Deniz Güney
15 Mart 2013
Polis değişti diyorlar.
Ben de öyle zannediyordum.
Hatta her ortamda polisi savunuyordum.
Yaşanan bir olaya şahit olunca şaştım kaldım.
Hani bunu biri bana anlatsa hiç inanmazdım.
Böyle bir şey olur mu derdim ama maalesef bu ülkede böyle fıkra gibi polisler de var.
Ben yaşadım ve gördüm.
Olay benimle alakalı değildi ama hemen yakınım da yaşandı.
Şimdi mevzuya geleyim.
Sanatçı Gökhan Güney Urfa’da bir televizyon için çekim yapıyor.
Aracını da Yıldız Meydanına park ediyor.
Sonra yıldızları sayıyor.
Otomobilinde Basın Aracı Kartı olmasına rağmen bu araca park cezası kesiyor, yetmiyor çekici çağırıp otoparka çekiyor.
Bunların hepsi Gökhan Güney’in başına geliyor.
Gökhan Güney de Urfa’yı tanıtmaya gelmiş.
Hele şu başına gelene bak!
Otomobilini yerinde bulamayan Gökhan Güney, düştüğü durumun mahcubiyetiyle bir ticari taksi tutmuş. Ekibiyle otomobilin çekici ile götürüldüğü yere gitmiş.
Aracı çeken polis de orada. Ticari taksiden inen Gökhan Güney’i gören, Oto parkçılar: “Vay Gökhan Abi.” deyince polis şaşırmış.
Gökhan Güney derdini anlatmış ama cezayı yemekten kurtulamamış.
Çekici parasını ödemiş. Otoparkçıya otopark parası ödemiş.
Ticari taksiyle geldiği için ona da para ödemiş. Yani anlayacağınız Urfa’yı tanıtmanın bedeli ona ağır olmuş.
Gökhan Güney’in aracını çeken polis sonra kalkıp bir de onunla fotoğraf çektirmiş.
Güler misin ağlar mısın?
Bir gün bu çekici konusunda cinayet çıkarsa şaşırmam.
Trafik kurallarını hiçe sayan, tek yön kuralına uymayan, Park yasağına uymayıp araçlarını gelişi güzel yerlere, hatta otobüs duraklarına park eden, görevli polis memurlarını uyarılara rağmen çileden çıkaran sürücüler yok mu?
Elbetteki var.
Vesselam.