Nejat Karagöz
23 Ocak 2014
Kürkçülük, insanoğlu giyinmeye başladığından beri var olagelen bir meslek.
Urfa’da, çok değil, bundan 30 sene kadar önce bu işle uğraşan 80-100 kadar esnaf vardı.
Mesleğin hazır giyim endüstrisine yenilmesi, mesleğe olan ilgiyi azalttığı gibi, kalifiye eleman yetişmesini de güçleştirdi. Giderek usta yetişmez oldu…
Bugün bu mesleği icra eden 4-5 dükkân ancak kalmıştır. Onlar da kelimenin tam anlamıyla perişan durumdadırlar.
Bu insanların perişanlıkları sade mesleğin içerisinde bulunduğu durumdan kaynaklanmıyor elbet; bunun dışında sebepler de var.
Bu harici sebeplerin en başında da çevre kirliliğine sebep olduğu iddiasıyla bu insanların mesleklerini icra etmelerinin adeta engellenmeye çalışılması geliyor.
Belediye yetkililerinin bu insanlara çevreyi rahatsız etmeden mesleklerini icra edebilecekleri bir site yeri söz vermiş olmasına rağmen bunu bir takım kaygılar sebebiyle savsaklamaları anlaşılır gibi değildir.
Bir yandan bu insanlara vaatlerde bulunacaksınız, bir yandan işi savsaklayacaksınız,
Öte yandan gidip gelim bu insanlara –sudan sebeplerle-ceza yazacaksınız.
Bu hem etik değildir, hem de vicdani değildir.
İşin garip yanı, belediyede bu işle ilgilenenlerin, yetkili olduğu iddia edilenlerin sayısı epeydir.
Ortada bir katakulli döndüğü açık, ancak kimin neye oynadığı bilinememektedir.
Esnafla bizzat görüştüm; çok dertliler. Hem çok dertliler, hem aldatılmaktan şikâyetçiler. Ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar açıkçası…
Derler ki: ”Başkan bize yeni bir yer tahsis edeceğini söz verdi, yardımcılarından birine de talimat verdi ama ortada ne verilen söz var, ne de çözümden yana tavrı olan kimse var…”
Şimdi sorulmalı değil midir ki Başkan söz verdiği halde, bunun yerine getirilmesini kim engelliyor, niçin engelliyor, amacı ve/veya çıkarı nedir?
Bir de ortada bilgisizlikten mi kaynaklana yoksa kasıtlı mı yapılan bir hata var:
Bu esnafın çalıştığı yerde (Han’da) ham deri depoları da var. Bu ham derilerden yayılan kötü kokular çevreyi epey rahatsız ediyor ama bundan kürkçülerin sorumlu tutulmaları ve cezalandırılmaları hiç de adaletli değil.
Belediye yetkililerinin, özellikle Sayın Fakıbaba’nın bu insanların sesini duyması ve çözümü bizzat ortaya koyması gerekmektedir, hem de acilen…
Yoksa bu gidişle başka kötü kokular da duyulmaya başlanabilir!