Ülkeleri kalkındırmak, zenginleştirmek, bayındır hale
getirmek siyasal iktidarların işi…

Bu ağır ve meşakkatli işlere talip olanlar ise, bu işlerin
ağırlığından meşakkatinden, zahmetinden hiçbir zaman şikâyetçi olmayıp, ömürlerinin
sonuna kadar halklarına hizmet (!) etmek isterler…

Dünyanın bazı yerlerinde bunların çevrelerinde para
sahipleri vardır,

Güç sahipleri vardır,

Lobiler vardır,

Nereye ne kadar uzunlukta köprü/yol yapılacağına,

Bu köprünün/yolun nerelerden geçeceğine,

Maliyetinin ne olacağına, ne kadar sürede yapılacağına
bunlar karar verir.

Fizibilite çalışmalarından başlayıp, kurdelesinin kesildiği
ana kadar geçen süreçte yukarıda saydığımız güç odakları birlikte çalışırlar.

Dünyanın bazı yerlerinde bu güç odakları, bu yolların
köprülerin, kanalların, barajların kondurulacağı, geçirileceği yerlerden arazi
kapatıp, devlete birkaç misli fiyata satar.

Dünyanın bazı yerlerinde mühendisinden kontrolörüne,
müteahhidinden, siyasetçisine bir çıkar ilişkisi geliştirilir, bir rüşvet çarkı
döndürülür, herkes gücü nispetinde pastadan payını alır.

Dünyanın bazı yerlerinde yargı bu işleri denetler ama bir
şey bulamaz; çoğu kez denetleyemez bile…

Dünyanın bazı yerlerinde bu rüşvet çarkının elemanları yargı
önüne çıkarılır ama aklanır, bazen de hiç çıkmaz.

Dünyanın bazı yerlerinde, hatalı imalat yapan mühendis,
sorumluluğunun idraki içinde olarak, utancından intihar eder.

Dünyanın bazı yerlerinde siyasetçi, sorumlu bulunduğu
kurumlarda yaşanan felaketlere: “ Bu işin fıtratında vardır bu durumlar…” der.

Dünyanın bazı yerlerinde hırsızlığı ayyuka çıkmış siyasileri
savunan, bırakın savunmayı, onlar için birbirini ezen, ekonomik olarak ta en
dipte yaşayan, ayda üç kez et alamayan, oğlu-kızı işsiz, yarı aç yaşayan
mahlûklar vardır.

Dünyanın bazı yerlerinde bazı politikacıları “Bunlar çalıyor
ama.,.. “ diye eleştirdiğinizde “Çalarsa çalsın, hoş, helal olsun!” diyen ağzı
salavatlı, eli tespihli, alnı secdeli, başı takkeli hacılar, dini bütün
Müslümanlar vardır.

Dünyanın bazı yerlerinde taziyeleri, düğünleri, yemekli
toplantıları kovalamaktan, ekmeği kimin, nasıl, kaç gram, hangi kalitede, hangi
şartlarda ürettiğini kontrol edemeyen; sebze halinde kimin elinin kimin cebinde
olduğunu bilmeyen, sormaya dahi yeltenemeyecek kadar da pasif ve tırsık
belediye başkanları vardır.

Dünyanın bazı yerlerinde göstere göstere kazanılmış
seçimleri, en yüksek yargı kurumuna iptal ettirip, yeniden seçim yapmaya karar
verebilen siyasetçiler ve bunlar için canını seve seve verebilecek yaratıklar
vardır.

Neyse ki Türkiye, dünyanın bazı yerleri değil…