Köşe Yazısı

SEÇİMLER YAKLAŞIRKEN

Türkiye genelindeki yerel medyaların tümünde varsa yoksa aday adaylarıyla ilgili haberler ve köşe yazıları gırla…


Eğitimde son sıralarda olan Şanlıurfa ise aday bolluğuyla ilk sırada…


Her seçimde olduğu gibi Türkiye genelinde aday adayları medyaya saygılı, bazı medyalarda aday adaylarıyla pazarlıklı…


Kaz, tavuk…


Kimileri yaşadığı yerdeki sorunların yıllardır ki çözümsüzlüğünden dolayı aday, kimileri iktidarını daha da güçlendireceğine inandığı parti saflarında görünüp kariyerini ve gelecekteki bağlantılarını daha da güçlendirme isteminden dolayı aday…


Kimileri demokratik haklarını, kimileri yılların birikimlerini, kimileri paralarını, kimileri aşiretlerini demokrasi için kullanıyor olsalar da Türkiye’de demokrasi halen sözel…


Rüyalar ve hülyalar bireylerin iç dünyasındadır ama Türkiye genelindeki tüm illerdeki aday adaylarının rüyası, hülyası demokrasiyi sözelleştiren bazı genel başkanların mimikleriyle seçimlerde renklenecek veya siyah beyaz kalacak…


Rüyasını renklendirmek isteyen bazı aday adaylarının “sayın genel başkanımızın sohbetimizde gözlerinin içi gülüyordu, ayrılırken elimi öyle bir içtenlikle sıktı ki hiç anlatamam” söylemleri renklilik.


Bilboardlar, binaların duvarları, araçlar, gazeteler, televizyonlar renklenecek; muazzam projeler, söylemlerle renklenirken aday adaylarının arka planda birbirini siyah beyaz gösterme çabası derinlerde yine zirve yapacak…


*


Ak Partide aday adayları basın açıklaması yapıp Ak Partiyi şenlendirip, Sivil Toplum kuruluşlarını ziyaret edip, hakla kaynaşırken; CHP, MHP, BDP ve diğer partilerde sessizlik hüküm sürüyor…


Urfa’da kimileri 300,kimileri 500 dese de;10 Mart ve sonrası aday adaylık başvurusunun son günü Ak Partinin aday adayı sayısı netleşecek ancak 12de 12 diyen Ak Partinin aşırı güveni ne kadar güvenli?


CHP, MHP (MHP deki son oluşumlar Urfa’daki olası 1 vekili zora soksa da) BDP bağımsızları, Siverek siyaseti gerçeği ve sütlü priz ittifaklar unutulmamalıdır…


*


Urfa’da bir yanda Necmettin Erbakan’la, sonrasında R.Tayyip Erdoğan’la siyaset yolunda yürüyenler, bir yanda yıllar içinde Ak Partinin icraatlarını kendince değerlendirip Ak Partinin siyaset yolunda ilk kez yürümek isteyenler; bir yanda ise farklı siyasal görüşe sahip olsalar da kendini Ak Partili göstermek isteyenler…


La Fontaine öykülerini severek okurum bazen ne alaka diyen olsa da.


Okumak, geçmişi irdelemek, geleceği düşünmek; yaşamda olan ve olası oluşumlara tebessüm etmek veya üzülmek birey olmak isteyen her bireyin sorumluluğumu dur? 


Birey, birey olmak istemiyorsa; birey kulağını tıkamış, gözünü kapamış damda yürüyorsa bir gün mutlaka düşer…


*


Balonlar uçacak, balonlar patlayacak; bazı aday adayları seçim takviminin aşamalarında meraktan çatlayacak…


Seçmenlerin bazıları için yine hava hoş olacak ama aday adaylarının cebi zaman içinde doluya göre biraz boş olacak…


Adaylar için süreçte stresli günler başlarken, bazı seçmenler için şenlikli günler başlayacak…


Konvoylarla, davullarla, mega projelerle, megadan daha da mega projelerle siyaset yolunda yürüyenlerin rüya, hülya dansı Türkiye genelinde ve haliyle Urfa’da siyah beyaz mı? Yoksa renkli mi olacak…


Siyaseti bilmek gerek, siyaset ahlakını illaki öğrenmek gerek, zihinsel egzersizler için bazen La Fontaine gibi yaşamı farklı bakış açılarıyla irdeleyen yazarları okumak gerek; Urfa tabiriyle okumaya hulkumuz olmadığında ise saz çalmak gerek…  


