Konuk Yazar
6 Haziran 2019
Dr.Hülya Turgut
Herkes de bir uzmanlık, bir bilirkişilik edalarıdır gidiyor. Resmen ağzı olan konuşuyor misali bir hale geldik. İnsanların ağzı torba değil ki büzelim ama, her ağzı olan da konuşmasın bence. Ya da hiç değilse o ağzını açmadan önce iki satır bir şeyler okusun, biraz araştırma yapsın değil mi? Değil malesef.
Etrafımız bilgisi olmadan fikri olan insanlarla dolup taşıyor adeta. Ki en tehlikeli insan tipi de budur. İki gün eğitim alan; sözde terapistlik yaparak, aile danışmanlığı yaparak insanları tedavi eder olmuş.
Hacamatcılar, sülükçüler, kupa çekenler vs. doktorları ve pozitif tıbbı beğenmez olmuş. Artık her şey çok kolay. Ne meslek yapmak istediğine karar veriyorsun ve bir kaç saatlik yalandan bir eğitimle sertifikanı alıp o mesleği!! yapabiliyorsun. Bu şartlarda yapılan tek meslek aslında insanların maddi ve manevi istismarıdır aslında.
İstedikleri gibi konuşup, davrananlar, iki günde istediği işi yapacağı sertifikaları alanlar suçlu da peki bu sertifikaları verenlerin ya da anlayıp dinlemeden her söyleneni ağzı açık dinleyen ve inanan insanların hiç suçu yok mu?
Kim bilir belki onlar daha suçludur. İşin özü şu ki konuşan da dinleyen de önce okuyacak, araştıracak. Gerisi laf salatası, geyik muhabbeti.
Boşa söylenmemiş, bir toplumu bitirebilmek için eğitimi bitirmek yeterlidir diye. Eğitim derken, kuru kuruya ezberletilen kitaplardan ve sınav odaklı yapılan süreçten bahsetmiyorum. Düşünebilmeyi, sorgulayabilmeyi, araştırma yapabilmeyi öğreten süreçten bahsediyorum.
Birileri çıkıp konuşur; çocuk ruh sağlığı şöyle korunur, aile ruh sağlığı böyle korunur diye. Devlet bununla ilgili sözde tedbirler bile alır hatta. Her TV programında çeşitli logolar ve uyarılar vardır. Ancak o logolar ve söylemler şekilden öteye gidememekte maalesef.
Bir yandan sürekli birileri, ahlaklı toplumdan bahsederken diğer taraftan her gün izlediğimiz TV programlarının içerikleri akıl alır gibi değil. Artık dizelerde aile bütünlüğü kavramları kalmamakla birlikte, çok eşlilik, aldatmalar ve yakın akraba birliktelikleri illegal olarak savunulmaktadır.
Bununla birlikte; hiç emek ve çaba gösterilmeden kazanılmış hayatlar, lüks yaşamlar insanlarda özenti uyandırmakta, gerçek yaşamın yanlış algılanmasına yol açmaktadır.
Sözde duyarlı ebeveyn ve vatandaşlarımızın; hiç sesleri çıkmadığına göre bu tür yayınlardan çocukları ve aileleri hatta kendileri de hiç olumsuz etkilenmiyor anlaşılan!
Hatta eğitimsiz ve sağlık alanı dışındaki kişilere çocuklarını sözde tedaviler! için götürürken bu kadar hassasiyetleri olmuyor nedense! Bu nedenlerle her türlü basın-yayın kuruluşlarına çok rahatlıkla gelen yasaklar ne ilginç bu programların yakınına bile yaklaşmıyorlar. Aksine her geçen gün çığ gibi büyüyen ve yozlaşan TV programları furyası aldı başını gidiyor.
Neyin niçin söylendiği, ve bizim bunları niçin yaptığımızı bilmemiz çok önemli. Aksi halde kendi hayatımızda birilerinin yazdığı tiyatro sahnesinde oyuncu olmanın ötesine asla geçemeyiz.