Halit Güllüoğlu
2 Mart 2010
Bu soruya çok yönlü cevap aramak gerekir.Çünkü nüfusu itibariyle Harran belde dahi sayılmazdı.Sadece kubbeli nostaljik varlığıyla bazı tarih ve eski eser meraklısı yerli ve yabancılara ziyaretgah olmuştur.Uzun zamandan beridir Sit alanı sayılmasına rağmen aşiretçiliğin en katı anlayışına betonlaşarak mahkum edilmesindeki suçu “gazetemizin dünkü haberinde”iki Belediye Başkanına yüklemek diğer kusur sahiplerini sorumluluktan kurtarmamalıdır..
İşte gerek Dünyaca ünlü ilk Üniversiteye sahip olmakla övündüğümüz ve yer altı ile yer üstündeki diğer değerlerinin tahribindeki ihmalin kaderi geçte olsa gündeme gelmiş olması üzüntümüzü biraz azaltmıştır.Hatta haber konusu edilmesi dahi sevindirici sayılır.İlçe olmasındaki iyi niyetten şüphe etmeyiz elbette.Ancak amaç ne olursa olsun Harranın tarihi varlığıyla korunup kollanması olduğu şüphesizdir.Daha sonradan oy avcılığından olacak ki;siyasilerin hatasına kurban edildi.Tarihin kalıntıları da betonun altına gömüldü.Çevre güzelliğinin yok edilmeye ayrı bir ayıbımız olarak.Çünkü Belediye olmak şansını kötüye kullanan Harranlı İdareciler tahribatın farkında olmadan bugünlere gelmiştir.
Verimli Ovasıyla yerleşik medeniyetleriyle nice Savaşlara sahne olan Harran Mezopotamyanın da dergahıdır.Kazılardaki sonuçlar halen mevcut Üniversite kalıntıları ile rasat kulesini hayran bırakmıştır.Harran,tahribata rağmen tarihi varlığını korumayı yakın tarihe kadar başarmıştır.Amma neye yarar.Köylünün şehirlileşme isteği haklı da olsa betonlaşmaya göz yummanın hoş görünün nedeni olmnamalıydı.Harranlı çocuğunu okutmak için merkeze yerleşmesinden daha doğal ne olabilir.Fakat bu düzensiz işgalin oy avcılığına nedenine göz yumma hakkı bahşetmemeliydi.Harranın tarihi varlığı keşke buna feda edilmeseydi.Çünkü yanlış şehirlileşmenin uygulamasında tarihi değerlerin üstüne bir kara örtü gibi telafisi imkansız sonuçlar doğurmaya neden olmanın affı mümkün değildir.
1950 lerde betonarme yapı yaygın değildi.İsmini vermeye gerek görmediğim amma Urfalılaraın hatırdan çıkarmadığı bazı müteahhitler Şehrimizin hazır kesme taşlarını buradan temin etmişlerdir.İşte bugün geçmişe bakarak ihmalin hatanın bedelini Turizme vurulan darbe olarak kabul etmemiz gerekiyor.Bundan dolayı Hatta eski ve yeni Belediye Başkanlarının cezalandırılmaları Harrana ne kazandıracaktır.Her önlemin zamanında önemini koruması gerçeği unutulmamalıdır.Güzelim Harran bu hale geldikten sonra sadece iki Belediye başkanını suçlamak neyi kazandıracaktır.Eğer sorumlular aranacaksa bunun boyutunu adil şekilde tespit etmek ve oralara da uzanmak icap eder.Bakınız iş nerelere varır.
Depremlerde veya bir başka yapı hatasından dolayı Belediyeleri Müteahitleri suçlamak adet olmuştur bizde.Peki koskoca Devletin veya kurumların resmi kontrolleri ne içindir ve neden aksatılır.Bu görev ve yetkiye sahip uzmanların suçu yok mudur?Büyüklerimiz ne demişler bakın.O unutulmaması gereken güzel ve anlamlı söz “balık baştan kokar”sözünde olduğu gibi..Harranın ihmalindeki baş olarak Belediye ile yetinirsek bir yere varamayız.Bir çok kurum ve kuruluşu da bunun içine almadıkça sorun teşhis edilmiş sayılamaz.Tarihe mal olmuş bu Harran adının yerine “Altınbaşak” diye resmen yazan zihniyet değişmedikçe sonuç böyle olacaktır.
Hoşça kalınız