Ali H. Demir
11 Ekim 2012
Eğitimde FATİH Projesi (Fırsatları Araştırma, Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) ile birlikte okullarda etkileşimli tahtalar hızla yaygınlaşmaya başladı. Etkileşimli tahta çoğu kişi tarafından akıllı tahta diye nitelenmektedir. Eğitim sistemi içine son yıllarda yoğun bir teknoloji girişi ile karşı karşıya bulunuyoruz.
Siyasiler de eğitime dair gerçekleştirilen başarıları sayarken bilgi teknoloji sınıflarının yaygınlaştırılması, internet bağlantısının tüm okullarda yaygınlaştırılması gibi hususları sürekli dile getirmektedirler. Bu tür araç gereçlerin okul ve sınıflara girmesi ile eğitimde kalitenin gelişeceği iddia edilir. Teorik olarak eğitim ortamlarına teknolojik araç gereçlerin girmesi ile görsel, işitsel ve diğer duyulara hitap eden araçların öğrenmeyi güçlendireceği, öğrenmeye olumlu katkı sağlayacağı inkar edilmez bir gerçek olabilir. Ancak uygulama ile teori her zaman uyum sağlamıyor. Teorik olarak ortaya konulan sayıtlıların gerçeklikle karşılaştırılması gerekir. Sınıf ortamına konulan araç gerecin sınıfta yapılan faaliyete ne derece etki ettiğini, edeceğini bu günden yarına belirlemek oldukça zor. Eğitim, sonucu uzun sürede alınabilen bir süreçtir. Sınıflara konulacak teknolojik araçlara bakarak bir sonraki yıl eğitimde kalitenin tavan yapacağını beklemek doğru değildir.
Okul ve dersliklere konulan teknolojik araçların eğitimdeki kaliteye yansıması eğer ciddi bir şekilde planlama, organizasyon yanında etkin bir denetim ve değerlendirme sistemi kurulabilirse en azından bir yıl sonra olabilir. Yani teknolojik araçlarla eğitim yapılan sınıflarda eğitim öğretim gören öğrenciler bir sonraki yılın sonunda merkezi düzeyde bir sınava tabi tutulursa, bu sınavda da öğrenciler bir önceki yılda gösterdikleri başarıdan farklı bir başarıya ulaşırlarsa o zaman bunda teknolojinin kaliteye olumlu bir etkisinin olduğundan söz edilebilir. Bu durumda dahi başka değişkenlerin de mutlaka dikkate alınması gerekir.
Okullara yapılan teknolojik yatırımların sonuçlarının ciddi bir şekilde takip edilmesi gerekiyor. Aksi takdirde büyük miktardaki finansman kaynaklarının heba edilmesi ile karşı karşıya kalınabilir. Geçmişte de okul ve sınıflara yoğun bir teknolojik araç gereç girişi olmuştu. Özellikle kesintisiz sekiz yıllık eğitim uygulamasının başlaması ile birlikte bilgi teknoloji sınıfları, tepegözler, projeksiyon araçları, dizüstü bilgisayarlar okullarda çok miktarda girmeye başlamıştı. Hatta ulaşım ve iletişim zorluğu yaşanan yerlere uydu bağlantılı sistemler kuruldu. Ancak kısa bir süre sonra bunların büyük çoğunluğu atıl vaziyete düştü. Şu an okullarda yoğun bir şekilde eski teknolojiye sahip araç gereçler tozlu raflarda, depolarda çürümeye terk edilmiş durumda.
Teknolojik araçların doğası gereği hızlı bir değişim söz konusu. Sürekli gelişen teknoloji özellikle bilişim teknolojisi ekonomik bir takım endişelerden dolayı kısa sürede eskiyebiliyor. Yeni çıkan teknoloji ile eski teknoloji arasında çeşitli uyumsuzluklar ortaya çıkıyor. Teknolojik araç gereçler güçlü bir alt yapıyı gerektiriyor. Oysa ülkemizde alt yapı merkezi düzeydeki yerleşim birimleri dışında çoğu yerde yeterince güçlü değil. Güvenilir olmayan alt yapı teknolojiyi yavaşlatmakta, atıl bırakmakta, verimsizleştirmektedir. Bu durum kullanıcıların bu tür araç gereçlerden soğumasına, uzaklaşmasına neden olmaktadır.
