Çiğdem Köksal Schmidt
22 Ocak 2016
Çiğdem Köksal 2007 yılında Almanya’nın Karlsruhe şehrinde açılan 12 000 yıl önce Anadolu sergisi , Göbekli Tepe nin eserlerinden, ortaya koyduğu verilerden yola çıkılarak yapılmıştı. Eyalet müzesinde milyonlarca ziyaretçi gezdi sergiyi, iki dilde yayını yapıldı ama o zamanın Urfasında bazı kişiler bunu bir karalama kampanyasına dönüştürdüler.
Almanya’daki müzenin giriş parasından hesapladıkları rakamlarla bir takım demeçler verip Klaus ve ekibi ile uğraştılar…
Habire yazışmalarla durumu açıklamaya çalışıyorduk.
Bakın Kültür Bakanlığı’nın izinleri ile oluyor bu sergi, bakın iki ülke Cumhurbaşkanının giriş yazısı var onların desteğinde yapılmış, bakın yapılan bütün maket-modeller Urfa’ya müzeye gönderilecek tekrar kullanılmak için…yok, olmadı..
Şimdi ise Davos’ta Ferit Şahenk sayesinde Göbekli Tepe dünyaya açılıyor diye sayıklıyor millet… Üç sene önce de yine Doğuş kaynaklı bir kampanya ile Göbekli Tepe dünyaya açılmıştı(!) Bu dünyaya açılmak da saçma sapan bir laf ya zaten. Klaus Göbekli Tepe de ulaştığı her bilgiyi ‘dünya’ ile paylaştı… Son yıllarda endişeliydi, panayır yerine dönecek burası diye endişeleniyordu. Göbekli Tepe’nin hakettiği korumaya, kontrollü çevre düzeninine vs. ulaşamayacağız diye korkuyordu… Benim bugünkü huzursuzluğum da belki bu yüzden, Klaus un endişelerinin gerçeğe dönüştüğünü görüp, takip edip bir şey yapamamak bana düştü… Her türlü rant düşüncesi ile buraya yaklaşanları gördükçe, keşke neolitik dönem insanları gibi Göbekli Tepe nin üstünü kapatıp, tekrar toprağın korumasına bırakma şansımız olsaydı diye düşünüyorum… Geçen gün bir dangalak bana ‘Siz zaten Göbekli Tepe için hiç bir şey yapılsın istemiyorsunuz ‘ mesajı yazdı, kaç gündür bunu da düşünüyorum… Aklıma takıldı da, ne anlatsan ulaşmanın mümkün olmadığı beyinler bana neden bu kadar yaklaşabiliyorlar, aklıma takılabiliyorlar onu daha çok düşünüyorum… |