Mehmet Göncü
20 Ocak 2016
Kıymetli okuyucularım, geçen gün öğle tatilinde gazetemiz
Hizmet’te çalışan bir kısım personel kendi aralarında sohbet ediyorlardı.
Konu Doğalgaz’ın faydaları idi.
Serkan kardeşimiz hem ısınmada, hem mutfakta ve hem de
banyoda kullanılan bu kıymetli enerji kaynağının hem ucuz ve hem de çok temiz
bir nimet olduğunu sevinç ve mutlulukla anlatıyordu.
Serkan’ı dinleyenler ve bu gazı kullananlar onu
doğrularken, semtlerine yani mahallelerine henüz gaz gelmeyenler ise inşallah
yakın bir zamanda biz de bu değerli ve önemli enerji kaynağına kavuşuruz
temennisinde bulunuyorlardı.
Ben bu sohbetleri dinlerken, bir an 60-70 yıl önceki
gençlik ve çocukluk yıllarımı hatırladım. O tarihte, rahmetli annem yemeği
tandırlıkta çırpı veya odun ateşinde pişirir, banyo suyunu da aynı ocakta
kazanlarda ısıtırdı. Kış aylarında bir odada odun sobası yakılırdı. Sobadaki
odunlar kor haline gelince o ateş mangala çekilir, oturma odasına getirilir,
bir kürsünün altına koyulurdu. O kürsünün de üzerine kocaman bir özel örtü
çekilirdi. Hepimiz bu örtünün etrafından içine omuz hizamıza kadar girer ve
ısınmaya çalışırdık.
Ben şahsen bu tandır, yani kürsüde ısınmayı çok severdim.
Kardeşlerimle rahmetli babamdan bize hikâyeler
anlatmasını isterdik. O da bize; Adamın biri veya Raviyan-ı Ahbar diye başlayan
eğitici ve öğretici hikâyeler anlatırdı.
Hey gidi günler hey.
Tezek, çırpı ve odun yakıttan Doğalgaz, elektrik ve maden
kömürüne kavuştuk.
Hele doğalgaz gerçekten çok büyük bir nimettir.
İşte bu nimetin kıymetini çok iyi bilmemiz lazımdır.
Gerçekten gezegenimizin milyar yıllar içerisinde ürettiği
bu nimeti, tasarruflu ve mevzuata uygun ilim ve bilim çerçevesinde kullanmamız
gerekiyor.
Ayrıca; bu önemli hizmeti görevinin gereği olan tüm
boyutlarda, aksatmadan sürdüren ‘AKSA’ Şirketi’ne de en içten duygularımla
teşekkür ediyor, başarılarının devamını temenni ediyorum.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; engin gönüllü
dostlarınızın çok olması dileğiyle