Cihat Kürkçüoğlu
17 Şubat 2014
Normal
0
21
false
false
false
MicrosoftInternetExplorer4
Görev
yaptığınız on yıl içinde Cumhuriyet tarihi boyunca Urfa belediyelerinin yaptığı
hizmetlerin toplamından fazla hizmet ettiniz.
Kilometrelerce
yeni yol açtınız. Yakubiye’den Akçakale
yoluna bağlanan yolu kamulaştırmalar yaparak duble hale getirmeniz sadece
bunlardan bir örnek. (Çalışmalar devam ediyor).
Yeni
parklar yaptınız.
Semt
pazarlarını modern hale getirdiniz.
Dalgeçler,
alt – üst geçitler yaptınız.
Eyyübiye
semtindeki evlerin altında bulunan ve şark çıbanının kaynağı olan hayvan
ahırlarını “ Burası köy değil, şehir evlerinde hayvan beslenmez” deyip modern
besi merkezine taşıdınız.
Modern
bir hayvan pazarı yaptınız.
Hükümet
konağına 100 metre
mesafede yer alan ve çamur deryası olan Oto Sanayi esnafını daha modern Evren
Sanayi merkezine taşıdınız.
İçine
girmeye ürktüğümüz Sebze Hali ve Şıra Pazarını Türkiye’nin en modern Hal
kompleksi olan ŞUTİM’e taşıdınız.
Sizden
önce şehrin en turistik yeri Balıklıgöl’ün yanı başında çöp toplama merkezleri
var iken, çöpler üstü açık kamyonlarda etrafa saçıla döküle götürülürken siz
çöpleri üstü kapalı modern çöp kamyonları ile taşıyıp inşa ettiğiniz katı atık
tesisine depoladınız.
Urfa’nın tarih ve turizm şehri olduğu bilinciyle
tarihi dokuya sahip çıktınız.
Tüm
hanlarımızı, tarihi çarşılarımızı restore ettiniz. Çarşılarımızın üzerini
çirkin teneke çatılardan kurtarıp modern bir hale getirdiniz.
Tarihi
mahallerimizin tüm sokaklarında alt yapı çalışmaları yapıp, sokakları bazalt
parkelerle kapladınız.
Hacibanlar
Evini kamulaştırıp restore ettiniz ve
“Mutfak Müzesi”ne dönüştürdünüz.
Yok
olmak üzere olan şehir surlarının ayakta kalmış tek burcu olan Mahmutoğlu
Kulesini restore edip kurtardınız ve kent müzesine dönüştürdünüz.
Bu
bölgedeki surların tamamını restore edip açığa çıkardınız.
Harran
kapının çevresindeki çirkin yapıları kaldırarak Urfa’nın ayakta kalmış tek sur
kapısını restore ettiniz. Burada “Yasin’in Kahvesi” olarak ünlenmiş ve çıkan
her yeni plağın ve kasetin yıllarca dinlendiği müzik kahvehanesini “İbrahim
Tatlıses Müzesi’ne dönüştürdünüz.
Tinerci
yuvası, metruk “Demirkol Hanı”nı restore edip Konservatuvar Müdürlüğüne tahsis
ettiniz.
Urfa’nın
kalbi Balıklıgöl’ün yakınındaki Kızılkoyun’u yüzlerce çirkin gecekondudan
temizleyerek alttaki kaya mezarlarını açığa çıkardınız ve çevre düzenleme
projesini uygulamaya başladınız.
Tarihte
insan eliyle açılmış önemli bir su kanalı olan Karakoyun Deresi ile Samsat
Meydanı projesini birleştirdiniz. Askeri Mahfeli alıp bu projeye kattınız.
Düzenlemeler devam ediyor.
Urfa’yı
“Dünya Tarihi Kentler Birliği Üyesi” yaptınız.
Tarihi
Kentler Birliği toplantılarına defalarca ev sahipliği yaptınız.
Düzenlediğiniz
kültür sanat etkinlikleri ile bizleri; sergilere, konserlere, konferanslara,
anma gecelerine, tiyatroya, sanat kurslarına doyurdunuz. Esentepe’deki
salonunuz neredeyse her akşam farklı bir etkinlikle cıvıl cıvıl, ışıl ışıl
doldu taştı.
Bastırdığınız
kitaplarla, CD’lerle Urfa kültürüne büyük katkılar sundunuz.
Belediye
nikâh salonu bodrum katta tek kapıdan tıkış tıkış girilen ve çıkılan köhne bir
salondu. Önce DSİ kampüsündeki salonu modern bir şekilde düzenleyerek geçici
nikâh salonuna dönüştürdünüz. Sonra Esentepe’deki AVM kopleksinde çok amaçlı modern
bir salon yapıp nikâhları orada kıymaya başladınız. Yani İnsana insanca değer
verdiniz. “Sizler böylesi güzel salonlara layıksınız” dediniz.
Utanç
kaynağımız olan eski Otogar’dan bizi kurtarıp, modern bir otogar yaptınız.
