Ömer Elçi
20 Ekim 2006
“Yerel ve ulusal basını takip etmeyen, bireysel ve toplumsal olguları zamanında irdelemeyen iç dünyasına hapis olur; toplumdan kopar”
Yazım alanında 3 ay süren vurdumduymazlık,ha bugün veya yarın yazarım yaklaşımı ve düşünsel tembellik dönemimde ilimizde; Türkiye’de hepimizi yakından ilgilendiren bir çok gelişme, olay yaşandı.
Televizyonlardan haberleri izlerken, ulusal ve yerel basından oluşumları okurken günümüzü ve geleceğimiz ilgilendiren konulara karşı sessizliğim iç dünyamda daha derin sızılar oluşturdu..Yerel veya ulusal konulara sessizlik, tepkisizlik; çözümlenmesi gereken konulara ilgisizlik,neme lazımcılık il veya ülke genelinde yaşadıklarımız oluşturuyor ve oluşturmaya da devam edecek.
Dünya genelindeki ülkelerle Türkiye’yi; şehrimizi de Türkiye’nin diğer şehirleriyle eşleştirdiğimizde ekonomik,sosyal, kültürel geri kalmışlıkta, yolsuzluklarda,peşkeş çekmelerde hepimizin vurdumduymazlığının,neme lazımcılığının, bencilliğinin, sessizliğinin katkısı var.Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çoğunda bireyler toplumsal gelişime benim katkım ne olabilir felsefesini benimsemişlerdir.Konuşma yerine bireysel, grupsal girişimlerle, yönlendirmelerle daha insanca yaşamanın mücadelesini;“başardım, başardık” hazzını yaşamaya çaba harcamaktadırlar.Her birey birkaç derneğin gönüllü üyesidir.Yerel,ulusal tepkilerinde objektiflik, kararlılık “biz”le yoğrulmuşluk söz konusudur.Mantıksallık duygusallığın önündedir, üstündedir.Düşünceler, projeler, planlamalar gelecekteki onlarca yıl, yüzyıl üzerinedir…
Günü kurtarma ve işi iş olsun diye yapmış olma alışkanlığımız yaşamımızın temeli olmuş.
Eleştirilmeyi sevmiyoruz….
Özeleştirimizi yapmayı sevmiyoruz….
ışimize geldiği zaman bardağın dolu tarafını, işimize geldiğinde ise bardağın boş tarafını görme, gösterme kandırmacılığı onulmaz alışkanlığımız olmuş…
Popülist politikalar ve medyatik olma hoşumuza gider olmuş …
Düşünsel, davranışsal tembellik alışkanlığımız olmaya başladığı gibi, bir birimize bulaştırdığımız yaşam şeklimiz olmuş.
Türkiye’yi yakından ilgilendiren, geleceğini etkileyecek uluslar arası yaptırımlara, oluşumlara karşı demokratik şekilde, bilinçli protestolarda bulunamıyoruz. Partizanlık,tarikatçılık,mezhepçilik,ırkçılık, bölgecilik ulusal birlikteliğimizin üzerine çıkmış..
Siyasilerin, derneklerin göstermelik, medyada kendilerinden bahsettirici günü kurtarmacı girişimleri ile öylesine yaşıyoruz.Ulusal kimliğimizi her başlayan günde biraz daha yitirdiğimizin farkında değiliz veya farkında olmak istemiyoruz….
Düşünsel, davranışsal tembellik nedeniyle il olarak, ülke olarak kısır döngülerde yerimizde sayıyoruz.Aylar süren il, ülke yaşamındaki oluşumlara karşı süren sessizliğim, vurdumduymazlığım;il, ülke insanlarımızın yıllarca yaşadığı vurdumduymazlığından sadece bir örnek….
Mübarek Ramazan Bayramınızı kutlarken, nice uzun yılları sevdiklerinizle, sevenlerinizle sağlıklı ve mutlu yaşamanızı dilerim…
ıl ve ülke yaşamından kesitleri bayramdan sonra irdelemek dileğiyle…