Sabri Dişli
3 Nisan 2007
“Stat Projesi” olarak bilinen proje tekrar gündeme geldi.
Akşam Gazetesi’nin haberine göre: “Başbakan’a sunulan ‘Kervansaray 2010 Projesi’ 2 bin otoluk kapalı otopark, 50 bin metrekarelik alışveriş merkezi, 200 odalı, 5 yıldızlı otel ve bir ofis merkezinden oluşuyor. Alışveriş merkezinde 10 biner metrekarelik bir gıda, bir de giyim üzerine faaliyet gösterecek mağazalar olacak. Bunun için Beymen, Migros gibi kuruluşlarla görüşülecek. Kentin Atatürk Caddesi üzerinde, Necmettin Cevheri Parkı’nın da içinde bulunduğu 70 bin metrekarelik alan üzerinde yapılacak olan projenin yerüstündeki kısmı, toplam alanın yüzde 6’sını kaplayacak, diğer kısımlar yeraltında olacak. Proje, önümüzdeki günlerde başlayacak resmi görüşmelerle geçtiğimiz aylarda Türkiye’de de faaliyete geçen Coldwell Bankers’ın ABD’deki merkezine sunulacak. ABD’li gayrimenkul devi ikna olursa, bu yıl içerisinde projeye başlanacak ve 2010 yılına yetiştirilecek”
Ortada bir proje var, hatta projenin maketi var, ama şanlıurfa’nın sivil inisiyatifi yok!
Projeyle ilgili ahkâm kesmek haddim değil bunun için yeterli bilgi birikimine sahip olduğumu sanmıyorum. Ama TEMA’cı kimliği taşıyan gönüllü biri olarak beni ilgilendiren yeşil alan ve o yeşil alanda yetişmiş yüzlerce ağaç… Bir de otorite olarak kabul ettiğimiz dostlarımızın Atatürk bulvarının araç akış yüküne yeni bir yük getirme endişesi.
Proje Cevheri Parkını da kapsıyor. Yani yıllardır yetişmiş ağaçların akıbeti belirsiz
N’olacak efendim yenisini ekeriz. “Ekeriz” cevabı ekintiye getireceğiz gibi… veya ölsün efendim yerine yenisini doğururuz gibi…
Projeye “Kervansaray” adı verilmiş. Ad ne de tarihi ve otantik bir çağrışım içeriyor değil mi?(!) Adı gibi yapı da tarihi dokumuza ne kadar uyumlu olduğunu bilemiyoruz tâbi. Çünkü şehrin ahalisi olarak ne projeyi, ne maketi, ne de maketin resmini görmüşlüğümüz yok.
Projenin geliştiricisi eski STFA yöneticilerinden ve Coldwell Bankers Türkiye’nin CEO’su (ne demekse?) ırfan Gülcü şöyle bir tespitte bulunmuş:
“Avrupa turizmi yeni destination arayışlarını sürdürüyor. Bu arayışlar içinde öne çıkan bir merkez de Urfa oldu. Fakat Urfa’nın turizm merkezi olması için ciddi sorunlarının giderilmesi gerekiyor. Dinler merkezi olması, sağlık turizmi açısından elverişliliği kentin artıları. Buna karşın karayolu ve hava limanı yetersizliği, turistik yatak sayısının çok az olması, kenti yatırım yapılacak bir potansiyel haline getiriyor. Gülcü, Avrupalı tur organizatörlerinin, bu eksiklerin giderilmesi durumunda Urfa’nın bir turizm merkezine dönüşeceğine kefil olduklarını söylüyor.”
Tespit doğru olmasına doğru da, turist Urfa’ya modern mağazalar görmeye, modern otellerde kalmaya mı gelecek?
Hadi canım sende!
Hitap ettiğimiz turist kitlesi teknolojinin içinden geliyor. Bugünlerde geçerli olan; teknolojiden, hatta elektrikten bile uzaklaşıp kafa dinlemek.
Bu proje kabul görürse “Hanlar” diye bir proje daha varmış. Haberde şöyle diyar:
“Coldwell Bankers Türkiye CEO’su ırfan Gülcü’nün Urfa’ya yönelik ikinci bir projesi ise Hanlar adını taşıyor. 8 adet 300 yataklı otelden, otellerinden ortasında büyük bir havuz ve alışveriş merkezinden oluşan bu proje 200 milyon dolarlık bir yatırımı gerektiriyor. Urfa’nın kozmopolit bir turizm kenti olduğuna dikkat çeken Gülcü, “Proje 1.500 kişi kapasiteli toplantılara ev sahipliği yapacak kongre merkezini de içeriyor. Projede sağlık turizmine yönelik bir welness merkezi de olacak”
E, mademki “hanlar” projeniz var gelin önce şu taş yapı olan tarihi Millet Hanı’nı onarın. Sonra ‘Stat Projesi’ne başlayın. Tabi proje havzasındaki ağaçları kesmeden, “her iki projeyi aynı anda başlatın”
Ha şunu da belirtmekte fayda var. Daha önce bu proje gündeme getirildiğinde, 70 bin metre kare olan arsaya 70 milyon YTL değer biçilmişti.
Memleketimin; ekâbirleri, teknokratları, Aydınları STK’ları Aha buradan buyurun; enine boyuna tartışacağınız bir konu…