İbrahim Halil Okuyan
14 Kasım 2010
Seçimlerimizdir bizi “İNSAN” yapan.
Annenizin beyindeki hipofiz bezinden salgılanan hormon etkisiyle yumurtalıklarında her ay 3-4 yumurta hücresi seçilerek uyarılmaya başlanıyor,
Bu grup yumurta hücresi içinden birisi BaSKıN olarak gelişimine devam ediyor ve babana ait 150-250 milyon sperm arasından;
Annenin Yumurtasına ilk ulaşan spermle HAYATIN başlıyor.
İşte böyle; yeni bir hayat bir ayıklanma ve seçilmekle başlıyor ama bunlar senin dışında gelişen olaylar.
Bunun sonucunda oluşan genetik yapın ilerideki seçimlerini etkileyecek ve belirleyecek tabi ki.
Buraya kadar sorumlu değilsin.
Sonrasında hem secim yapmak zorunda kalıyorsun.
Okuduğumuz okullar, buradaki arkadaşlarımız, öğretmenlerimiz, mahalle arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, akrabalarımız… Vb pek çok etken,
Hayatımızdaki kararlar için seçimlerimizi etkiliyor bir şekilde.
Eğer yaptığımız seçimler vazgeçtiklerimizden daha büyük kazançlar sağlıyorsa bana işte o zaman haklı olarak seviniyoruz doğru kararlar vermiş olduğumuza.
İnsan olmanın gerekliliğini yerine getirmek için mücadeleler veririz hep.
Doğruyu bulmak kendi adımıza yanlış yollara sapmamak adına.
Yaşamımız yaptığımız “SEÇİMLERİN TOPLAMIDIR” bana göre.
Bu yüzden de;
”Böcek gibi yaşamayı seçenlerin sürünmekten şikâyet etme hakları da yoktur.”
Böyle yaşamakta tercih meselesidir.
HAYAT ise yaptığınız seçimlere ve tercihlere hiç karışmaz,
O SADECE TANIKTIR.
Tanıklık eder yaptığımız tercihlere.
Siz belirlersiniz yaşamınızı nasıl süreceğinize.
Hayat önümüze doldurulması gereken bir sürü boşluklu soru koyar önümüze; bizler kendi çoğunlukla duygularımızla ve bazen de akılımızla kendi çapımızca doldururuz bu boşlukları.
Kirli olanlarımız ise kirliklerini kanıtlarcasına paraya, pula, şana, şöhrete tamah ederler.
Bazılarımız ise tam aksi istikamette yapar yolculuğunu işte bu bazılarının yaptığı seçimlerdir dünyayı AYRICALIKLI kılan YAŞANILABİLİR yapan.
Hiç bir şeye tamah etmeyen kendi doğrularıyla ( seçimleriyle ) yaşayan insanlar girdikleri her ortamda farklılıklarıyla IŞIK SAÇARLAR etraflarına diğerleri ise bu kadar ışığa alışkın değillerdir.
Kader denir ya aslında hep yanlış biliriz kaderi.
Seçimlerimiz hayatımızın çoğunluğudur ve kader sadece yolun kendisidir hangi virajlardan geçeceğinize nerede durup nerede yola devam edeceğinize karışmaz.
Kimseyi suçlamayın yaşadığınız hayatta ve bir düşünün işaretlediğiniz ufacık bir yanlış/doğru şık başlı başına değiştirir dünyanızı ve vazgeçtikleriniz hep keşkeleriniz değilse işte o zaman doğru yoldasınızdır.
Ve yaptığınız seçimlere dikkat edin hayatı tekrar ve yeniden yaşama şansınız ve imkânınız yoktur.
Sil baştan yaşanır bir ömür değil bizimkisi geride kalanı değiştirme şansımız olmadığı gibi yaşanılanı tekrar yaşama olanağımızda yoktur.
Ok yaydan fırladı mı önüne geçme şansımız yoktur.
Bir kumardır bu hayatla oynadığımız kazanmayı göze aldığınız kadar kaybetmeyi de göze almak gerekir
Dolayısı ile seçimlerimiz bizi insan yapar.
Diğer mahlûklardan ayırır ottan, çiçekten, böceklerden, kurtlardan köpeklerden sadece aklımız yetmez bizi bunlardan ayırmaya o aklı kullandığımız yer zaman mekândır bizleri ayrıcalıklı kılan..
Birçok felsefenin en temel mânevi ilkelerinden biri,
Hayatın belirlediğiniz gibi olmasında ısrar etmeyip,
Yüreğinizi o anda “olanlara” açık tutmak düşüncesidir.
Hayat her zaman istediğimiz gibi değildir…
Sadece olduğu gibidir.
Nefes almanın bayram olduğunu günün birinde soluksuz kalınca anlar insan, Görmenin nasıl bir bayram olduğunu ise Karanlık öğretir insana.
Kafamızın sağlam olması büyük ölçüde,
İçinde bulunduğumuz anı ne kadar yaşayabildiğimize bağlıdır. Bir gün veya bir yıl önce neler olduğu,
Ya da,
Ertesi gün neler olabileceğinin önemi yoktur.
Sizin var olduğunuz yer,
İçinde bulunduğunuz andır.
Bu her zaman böyledir.
Unutmayalım ki:
“Tanrı, güneşi her gün yeniden doğurarak, bizi mutsuz kılan her şeyi değiştirmemiz için zaman tanıyor bize. “
Paulo Coelho
Nazım Hikmet’le sonlandıralım yazımızı.
“Bu bahçe
Bu nemli toprak
Bu yasemen kokusu
Bu mehtaplı gece
Parıldamakta devam edecek
Ben basıp gidince de
Çünkü o!
Ben gelmeden
Ben geldikten sonra da
Bana bağlı olmadan vardı
Ve bende bu aslın sureti çıktı sadece.”
29 harf var alfabede ama bunları ancak böyle dizince;
Derin anlam verilebiliyor ve Büyük Şair olunabiliyor.
Seçilmekle size tanınan yaşam hakkıyla; dünyayı ayrıcalıklı kılan, yaşanılabilir yapan ve de farklılıklarıyla ışık saçan İnsanlardan olmanız dileğiyle kurban bayramınızı kutluyorum.
Saygılarımla.
İbrahim Halil Okuyan
İnşaat Yüksek Mühendisi
12.Kasım. 2010 Şanlıurfa
Yasal Uyarı: Yayınlanan haberin tüm hakları URFAHIZMET.COM’a aittir. Kaynak gösterilse dahi haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın