Konuk Yazar
13 Mayıs 2016
Geçen
Cumartesi günü Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel’le
birlikte Şanlıurfa’daydık.
Şanlıurfa
Bahçeşehir Koleji’nin organize ettiği, Suriyeli mülteci çocukların eğitim
sorunu konulu konferansa katıldık. Konferanstan önce, Şanlıurfa Valisi İzzettin
Küçük ve Enver Yücel Suriyeli çocuklarla Şanlıurfa Bahçeşehir Koleji
öğrencileri arasında gerçekleşen futbol maçında oynadılar. Sosyal sorumluluk
anlayışıyla düzenlenen etkinlik kapsamındaki maç 1-1 bitti.
Maçın
ardından New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Şirin’in
konferansına geçildi. Vali Küçük 2011’den bu yana Şanlıurfa’ya gelen Suriyeli
sayısının 523 bin olduğunu açıkladı. 109 bin Suriyeli’nin çadır kentlerde
yaşadığını, çocukların buradaki okullarda eğitim gördüğünü dile getirdi.
Çadır
kentlerin dışında kalan Suriyeli çocukların büyük bir kısmının okula
gidemediğini ifade eden Vali Küçük, “Yaklaşık 110 bin Suriyeli çocuğumuz
var. Bunların 53 bini bizim okullarımızda eğitim alıyor, ancak 55 bin çocuk
okula gidemiyor. Bu çocukların okula gitmesi sadece eğitim ve meslek edinme
hadisesi değildir. Ağır bir travma geçirmişlerdir. Okullar bu çocuklar için bir
rehabilitasyon yeridir” dedi.
NESİL
KAYBI OLMAMALI
Doç.
Dr. Selçuk Şirin ise dünyada her 3 dakikada bir insanın yer değiştirdiğini ve
60 milyon dolayında mülteci yaşadığını belirtti. Şirin bu rakamın şimdiye dek
kaydedilen en yüksek rakam olduğunu kaydetti. Şirin, yaptıkları araştırmada
görüştükleri Suriyeliler’den yüzde 79’unda ailesinden birinin öldüğünü, yüzde
60’ının şiddete şahit olduğunu, yüzde 40’ının ise bizzat aile olarak saldırıya
maruz kaldıklarını dile getirdi. Suriye savaştan önce çocukları en iyi okutan
ülke iken, bu rakamın şu anda yüzde 50 dolayına gerilediğini belirten Şirin,
Türkiye’deki Suriyeli çocukların yüzde 30’unu okula gidebildiğini ve Bahçeşehir
Üniversitesi (BAU) girişimiyle 300 bin çocuğa BAU TürkMer’lerde Türkçe eğitim
verilmesinin hedeflendiğini söyledi.
Şirin,
BAU’da bir ekiple saha araştırması da yaptıklarını belirterek “Yaşanan iç
savaşın özellikle çocuklar üzerinde bıraktığı tahribatı ortaya koymayı
hedefliyoruz. İç savaş anlaşılması en zor şiddet olaylarından biri. Yıllardır
birlikte yaşadığınız komşunuz bir sabah size düşman oluyor. Koruyup kollaması
için vergi verdiğiniz devlet silahı size doğrultuyor. Ve bütün bu şiddet sonucu
evinizi barkınızı ve geçmişinizi bırakıp başka bir diyara göç ediyorsunuz. Bu
korkunç savrulmayı yetişkinler idrak etmekte zorlanırken çocukların
yaşadıklarını tahayyül etmek zor” dedi.
Suriyeli
çocukların okullaşması için herkese görev düşüyor. Eğitimsiz geçirilen bir gün
dahi geri getirilemez. Dünyada hiçbir millet ve devlet kendi çocuklarının
eğitim saatinden kısarak, misafir ettiği Suriyeli çocuklara o saatleri tahsis
etmez. Suriyeli çocukların eğitiminde Türkiye bunu yapıyor. Seri hareket
etmemiz gerekiyor. Aksi takdirde, bir nesil kaybı yaşayacağız. Kayıp nesil oluşmaması
için herkesin taşın altına elini sokması gerekiyor.