 

677 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Köşe Yazısı

SEÇİMLER YAKLAŞIRKEN

İbrahim Halil Okuyan

İbrahim Halil Okuyan

Tüm Yazıları Gör

Demokrasinin nimetlerinden olan seçimlerden ikisini kısmet olursa içinde bulunduğumuz 2007 yılının Mayıs ve Kasım aylarında göreceğiz. ılk’i Cumhurbaşkanlığı seçimi, Kasımdaki de Genel Seçimler. Yani Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni yeniden oluşturacak 550 Milletvekilinin seçimi.

1923 yılında Cumhuriyetimizin kuruluşundan itibaren Parlamenter Demokratik rejimini yaşıyoruz. Fakat Çok Partili Demokratik sistemin oluşması 1946 yılından itibaren gelişti. 60 yaşına ulaştı. Nice seçimlerden sonra acı-tatlı hatıralarla bu sene yeni bir seçim dönemini de aşmış olacağız.

Eskiden seçim çalışmaları başlayınca “Seçim sath-ı mailine girdik” denilirdi. Genel seçimler Kasım’da olacağından, hayli erken bir zaman ama Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi olması galiba genel seçim atmosferini de fazlasıyla oksijenlemiş oldu. Aralık/2006 olaki “Bütçe Görüşmeleri”nden itibaren havalanmaya başladık. Uçacağımız, konacağımız yerleri iyice kestirebilirsek inşallah Ülke için en hayırlı ve başarılı sonuçları elde ederiz. Aksi takdirde yararsız, harcanmış bir dönem bizi bekliyor. Tabii biz Milletçe siyasilerden kazanımlı sonuçlar için gayret göstermelerini bekliyoruz. Çünkü, ülkemizin her konuda kayb’edecek zamanı kalmamıştır. ıleriye doğru koşmak ve çağı yakalayıp geçmek mecburiyetimiz vardır.

Evet, seçim sath-ı mailine girdik ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK)nun kanunlar çerçevesinde düzenlemiş olduğu “Seçim Takvimi” işlemeğe başladı.

Seçmen Listeleri daha önceleri asılmış olduğu yerlere asıldı. Muhtarlıkların ilgileri ile her vatandaşın görmesi, 18 yaşını doldurmuş olanların kendi isimlerini ve aile mensuplarının isimlerini tesbit etmesi için bekliyor. Listeler 1 Mart 2007 tarihine kadar da asılı bulundukları yerlerinde duracaklar.

Ama, demokratik bir seçimin yapılması, en tabii hakkımız olan oy kullanmak için bizim durmamamız lâzım. Mahallemizi değiştirmişsek, başka bir il veya ilçeden, köyden gelmişsek, askerden veya tahsilden dönmüşsek, seçebilme yaşına (18) yeni girmişsek tabii olarak ismimiz listelerde olmayacaktır. O andan itibaren ismimizi kütüğe kayd’ettirmek için Adliyedeki Seçim Kuruluna müracaatla gerekli işlemi yaptırmalı, varsa diğer tanıdıklarımızı da bu konuda uyarmalıyız.

Güncelleşen Listelerde adımızı görünceye kadar seçme hakkımız yok demektir. Ancak, Listeye girince bu hak bize teslim edilmiş oluyor.

Bundan sonra takvim işlemeğe devam ediyor ve “Seçim sandığı” oy kullanmak üzere Vatandaşın önüne koyuluncaya kadar ilgilenme sürüyor. Hepimiz bu vatandaşlık hakkımızı kullanmalı, sandık başına giderek görevimizi yapmalıyız.

Mevcut Ülke yönetimleri içerisinde görüldüğü üzere en iyisi “Parlamenter Demokratik rejim”dir. Bunu daha çok iyileştirmek ve uygulama kusurlarını ortadan kaldırmak da biz vatandaşların ilgisi ve iyi seçimler yapması ile olur. Kendi kendimizi bu hak ve nimetlerden mahrum etmeyelim. 2007 seçimlerinde de, diğer bütün zamanlarda da Ülkemiz için en iyisini yapmayı bir alışkanlık haline getirelim.

Hepimiz için hayırlı ve başarılı olsun.

270 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir