı ekmeğe, somuna sarılmış vaat dolu söylemlerle,
Anahtarlık, tişört, şapka, kupa, “hedeyalık” vb dağıtarak,
Radyoda çalınmakta olan en güzel bir şarkının orta yerinde “adayınız diyor ki “ diyerek ,
Nereden, nasıl geleceklerini merakla beklediğimiz anlarda, sürpriz yaparak” ansızın ve yersizin” ve de şaşırtmanın duygularını yaşayarak gelecekler…
Bu günden sonra milletvekili adaylarımız evlerimize,iş yerlerimize, beyinlerimize girmek için gelecekler…
*
ış, aş, eğitim, sağlık başta olmak üzere her sorunun çözümcüsü olacaklarını söyleyecekler,
Türkiye’nin ve şanlıurfa’nın hizmetkarı olacaklarını söyleyecekler…
“şirin Urfa, şanlıurfa’m için ben öleyim” sözünü çokça ve sıklıkla söyleyecekler…
Gözleri ve gözlerimiz doluksayacak, yüreklerimiz pırpırlayacak. Duygu gelgitlerini yaşatarak güzel ve ezberlenmiş söylemleriyle “gelecekler ve söyleyecekler”…
Umutlanacağız, onların adına en yakınlarımızla en derin ; bazen en kırıcı tartışmalara gireceğiz…
Bu günden sonra gelecekler, söyleyecekler…
Unutmasını, unutulmayı seven insanlar olarak boynumuzu büküp, gözlerimizi kısıp; ellerimizi, midemizi ovuştururken onlar söyleyecek, bizler dinleyeceğiz…
22 Temmuz gününe kadar gelecekler,ama seçilenlerin bir kısmı uzunca bir süre şanlıurfa’ya gelmeyecekler…
Bir daha ki seçim dönemi geldiğinde bazıları ;”gelmiştik, söylemiştik ve alkışlanmıştık” diyecekler…
Eskiler ve yeniler bu günden itibaren “gelecekler ve söyleyecekler “