Ömer Elçi
6 Kasım 2006
Güneydoğuda, Doğu Anadolu’da ve Akdeniz bölgesinde oluşan seller (Cuma gününe kadar)35 insanımızın yaşamını yitirmesine neden oldu. Evler yıkıldı,yüzlerce hayvan telef oldu;trilyonlarca maddi kayıp söz konusu. Bereket olan yağmur bu kez felaket olup, sellere,yıkımlara, ağıtlara, acılara sebep oluyor. Yanlışlıklara isyan eden doğa intikam alıyor… Aşırı yağmur, dolu, kar, don, sıcaklık,deprem,vb bir çok doğa olayına karşı insanoğlu akılcılıkla önceden gerekli önlemleri almazsa;söz konusu oluşumlara “bir şey olmaz” yanlışlığında ısrar edenleri daha da çok etkileyecek.En akıllı varlık olan insanoğlu geçmiş zamanlardan beri gelen hırslarına,mantıksızlığına yenilmişliğinin faturasını ağır ödüyor. Olan olmuştur.Bundan sonraki zaman diliminde yapılacakları gelecekli yılları da düşünerek planlamak zorundayız. Her hangi bir olumsuzlukta, oluşumda eleştirisel yaklaşımlarda bulunmak hiç mi hiç hoşuma gitmez. Oluşumlardaki yaklaşımlarımı bende sonradan okurken ”sürekli olarak bardağın boş tarafını mı görüyorum?” şeklinde özeleştiri yapmama da neden oluyor… Devletçiliğime, Cumhuriyete bağlılığıma, yaşamda olmasını dilediğim güzelliklere,yaşam felsefeme;şanlıurfa ve Türkiye sevgime de söz söyletmem…. Gerçeklerimizi gördüğümüzde,gerçeklerimizi dile getirdiğimizde, bencilliğimize mahkumlaşmamayı, hırslarımıza yenilmemeyi kabullendiğimizde;Türkiye Cumhuriyeti Devleti daha güçlü olurken,bizlerde daha insanca yaşayabiliriz ve mutlu olabiliriz… *** Tabiat insanoğlundan intikam alıyor ve zaman diliminde doğanın daha da acımasızlaşacak… Doğa sadece Türkiye’de değil tüm dünya ülkelerinin yanlışlıklardan vazgeçmesini istiyor… şanlıurfa’yı esas alırsak kentsel ve kırsal yerleşimlerde geçmiş hükümetlerin,yerel yönetimlerin ve insanlarımızın hataları çok bariz görülmekte. Yerleşim birimlerimizin çoğu düzlüklere , deremsi yerlere, dere içlerine kurulmuş.Binlerce yıl önce kurulmuş yerleşim birimleri(Arkeologlar çok iyi bilir)ise yamaçlara, yükseltili alanlara kurulmuştur.Kolayına yerleşim yeri oluşturma zaafı, yerel yönetimlerin ve hükümetler oy alma uğruna alt yapı, çevre düzenleme vb işlemlerine önem vermemesi günümüzde riskler oluşturuyor.Sellerde, olası afetlerde bizlerin, yerel yönetimlerin ve hükümetlerin suçluluğu söz konusu.Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti Devletini suçlama” devlet nerde” deme lüksüne, yargılama haklılığına sahip değil… Çaldık, çırptık,çürük yaptık.Partizanlık yapıp vurgunlara göz yumduk.”Devletin malı deniz….” dedik. Dememize de bir çok ilde doğa nanik yapıyor… 35 insanın ölümünde geçmişteki yapılan hatalara sessiz kalma sorumsuzluğumuz yok mu? *** Ola ki bir gün şanlıurfa’ya birkaç saat içinde metrekareye 100 kg dan fazla yağış düşerse Karakoyun deresi; otogar ve çevresi, Balıklı göl, Halepli bahçe ve Harran ovasına uzanan yerleşim birimleri ne hale gelir ? Ola ki bir gün Karaköprü beldesine aynı miktarda yağış düşerse dere içlerine,killi tabakalar üzerine kurulan apartmanlara ne olur? Projeler yanlışlıklarla uygulanıyor.Yanlış ve gelecekte sorun oluşturacak projeleri devletten maaş alan bazı sorumsuzlar “sağlamdır” imzası atarak köşe oluyor.Türkiye’ye ihanet ediliyor.Dağdaki teröristten daha beter teröristliktir sorumluluğunun idrakinde olmamak… Yerleşim yerleri imara açılmadan “afet planı”, “acil eylem planı” yapılır.Ancak yapılmıyor. şanlıurfa Belediyesinin veya Karaköprü beldesinin ”afet ve acil eylem planları var mı?” Çarpık kentleşmeye, projelere izin verenleri,planı olmayanları kamuoyu yargılar… Yanlışlıklara, sorumsuzluklara isyan eden doğa insanoğlundan intikam alıyor… Sel toplumsal çöküntülerimizi, gerçeklerimiz de gözler önüne serdi…