Sabri Dişli
5 Haziran 2007
Siyasetle ilgili yazı yazmama kararı almıştım.
Sitede siyaset eğitimi görmüş veya siyasette kendini yetiştirmiş arkadaşlarımız o işi layıkıyla yapıyorlar.
Ama bu son haber var ya!
ınsanı zıvanadan çıkarıyor. Nasıl olur! Vedat Melik listede YOK! haberi.
Oluyor işte… Bu bir ‘deniz’ vakası… ‘
Dalgaların yıldıza, yıldızların denize vurduğu bir vaka işte!
Kendi mecrasından, köyünden, nahiyesinden, ilçesinden “oy” aman amanları oynayanlar Vedat Melik’i küçük sandaldan aşağı attılar.
Daha doğrusu bindikleri sandalı deldiler
Vedat Melik’in olup olmaması neden bu kadar önemli?
Urfa sokaklarından herhangi bir insanı çevirin; Vedat Melik’i nasıl bilirsiniz diye sorun?
Kaçı size nasıl cevap verir bir öğrenin bakalım.
Bir de kendinizi sorun varsa yüreğiniz bir gün sadece bir gün bir tebdili kıyafet yapıp halkın arasına girin.
Mecliste en fazla konuşan milletvekilli kim? En fazla Urfa sorunlarını dile getiren kim? Meclis Dergisi tarafından yılın Milletvekilli seçilen kim? Bütün bunları yaparken en fazla Urfa’ya STK’ları ziyaret eden kim?
Bunca muhalefete rağmen, muhalif olduğu Urfa milletvekillerinin nezdinde en fazla saygınlık kazanan kim?
ınsani vasıflarıyla, kendini böylesine ispat etmiş birini; elinin tersiyle iteceksin. O el sana alasıyla geri dönmeyecek öylemi?
Bir ‘deniz vakası” dedik ya!
Olan bitene rağmen başından beri bir gün bile sempatiyle bakamadığım “deniz vakası” deniz alıyor tutuyor işte, deniz… Yolculuğu… Bir süre sonra midem bulanıyor. Her ne zaman televizyona çıksa o deniz: ümbüldemelerin arkasından gelen konuşmalarıyla en masum kılı, hata tüyü, kirpiye dönüştürüyor…
Ata dede yadigârıymış, olmaz olsun… Yazıklar olsun…