Mehmet Göncü
24 Ağustos 2013
“İSOT”
yani biberin birçok çeşidi vardır. Bu faydalı bitkinin ana vatanı bildiğiniz
gibi Güney Amerika’dır. Yeni kıtanın keşfinden sonra eski dünyaya getirilen bu
sebze türü bitkinin, besleyiciliği, lezzeti ve yararları anlaşılınca bütün
dünyada yetiştirilip tüketilmeye başlanmıştır.
En
çok Amerika kıtasında yetiştirilip tüketilen İsot, Urfamızda da hatırı sayılır
miktarda yetiştirilip tüketilmektedir.
Urfa
isotu gerçekten çok lezzetlidir. Bu değerli ve yararlı sebzeyi sabah
kahvaltısında közleyerek sıcak ekmekle yemeyen Urfalı hemen hemen yok gibidir.
Urfa’da yılda binlerce ton isot kurutulur, reçeli yapılır. Çiğköftenin,
lahmacunun baş katkı malzemesi kırmızı kuru isottur. Ayrıca yemeklerin de
lezzet kaynağı da yine Urfa isotudur.
Hal
böyle iken son zamanlarda isot kurutmada bana göre bazı yanlışlar az da olsa
yapılmaktadır.
Şöyle
ki;
1.
İsot doğrandıktan sonra damlara serilir ve güneşten ısı ve ultraviyöle ışınları
alarak kurur. Rengi daha da kırmızı olan ve çekildikten sonrada çok az
zeytinyağı ile karıştırılan bu isot daha güzel bir renge kavuşur. Bu şekilde
kurutulan biber de aflatoksin bakterisi oluşamaz. Bu şekilde kurutma doğru ve
faydalı bir kurutmadır. Eğer bu kuruyan biber henüz çekilmeden önce naylon
torbalara su serpilerek konulur ve karartmaya bırakılırsa bu yanlış ve
sağlıksız bir kurutma şeklidir. Son yıllarda bazı evlerde neden bu şekilde
kurutulmaya geçildiğini anlamak mümkün değil ve bilimsel bir açıklaması da
yoktur. İşte aflatoksin bakterisi bu şekildeki kurutma esnasında meydana gelir.
Bu aflatoksin bakterisinin insan bedenine verdiği zararları bir tanıdık doktora
sorup öğrenebilirsiniz. Zira bu husus uzmanlık ister, dolayısı ile beni aşar.
2.
İsotun tohumu da çok besleyicidir. İnsan dahil tüm memeli canlılar isot’un
meyvesi gibi,tohumunu da sindirip faydalı yaşam enerjisine çevirebilirler.
İsotun tohumunu sindiremeyen canlılar ise kuşlar yani kursaklı canlılardır.
Kuşlar isot tohumunu sindiremedikleri için isot meyvesini yedikten sonra
tohumunu uçtukları, kondukları alanlara dışkıları ile bırakır ve isotun yeniden
yeşermesini bir doğal süreç olarak sağlarlar. Ayrıca kuşların tat alma
duyguları da memeliler gibi olmadığından meyvenin acısından da etkilenmezler.
Bana
göre, tohumların çöpe atılması ise çok yanlış ve büyük bir ekonomik kayıptır.
Bu manada çok şükür Urfamız da Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğümüzün sık sık
uyarmaları ve takibi sonucu ilimizde kurallara göre üretilen isotlar da
aflatoksin bakterisi kabul edilir sınırların altına düşmüştür.