Ömer Elçi
5 Mayıs 2011
Bakan olmak üstünlükmüş…
Bakanın bakışından etkilenenler psikolojik olarak etkilenip neyime bakılıyor hissini yaşarlarmış genelde…
Bakanın işaret parmağına maruz kalmamak, bakanın sinirlerini gerdirip istenilmeyen oluşumların olmaması için ”Gördüğüm en iyi bakan sizsiniz” derken, bakana tebessüm edilmesi bakılanların yararına da olabildiği gibi zararına da olabilmekteymiş…
Bakana yan gözle bakma düşüncesi olabileceklere birilerinin kaş göz işareti yapması da sıkça yaşananlardanmış…
Bakanın yüzüne maske gibi yapışan dakikalarca süren tebessümü hümanistliğin değil güçlülüğün göstergesiymiş…
Herkes bakarmış ama herkes bakan olamazmış…
*
Bakana ”ne bakıyorsun” denmesi nedeniyle huzursuzluklar oluştuğuna çoğu insan şahit olduğundan veya televizyonda izlediğinden dolayı “hoş geldin bakanım” denmesinden çok hoşlandıklarından dolayı bakanlar her baktıklarından aynı yaklaşımı bekleme saplantısına kapılırlarmış…
Bakanlardan bazıları üstten, bazıları alttan, bazıları yandan, bazıları melul melul bakarmış…
Bakanlardan bazıları gözlerini kocamanlaştırırken bıyığını burarmış, kulağını okşarmış, ellerini saçlarında gezdirirmiş…
Bakan ve bakılan tebessüm ettiğinde her yer güllük gülistanlık olur değerlendirmeleri dünyanın her yerinde sosyologlarca irdelenirken trenler demiryollarında ilerliyormuş…
*
Bakana çok yaklaşmamak gerekirken, bakanın derinlemesine bakışlarına maruz kalındığında bakana reverans tebessüm ettirirmiş…
İnsanların reveransla, referansı ayırt edememesi bakıştakilerin aleyhine oluşumlara zemin oluşturduğu da söylenti olabilmekteymiş Urfa deyimiyle essah ta olabilmekteymiş…
Bakanı her ne olursa olsun kızdırmamak gerek, bakana hoşlanacağı şeyleri sunmak ve göstermek gerekir ki bakma işlevini üstlenen gözün ”sizin yerinize ben baktım, gördüklerimin derinlemesine irdelenecek özellikleri yok, süzdüklerim hülyalarıyla ve de rüyalarıyla yaşamlarını sürdürüyorlar; bakışlarımda alimallah titretiyor” mesajını beyne iletmesi beyinde ayrı bir haz oluşturabilmekteymiş…
Bakılanlar “benim bakanım Ahmet veya benim bakanım Ayşe; sen benim bakanım olamazsın” diyebildiğinde ise genellikle izanı olan kendi iç dünyasına dönmekteymiş…
Yolda, otobüste, lokantada yaşam gereği olunması gereken ortamlarda karşılaşmak istemediğiniz ama karşılaşmak zorunda kaldığınıza gereksiz bir bakan olduğunu mantıklılığınızla yansıtabildiğinizde bakan yoluna siz yolunuza gidiyormuşsunuz…
Herkes bakarmış ama her bakar bakan olmazmış…
Velhasıl kelam bakanı davranışlarımızla davet eden de bizlermişiz, gönderende bizlermişiz…