Köşe Yazısı

Yaza doyamadım, geldi sonbahar

Mehmet Göncü

Mehmet Göncü

Tüm Yazıları Gör

 

Kıymetli okuyucularım, Hacı Selbi
hatun isminde rahmetli annemin bir ninesi vardı. Yaşını sorduğumda bana iki
yirmi, iki otuz derdi. Yani yüz yaşında olduğunu belirtirdi.

Ben de ninem gibi yaşımı size
belirteyim; iki yirmi, bir otuzu çoktan geride bıraktım.

Yani yetmişi aşalı çok oldu. Bu
manada zaman zaman düşünüyorum. Çocukluk yıllarım, memuriyet dönemim, emekli
oluşum, esnaflık, üreticilik yaptığım seneler ve koca bir ömür birkaç saniye
içinde aklımda oluşup ve de  bitiyor.

Hepsi o kadar.

Yalnız gençlik yıllarımın
güzelliği ve heyecanı hiç ama hiç aklımdan çıkmıyor.

Onun için samimi olduğum bazı
genç kardeşlerime, yakınlarıma ve evlatlarıma gençliğinizin kıymetini bilin
diyorum.

Atalarımız, “Gençlik bir uçan kuştur. Yaşlılık naçar bir iştir” sözünü boşuna
dememişler.

Ne acı ki yaşadığım için
biliyorum. İnsan gençliğinin kıymetini ancak gençlik elden gittikten sonra
farkına varıyor. Ama o zamanda iş işten geçmiş oluyor.

İşte bu manada kaleme aldığım bir
şiirimi sizlerle paylaşmak için yorumlarınıza sunuyorum:

 

SONBAHAR

Hem kış geçti, hem ilkbahar.

Yaza doymadım, çok çabuk geldi son bahar

Sararmış bir kuru yaprak misali

Sürüklüyor beni rüzgar.

 

Nerede kaldı o şen şakrak kahkahalar

Nerede o gülen yüzlü dost ahbaplar

Nerede o ak, al, mor çiçekler

Neden bu kadar çabuk geldin ey sonbahar

 

Evet, hem kış geçti, hem ilkbahar

Yaza doymadım, çok çabuk geldi sonbahar

Onun sararmış kuru yaprağı misali

Sürüklüyor beni rüzgar.

                                   

                                       Mehmet
Göncü

                                    10 Ağustos 2014

                                          Şanlıurfa

 

 

945 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir