Mehmet Göncü
22 Mayıs 2016
Kıymetli
okuyucularım, yazımın konu başlığında belirttiğim bir hiç olmakla ilgili
cümlenin öyküsünü tam altmış yıl önce rahmetli hacı babamdan dinlemiştim.
Hikaye
Makedonya Kralı Büyük İskender’le Sinoplu Filozof Diyojen arasında geçmektedir.
Öyküye
göre; Büyük İskender bir sefer dönüşü ordusu ile birlikte Sinop’tan geçerken
yol güzergahında yerde oturmuş bir vaziyette güneşlenen Diyojen’e rastlar.
Diyojen, İskender geçerken ayağa kalkmaz. İskender bu duruma biraz içerler ve
Diyojen’e sorar: ‘Beni tanımadın mı?’
Diyojen
de; ‘Tam olarak tanımadım. Sen kendini tanıtır mısın’ der.
Büyük
İskender, başlar kendini tanıtmaya: ‘Ben Makedonya Kralıyım. Anadolu, Mısır,
Mezopotamya, İran, Hindistan ve Nepal benim topraklarımdır. Amacım; tüm
Afrika’ya, Avrupa’ya velhasıl bütün dünyaya tamamen sahip olmaktır’ der.
Bu
sözler üzerine Sinoplu Filozof Diyojen ona tekrar sorar: ‘Mevcur durumu ve
hayallerini öğrendim. Ya sonra?
İskender
cevap verir: ‘Sonra hiç. Başka bir yer yok ki’
Bu
yanıt üzerine Diyojen de İskender’e şöyle söyler: Sen bu kadar uğraştıktan
sonra ancak bir hiç olduğunu anlayacaksın. Ben ise şimdiden bir hiçim’
Bu
anlamlı açıklama İskender’in çok hoşuna gider ve Diyojen’e hitaben, ‘Dile
benden ne dilersen’ der.
Serin
bir havada güneşlenmekte olan Diyojen de İskender’e; ‘Çekil, gölge etme. Başka
ihsan istemez’ der.
Evet,
sevgili okuyucularım, bana göre, bu fani yaşamda bahse konu öyküden alınacak
çok ders vardır.
Nitekim;
büyük İskender henüz otuz üç yaşında iken Babil kentinde bir eğlence esnasında
altı şişe şarap içmiş ve alkol komasına girerek ölmüş ve sonuçta da gerçekten
bir hiç olmuştur.
Ben
şahsen, İskender’le Diyojen arasında geçen bu öyküden çok etkilenmiş ve bu
gerçeği yıllar önce yazdığım bir şiirimde dile getirmiştim. Arz olunur.
BİR HİÇ OLMAK
Seçemezdim
anam ile babamı.
Böyle
taktir edip var bir yazanı.
Başıma
neler gelip, ne olacağımı.
Nerde
nasıl kaç yaşında öleceğimi
Çok
önceden vardır görüp bileni.
Kainatın
merkezi sansam yaşarken fani varlığımı
Geç
de olsa anladım
Aczim
fakrım çok noksanım var benim.
Hiç
ama bir hiç olduğumu
Belirliyor
her halim.
Mehmet Göncü/1995 Şanlıurfa
Dürüst
ve şeffaf bir toplumda; engin gönüllü dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın
sağlıcakla.