Cüneyt Gökçe
4 Aralık 2015
Bir yaratılış mucizesi olarak insanı şekillendiren yüce Allah, bu mucizenin devamını da kadın-erkek birlikteliğine; yani kutsal aile kurumuna bağlamıştır.
youtube mp3 dönüştürücü siyahbet giriş deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler madridbet meritking güncel giriş king royal giriş kingroyal giris madridbet güncel giriş deneme bonusu veren siteler casino siteleri
4 Aralık 2015
Bir yaratılış mucizesi olarak insanı şekillendiren yüce Allah, bu mucizenin devamını da kadın-erkek birlikteliğine; yani kutsal aile kurumuna bağlamıştır.
14 Nisan 2006
Bir yaratılış mucizesi olarak insanı şekillendiren yüce Allah, bu mucizenin devamını da kadın-erkek birlikteliğine; yani kutsal aile kurumuna bağlamıştır. Kur’an’ın deyimiyle “ülfet ve ünsiyet” hikmetine dayalı olan bu birliktelik, çeşitli esaslar üzerine bina edilmiştir. Her şeyden önce, yukarıda işaret ettiğimiz mucize, bir “aile mahremiyeti” çerçevesinde meydana gelmekte ve mahremiyetin sırrı “özel bir sevgiyle” pekişmektedir. Bu sevgi, aslında insanın tabiatında derç edilmiş olan “çok özel bir ruhi durum” ile gerçekleşir ve bu bir zorunlu bir ihtiyaçtır. Önemli bir psikolojik temel olan söz konusu ilke ilgili olarak yapılan: “ınsanın en fazla ihtiyacını tatmin eden, kalbine mukabil bir kalbin mevcut olmasıdır” şeklindeki tespittir. Gerçek anlamdaki mutluluk, karşılıklı kalbî bağla gerçekleşir. Ancak bu sıradan bir bağ değildir. Bu yüzden bu mukabiliyetin gerekliliği ve gerekçesi için de: “Her iki taraf sevgilerini, aşklarını, şevklerini mübadele etsinler ve lezaizde birbirine ortak; gam ve kederli şeylerde de yekdiğerine yardımcı ve muavin olsunlar” açıklaması yapılmıştır. Böylece, lezzetler, paylaşıldıkça artacak; kederler ise paylaşıldığı için hafifleyip azalacak; belki de yok olacaktır. Bu paylaşım, hem yükü hafifletir; hem de insanın yapısına uygunluk arz eder. Çünkü orijinal deyimiyle: “Bir işte mütehayyir olan veya bir şeye dalarak tefekkür eden adam, velev zihnen olsun, ister ki, birisi gelsin, kendisiyle o hayreti o tefekkürü paylaşsın.” Gerçekten, şaşkınlık ve hayretler içerisinde kalakalmış bir insanın; ya da bir güzelliği tespit eden bir mütefekkirin en çok mutluluk ve haz duydukları şey, birisinin gelip kendi duygu ve düşüncelerine duygularına ortak olmasıdır. Mutluluğu temin eden diğer bir esas da ailedeki temel anlayışın ahlaki normlara uygun olmasıdır. Zaten, ahlakilik de, çirkin huylardan uzak durmakla sağlanır ki, bu da iman temeline dayanır. “Kalbe mukabil bir kalb” formülüyle kurulan ailelerde gerçek anlamda sevgi, aşk ve şevk değişimi vardır. Bunun sonunda da: “Ebedi arkadaşlık” anlayışı gelişir. Bu gelişme sonucunda da hedefler büyütülür. Aynı Allah’a inanan, kâinattaki eserleriyle ve görünün tecellileriyle tanınma durumunda olan yüce Yaratıcı, kurulan müesseseyi, cennetten bir köşe haline getirir. Böylece: “Her insanın küçük bir dünyası, belki küçük bir cenneti kendi hanesidir” hakikati gerçekleşir. ıman esaslarına inanan insanların, oluşturdukları beraberliklerde şu unsurlar da göze çarpar. a)Eşler arasındaki teşvik unsuru gelişir. Özellikle, dini alandaki taklid ve birliktelikler, çok önem kazanır. “Ne mutlu o kocaya ki, kadının diyanetine bakıp taklid eder. Refikasını hayat-ı ebediyede kaybetmemek için mütedeyyin olur” ilkesi bu açıdan önemlidir. Sonuçta, kadın-erkek, birbirlerinin güzelliklerini taklit etmek suretiyle mutluluğuna mutluluk katar. Kuşkusuz bu taklid meselesi, kadınlar için de geçerlidir: “Bahtiyar o kadın ki, kocasının diyanetine bakıp ‘ebedi arkadaşımı kaybetmeyeyim’ diye takvaya girer.” b)Eşler arasında güven vardır. Aile hayatını oluşturan temel direklerin bu beraberliği son derece önemlidir. Çünkü: “Bir ailenin, saadet-i hayatiyesi, koca ve karı arasındaki emniyet-i mütekabile ve samimi bir hürmet ve muhabbetle devam eder. c)Aile bireyleri, sürekli olarak faydalı konuları gündemine alır ve böylece bunlar: “Hanelerini küçük bir medrese-i Nuriye ve mekteb-i irfan yapmışlardır.” Zararlı bir şeyle meşgul olmazlar… Gündemleri hep yararlı maddeler ile doludur. Kuruluşu ilkeli, devam süreci de ilkelidir. Yeni kurulacak olan ve kurmasını tamamlamış bulunan bütün ailelere mutluluklar dileğiyle…