Mehmet Göncü
29 Eylül 2015
Kıymetli
okuyucularım, bildiğiniz gibi yaşam olgusu ve döngüsü içerisinde tüm canlılar
gibi insanoğlu da ömür yaşına göre, fiziki ve sosyal aktivitelerde bulunabilir.
Bu
manada hemen hemen ben de altmış beş yaşına kadar fiziki ve zihni yeteneklerime
göre, sosyal aktivitelerde bulundum.
Ancak
şimdi bu aktivitelerin bir kısmını eskisi gibi yerine getiremediğim için emekli
oldum. Ama bu emekli oldum derken, hayattan koptum anlamına gelmez.
Şöyle
ki; yüce mevlamın bana nasip edeceği ömür süresince, nefes aldığım havanın,
ısındığım ve aydınlığım olan güneşin, mübarek suyun ve bin bir çeşit enerji
kaynağı olan yiyecek nimetlerin şükrünü ve hamdini yerine getirmek için gücüm
nispetinde canlı ve cansız varlıklara hizmet etmeye çalışıyorum.
Örneğin
erken yatar, erken kalkarım. Sabah ezanıyla uyanırım. Rabbime bir gün daha bana
hayat bahş ettiği için sonsuz şükürler ederim. Balkonumuzdaki ve misafir
odamızda bulunan saksılara su veririm. Sonra yabani güvercinlere kumrulara ve
sığırcık kuşlarına bir tablo içinde yem ve su veririm. Bahçeye iner, kediler
için koyduğum curuna su doldururum. Binamız dahilindeki bahçeye atılmış çöpleri
toplar, sokaktaki konteynırlarına atarım. Kahvaltıdan sonra evimizin günlük
ihtiyaçlarını temin için çarşı ve pazara giderim. Sonra günlük yazılarım için
gazetemiz Hizmet’e uğrar, Mehmet
Şansal beyle birlikte günlük makaleleri redekte ederiz.
Ayrıca
Urfa’da faaliyet gösteren Amme hizmetine matuf (Yeşilay, Kızılay) gibi
derneklerin bir çoğuna üyeyim.
Sevgili
okuyucularım, bana göre, emeklilik diye bir şey yoktur. Kişi bir ömür boyu yaşamın
şükrünü ifa için hayat yolculuğunda kaldırabileceği kadar yükü taşımaya çalışmalıdır.
Dürüst
ve şeffaf bir toplumda; engin gönüllü dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın
sağlıcakla.