Teknolojinin doğasından kaynaklanan sorunlar dışında teknolojiyi kullanması gereken bireylerin yetişme düzeyleri çok daha önemli. Teknolojik araç gereçler hemen her tür faaliyette bir alt yapı, bir araçlık görevi görmektedir. Teknolojik araç gereçleri geliştirmek kadar geliştirilen bu araç gereçleri farklı amaçlar için kullanabilmek ayrı bir beceri gerektirmektedir. Teknolojik araçları kullanmayı öğrenmek kadar konumuz eğitim olduğu için bunları eğitim öğretimde bir araç olarak kullanabilmek apayrı bir beceri gerektirmektedir. Geliştirilen teknolojik bir araç gereci her yönüyle iyi kullanabilmeyi öğrenen birisi bu araç gereci bir de eğitim amacıyla kullanmayı da öğrenebilmelidir.
FATİH Projesi ile sınıflara, okullara sokulan etkileşimli tahtaları dikkate alacak olursak bunlar bilgisayar teknolojisi yanında bilgisayar teknolojisi ile ilgili birçok farklı programları çok etkin bir şekilde kullanmayı gerektirmektedir. Bilgisayarın çalışma mantığını, işletim sistemi, program, yazılım, donanım gibi birçok temel bilgiden çok daha ileri düzeydeki kavramsal alt yapı, teknolojik alt yapı, teknolojik süreç, işlem ve uygulama bu proje kapsamında hazırlanmış etkileşimli tahtaların etkin kullanımı için gerekmektedir. Bu yeterliklere ise onbeş-yirmi günde veya yirmi-yirmi beş saatte erişebilmek imkansızdır. Teknoloji konusunda, bilişim uygulamaları konusunda bırakın kavramsal, işlevsel, mantıksal alt yapıya sahip olmayı öğretmenlerimizin ne kadarının bilgisayarı açıp kapatmayı, bilgisayardaki temel programları yeterince kullanmayı bildiği konusunda elde bir verinin ama sağlıklı bir verinin olduğu belirsizdir. Halk eğitim merkezleri veya değişik bilgisayar kursları aracılığı ile dağıtılan kurs belgelerini bile dikkate alsanız mevcut öğretmen kadrosunun bu konularda yeterince yetiştiğini söylemek fazla iyimserlik olacaktır. Son yıllarda alınan öğretmen sayısına bakarak yeni öğretmenlerin bu teknolojiye rahatlıkla uyum sağlayacağı iddia edilebilir. Ancak bu da yine bir iddiadan öte gitmeyecektir. Nitekim yeni mezun öğretmenlerin bile bilgisayar konusunda yeterli bir eğitime, beceriye sahip olduğunu söylemek zordur. Bu konuda öğretmen yetiştiren üniversitelerin mezunlarına ne düzeyde ne kadar bilgisayar kullanma eğitimi, bilgisayar destekli eğitim ve bilgisayarı kullanarak eğitim materyali geliştirme, kullanma eğitimi verdiklerine bakmak gerekecektir ki bu konuda üniversitelerin çok da iyi durumda olduğu söylenemez.
Teknolojiye yabancı öğretmenler aracılığıyla etkileşimli tahtaların etkin bir şekilde kullanılabileceğini düşünmek fazla iyimser bir öngörü olacaktır. Okulların büyük çoğunluğunda internet ortamında bol bol bulunan hazır sunuların harici bellekler aracılığı ile tahtalara yansıtılması, buradan okuma, okutma yanında biraz da resim ilaveleri, elektronik ortama aktarılmış kitapların yansıtılması, test sorularının tahtaya yansıtılması gibi bir takım uygulamalarda etkileşimli tahtaların kullanılacağını, daha ileri düzeyde bir kullanımın pek de mümkün görünmediğini söylemek için kehanette bulunmaya gerek yok diyebiliriz. Ancak böylesi bir uygulama yapılan bunca büyük yatırımı heba etmek anlamına gelmektedir. Büyük paralar harcayarak aldığınız bir aracı sadece basit bir takım işler için kullanmak ne kadar doğru sorgulanması gerekir.
