Ceylan Pala Karadağ
23 Mart 2011
Bu kadarına da artık pes diyorum. Pek çok gazetede Milli Eğitim Bakanlığının, her çocuk en az bir yabancı dil konuşacak sloganından hareketle, önümüzdeki yıldan itibaren yılda 10 bin olmak üzere 4 yılda 40 bin yabancı öğretmen istihdam etmeyi planladığı yolunda çıkan haberlerden duyduğum endişeden bahsediyorum. Burada daha önceki yazılarımda canlı hayvan, et, gıda maddelerinin ithalatından bahsederken, bir gün canlı öğretmen ithal edeceğimizi inanın hiç düşünmemiştim. KPSS sınavını eleştirirken de devlet kendi yetiştirdiği öğretmenlerine güvenmiyor mu diye sormuştum. Evet artık eminim. Milli Eğitim Bakanlığımız kendi yetiştirdiği öğretmenlerine güvenmiyor, inanmıyor ya da olmasını istediği düzeye getirmek için proje tasarlamak yerine hali hazır turist öğretmenlere güveniyor. Neden ? Bizim insanımızda, öğretmenimizde o kapasite mi yok? Verileni alamaz mı yurdum öğretmeni? Ya da aldığını veremez mi? Sağlam nesiller yetiştiremez mi?
Ülkemizde KPSS yi kazanamadığı için, formasyonu olmadığı için ya da başka birtakım prosedür sebeplerle kadro alamamış binlerce fakülte mezunu var. Kadro alıp da ataması yapılmamış bir o kadar mezun daha! Bir de evli olup da başka başka şehirlere atamaları yapılan eş öğretmenler var. Kısacası hem bir taraftan öğretmen açığı; hem de bir taraftan açıkta kalmış öğretmenler var.
İşin bir de ekonomik boyutu var. Birkaç ay öncesine kadar bir sakız bile olsa bakkalınızdan alın, alın verin ekonomiye can verin reklamları ekranlarda dönmüyor muydu? Neden kendi kaynaklarımızı, hatta insan gücümüzü beyin gücümüzü kullanmak geliştirmek yerine başkalarına bağımlı hale geliyoruz ve Neden başkalarını zengin ediyoruz?
Belirtmek isterim ki ülkemizde çok iyi üniversitelerde oldukça kaliteli yabancı dil eğitimi veren açılmış çok iyi fakülteler var. Şimdi bunların eski misyonu ve vizyonu kalmayacak mı? Buraları atıl hale mi getireceğiz? Buralardan kalifiye hocalardan mezun olmuş ve oldukça kaliteli yetişen yabancı dil öğretmenlerimizin verdiği eğitime artık biz de TREND’e uyarak burun mu kıvıracağız?
Bu kadar gencimiz işsiz kalmak için mi yıllarca dirsek çürütüyor, sınav stresinden saçlarını döküyor ve hatta sinirlerini yıpratıyor? Geleceğe dair boşa mı plan kuruyor yoksa akıntıya mı kürek çekiyor?
İnanın böyle şeyleri okudukça, gördükçe çok üzülüyorum ve bu böyle giderse Üzülerek söylüyorum ki; Öğretmenler yeni nesil artık sizlerin eseri olamayacak!
Haberin ayrıntıları için:
“(http://www.memurlar.net/haber/191394/, http://www.hurriyet.com.tr/gundem/17312507.asp ,vb.)
SAYGILARIMLA.
Av.Ceylan PALA KARADAĞ