Nejat Karagöz
2 Eylül 2014
Son günlerde basında çıkan bazı haberlerden öğreniyoruz ki iş adamı Ethem Sancak ,Ceylanpınar’daki çiftliğe sulanıyormuş.
Dünyanın en büyük tarım alanına sahip bulunan bu çiftliğin tarım yapılabilen alanının 1 Milyon dönüm civarında olduğu düşünülürse adamın neyin peşinde olduğu da anlaşılır.
Cumhuriyet tarihi boyunca bin bir türlü zahmet ve emeklerle oluşturulan kamu mallarını, bu son on sene içerisinde AKP Hükümetinin kendisine yakın çevrelere adeta yağmalattırmıştır.
Tüpraş, Petkim, Erdemir, Telekom gibi göz nuru değerindeki işletmeleri adeta peşkeş çekerek, özelleştirme adı altında yağmalayan AKP, bugün de dünyanın bu en büyük tarım arazisini yağmalamanın hesaplarını yapıyor…
Küçücük bir örnekle durumu özetlemek gerekirse Şu anda piyasa değeri 6-7 Milyar Dolar civarında bulunan Tekel içki fabrikalarını AKP 5 sene kadar önce 260 Milyon Dolara sattı.
Sattı da ne oldu?
Cari açık dünya rekoruna gidiyor. Yaklaşık 53 Milyar Dolar.
Kamu borç stoku almış başını gidiyor.
Konumuza dönecek olursak:
Ceylanpınar Devlet Üretme Çiftliğinin satışı, büyük bir yıkım olur.
Buna Urfa’nın hatta Türkiye’nin engel olması gerekir.
Her fırsatta ekranlara çıkıp, belediye başkanını her dediğine “Evet efendim, sepet efendim, hak-ı aliniz var efendim…” tarzında yağlama yapan sözüm ona STK’ların bundan bihaber olmaları ayrıca dikkate şayandır.
Bu çiftlik doğru işletildiğinde Türkiye’yi besleyebilecek kapasitede büyük bir tarım alanıdır. Burada yetişen pamuk, buğday, fıstık, hayvansal ürünler bu memleketi ihya edecek kadardır ayrıca kaliteli ve lezzetlidir.
Böylesi bir dev tesisin hiç kimseye peşkeş çekilmesine izin verilmemelidir. Fiyatı ne olursa olsun, bu eser kamunun uhdesinde kalmalı ve en rantabl şekilde işletilmelidir. “İçeriden” yağmalanması da mutlaka önlenmelidir.
Bu gibi dev eserlerin talan edilmesine ses çıkarmazsak, AKP iktidarı son bulduğunda; “Sel gider kum kalır” misali bir de bakacağız ki memleket talan olmuş ta haberimiz olmamış. Çünkü pek çok olumsuzluk yandaş basın tarafından halktan gizlenmekte, yazan çizen olursa derhal “Alo Fatih… “ despotizmi ile susturulmaktadır.
Aklımızı başımıza almanın zamanı geldi de geçiyor bile aziz okurlarım.
Seçimlerde vaat edilen “Beş senede 763 proje” henüz start bile almamış olması bir kesimin umurunda olmaya bilir. Onlar için oy verdikleri partinin seçimi kazanmış olması yeterli olabilir hatta…
Ama bu mesele öyle değil.
Çok, ama çok daha ciddi bir konudur bu…