Yapılan bu yatırımlar sonrası sınıflara getirilen teknolojik araç gereçlerin etkin kullanımının mutlaka sağlanması gerekmektedir. Bunun sağlanması öğretmenleri teknolojik araç gereçlerin tanınması, eğitim öğretim sürecinde etkin bir araç olarak kullanımı konusunda yetiştirilmesi ile mümkündür. Bu ise kısa süreli etkileşimli tahta kullanım eğitimleri yapmaktan çok daha fazlasının yapılmasını gerektirmektedir.
Etkileşimli tahta eğitim öğretim faaliyetleri açısından gerçekten çok önemli bir araç konumunda görünüyor. Eğitim öğretim sürecinde ihtiyaç duyulan her tür bilgi dokümanı bir yana var olan bilgiyi istenen forma sokma, kayıt etme, defalarca ve değişik formlarda tekrar etme, farklı etkinliklere fırsat verme, bireysel çalışma, görsel, işitsel materyallerle destekleme, uygulama, süreci kısa süre içinde tekrar başa alma, tekrar gözden geçirme, pekiştirme, güvenli bir şekilde muhafaza etme, farklı ortamlara, kişilere aktarma, hayal dünyasını zenginleştirme gibi eğitim öğretim faaliyeti açısından çok önemli işlem ve işlevlerin yerine getirilmesini sağlayan esnek bir araç. Bu araç vasıtasıyla istenen bilgiye istendiği anda ve istendiği ölçüde ulaşabilmek mümkün. Farklı yerlerdeki parçaların istendiği anda düzene konulabilmesi, birleştirilmesi ve parçalanması mümkün. Böylesi bir aracın etkin kullanılabilmesi çok iyi bir planlamayı, çok iyi bir ön hazırlığı, istenen bilgilerin önceden hazırlanmasını ve hazırlanan bilgilerin ne zaman nereden ve nasıl alınacağının çok iyi bilinmesi gerekiyor. Bir başka deyişle kırkbeş dakikalık ders saatinin her anının çok iyi düşünülmesi gerekiyor. Bu durum öğretmenlerin üzerindeki sorumlulukları daha da artırmaktadır.
Etkileşimli tahtaların sınıflara girmesinden sonra öğretmenler kadar okul idarelerinin, bakanlık yetkililerinin yapmaları gereken birçok önemli işler var. Öğretmenler kendilerine emanet edilen teknolojik araçları etkin bir şekilde kullanma, derslerini daha etkin ve ayrıntılı planlama, öğrencilerin daha iyi öğrenmelerini sağlamaya çalışırken yöneticiler eğitim öğretimin geliştirilmesi konusunda yönetim işlevlerini etkin bir şekilde yerine getirmeleri, mevcut teknolojik araç gereçlerin verimli bir şekilde kullanılmasını sağlamaları gerekiyor. Bakanlık yetkililerinin de devasa boyuttaki eğitim yatırımlarının atıl bir duruma gelmemesi için teknolojinin etkin kullanımını sağlayacak yolları bir an önce bulmaları, hayata geçirmeleri, sistemi okullarda yapılan çalışmaları daha yakından ve doğru bir şekilde, eğitimin hedeflerine uygun bir üretim yapar hale getirmek için çalışmalar yapmaları, etkin bir şekilde kontrol edebilmeleri, sonuçları değerlendirmeleri gerekiyor. Aksi takdirde yapılan yatırımlar heba olmak yanında okullar bir kez daha teknoloji çöplüğüne dönüşmek durumunda kalabilir. Bekleyip göreceğiz…..
Soru, Görüş ve Eleştirileriniz için…..
Ali Hikmet DEMİR