Ömer Elçi
12 Mart 2007
Türkiye’de birileri ölecek ve basında bunu manşetlere taşıyacak k,i koltuklarda oturanlar “ne yapıyoruz?” veya “ ne yaptık?” sorusunu kendilerine soracaklar…. Birileri ölmeden aile bireyleri, toplum bireyleri ve yöneticiler önlem almaz, bir şey yapmaz… Birileri öldükten veya yaşam boyu sakat kaldıktan sonra yarım yamalak, çoğunluk göstermelik önlemler alınır… 12 yaşındaki bir kız çocuğunun “sırlar dünyası” isimli diziden etkilenerek kendini asma oyununda ölmesi üzerine RTÜK şikayet Hattına bir çok şikayet yapılmış. RTÜK ise şikayetlerin Diyanet ışleri Başkanlığı’na yapılmasını kamuoyuna açıklamış… Özel kanalların dizi savaşları sürerken hiçbir kanal yayınlanan dizinin toplumu ne şekilde etkileyeceğini düşünmüyor… Reyting her değerin üstünde… Görsel medya için varsa yoksa reyting ve reytingle beraber artan reklam getirisi… Dizi yayınlandıktan sonra ve insanlar psikolojik olarak etkilendikten sonra, bir çok değer allak bullak olduktan sonra; uzman görüşü ve göstermelik önlemler… Güneydoğu yaşamı reyting almaya başlayınca saçmalıklarla, zırvalarla dolu bir çok dizi çekildi ve bir çoğununda çekimi sürüyor. Reyting uğruna televizyon kanalları, yapımcı firmalar kimseleri dinlemiyor. Biliyorlar ki şikayet edenlerin başvurularına ancak aylar sonra işleme alınabilecek. Çekimlerini yapıyorlar; dizilerini yayınlıyorlar ve para kazanıyorlar. Toplumun olumsuz etkilenmesi yapımcıların ve yayıncıların umurunda değil. Bir kanalda başlayan “sırlar dünyası” dizi filminin reyting oranını gören yapımcı ve yayıncılar dinle, dindarlıkla alakası olmayan; ıslamiyetliği yanlış anlatan dizilere yönlendiler. Ki bir çok kanalda yayınlanan sırlar dizisi ve sırlar dizisinin benzerleri gerçekten mantıksal şekilde irdelendiğinde ıslamiyet dinine de zarar verdiğini ve yanlış tanımladığını herkes görecektir. Aileler dizi ve filmlerin hangi yaş gruplarına yönelik olduğunu belirten logoları dikkate almayınca bir çok çocuk ve genç ruhsal depresyonlara girdi ve ulusal medyanın izleyici çekme uğruna yaptığı zırvalıklar nedeniyle bir çok insanımız daha ruhsal bunalımlara sürüklenecek…. Ulusal televizyon kanalları, RTÜK veya diğer ilgili, sorumlu kurumlarda mekanizma çok geç işliyor veya bilinerek işletilmiyor. Yapılacak tek şey ailelerin önlem alması. Aileler önlem almazsa nice Hatice’ler ölür … Nice genç kız ve kadın kendini asar… Aileler önlem alırsa ve saçma, zırva dizileri izlemezse yapımcılar ve yayıncılarda ister istemez kendilerine çeki düzen vereceklerdir… Aileler önlem almak zorunda…