Mikro
Kredilerle ev kadınlarımızı üretken hale getirip iş kadını yaptınız.
Mesai
saatleriniz sabah 06-gece 24 idi. Ekibiniz de sizinle ayakta idi. Sizin
performansınıza iyi dayandılar. Öf bile demediler. Çünkü ortaya güzel eserler
çıkınca, halk mutlu olunca ekip arkadaşlarınız da yorgunluklarını unutuyor,
mutlu oluyordu. Bundan dolayı tüm ekibinizi kutluyor şükranlarımı sunuyorum.
Her
ortamda yakaladığınız başarıyı ekibinize mal ederek vefa gösterdiniz.
Defalarca
“Yılın Belediye Başkanı” seçildiniz.
Avrupa’da
“En İyi başkan”, “En İyi Şehir” ödüllerini aldınız.
Urfa’yı
Türkiye’nin en temiz şehri yaptınız.
İnsanoğlu
unutuyor. 10 yıl önce Topdağı, Eyyübiye, Süleymaniye böyle değildi.
Bahçelievler, Esentepe ve tüm mahallelerimiz böyle değildi. Urfa bu kadar temiz değildi.
Bu
şehre gelenlerin “Köye geldik” dediklerini hatırlıyoruz.
Yapılan
tüm anketlerde %65’lerin altına düşmediniz. %85’lere kadar çıktınız.
Halkın
hep sevgisini kazandınız.
Tüm
Türkiye sizi tanıdı. Böylece sizin sayenizde Urfa tanındı.
Bu
hizmetleriniz bu yazıyı yazmak için bilgisayarımın başına geçtiğimde ilk aklıma
gelenler. Elbette hepsi bu kadar değil.
Yemeklerde,
sıra gecelerinde zamanınızı lüzumsuz yere harcamadınız. Urfa ile yatıp, Urfa
ile kalktınız.
En
önemlisi hizmet çıtasını yükselttiniz. Artık yerinize kim gelirse gelsin
hizmette sizden geri kalmamaya çalışacaktır. Yoksa hizmete alışan halkımız
onları asla affetmez.
Şimdi
görev sürenizin dolmasına 45 gün gibi az bir zaman
kalmış. Bu nedenle sizi bir telaş almış. “Söz verdiğim, başladığım projeleri
mutlaka bitirmeliyim, sözümde durmalıyım” diyorsunuzdur. Bu nedenle bu günlerde
çalışma performansınızı daha da katlamışsınız.
28
Mart 2004 seçimlerine “Dik duran, Yemeyen Yedirmeyen” sloganıyla girmiştiniz. “Seçilirsem 29 Mart
günü parti rozetimi çıkaracağım, hangi partiden olursa olsun tüm Urfalı
hemşerilerime eşit mesafede olacağım” demiştiniz. Ve dediğinizi yaptınız.
Siz
hizmet adamısınız. Asla politikacı olamazsınız.
Hiç
yalan söylemediniz. Yapacağım dediğiniz her şeyi yaptınız. Hem de süresinde yaptınız.
Hep
dik durdunuz, yemediniz yedirmediniz. (Aksi olsaydı bu güne kadar ortaya
çıkardı elbette.)
Çünkü
bağımsızlık sizin karakterinizdi.
Bu
dönem şayet aday gösterilip seçilseydiniz eskisi kadar bağımsız davranıp dik
durabilir miydiniz?
Dik
duramazdınız. Bu da sizin bağımsızlık karakterinizle çelişirdi.
“Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler”.
Siz inançlı bir insansınız. Mevla hakkınızda mutlaka güzel eylemiştir inşallah.
Makam,
mevki için değil, “Keşke bu şehre biraz daha hizmet edebilseydim” diye
üzülüyorsunuzdur belki.
Bence;
hiç üzülmeyiniz ve Dergah’a gidip şükür namazı kılınız. Çünkü Allah yüzünüze
baktı ve size karakterinizden ödün vermeme fırsatını verdi.
Urfa’ya
hizmet etmeniz için Allah size 10 yıl hizmet imkânı tanınmıştı.
Siz bu
imkânı bağımsız olarak, dik durarak, gece gündüz çalışarak iyi kullandınız.
Hep
“Efsane Başkan” unvanıyla anılacaksınız. Bu unvan Urfa’da hiçbir başkana nasip
olmadı.
Yanlışlarınız
hiç olmadı mı? Elbette olmuştur. Sizden memnun olmayanlar var mıdır? Elbette
vardır. Hatasız kul olmaz. Ama hizmetleriniz hatalarınızdan kat be kat çoktur.
Bizim
için çok çalıştınız. Hakkınızı helal ediniz.
Ama
siz de; eşinizden çocuklarından helallik dileyiniz.
Çünkü
Urfa’ya hizmet aşkı uğruna onları çok ihmal ettiniz.
Güle
Güle “Efsane Başkan” Fakıbaba.