Nejat Karagöz
4 Temmuz 2020
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. (T.C. Anayasası, madde: 2)
Büyük laf! Büyük bir hayal!
Peki, nedir hukuk devleti?
Burada sıralamaya kalksam, anayasa metninden fazla yazı yazmam gerekir.
Ama birkaç başlıkla özetlemeye çalışayım.
Hukuk devletinde en yukarıdan en aşağıya hiçbir kamu görevlisi halka yalan söylemez.
Hukuk devletinde Yargı bağımsız, Ordu disiplinli ve yalnızca kendi göreviyle meşguldür.
Hukuk devletinde Bütün kurum ve kurallar halkın her bir bireyine tek tek ve eşit olarak işler.
Hukuk devletinde torpil, rüşvet, iltimas, adam kayırma, eş-dost-akraba-taallukat ilişkisi olmaz.
Hukuk devletinde kamu ihaleleri halkın gözü önünde, açık ve şeffaf olarak yapılır.
Hukuk devletinde vergiden kaçınıla bilir ama asla vergi kaçırılamaz.
Hukuk devletinde hiç kimse kaçak elektrik kullanamaz.
Bu maddeleri istediğiniz kadar uzatabilirsiniz…
Bunu yapmayalım isterseniz ama mesela bu birkaç maddenin Türkiye’deki işleyişine bakalım
Türkiye’de siyasetçinin en belirgin özelliği yalan söylemesidir. En güvenilmezlerin başında siyasetçiler gelir. Ve siyasetçinin etki ve yetkisi arttıkça yalancılığı da artar. İtibar yerlerdedir anlayacağınız…
Türkiye’de yargının içler acısı halini anlatmaya gerek bile yoktur.
Ordunun içerisine düştüğü hal-i melali keza anlatmaya dilim varmaz ama acırım, çok acırım…
Kurum ve kurallar müspet anlamda, parti devletinin maaşlı trollerinden başka hiç kimseye uygulanmaz, biliyorsunuz; sınavda Türkiye birincisi gelenin, mülakatta elendiği topraklarda yaşıyoruz!
Torpil ve rüşvet ve iltimas ve adam kayırma ve eş-dost, akraba-taallukat ilişkileri artık devletin omurgasını kemirmiş, iskeletini çürütmüştür. Bu, nereye giderseniz gidin, böyledir…
Kamu ihaleleri, bizim gibi bütün üçüncü sınıf ülkelerde olduğu üzere, siyasetin finansmanında kullanılan bir kaynaktır. Kesinlikle şeffaf yapılamaz ve mutlaka yandaşın alması sağlanır.
Türkiye’de Ticari hayatın % 40’a yakın bir bölümü kayıt dışıdır ve kayıtlı olanların da neredeyse tamamı vergi kaçırır.
Türkiye’de elektrik kaçağı ülke geneli baz alındığında % 20’lerdedir ama, bazı illerde bu oran % 60’ları bile bulur…
Demek ki neymiş?
Türkiye bir hukuk devleti asla olmamıştır, olamamıştır, olamayacaktır…
Türkiye bu kafayla, mevcut tek adam iktidarı ister gitsin, ister kalsın; bir üçüncü sınıf Ortadoğu ülkesi olmaktan asla kurtulamayacaktır.
Boşa heveslenmeyin de diyemiyorum… En azından heveslenin kardeşim.