İbrahim Halil Okuyan
22 Aralık 2009
Pek çok okur için bu başlık anlamsız gelebilir.
Ama öyle değil.
Herkesin bir gün tanışacağı kavramlardan biri bu.
LDL kan yağlarından kötü olanının kısaltılmışı.
Genellikle insanların özellikle yaşla birlikte artan sağlık sorunları oluyor ve bu kaçınılmaz..
Bugün Çağdaş Tıp; kan tahlili, idrar tahlili, MR, Tomografi vb pek çok yolla salgımız hakkında daha doğru karar verebilme noktasında.
Özellikle bazı durumlarda hiçbir dış bulgu olmadan hastalık riski taşıyabiliyoruz.
Ayrıca genetik olarak ta ailede bulunan bazı hastalıklara yakalanma riski yüksek oluyor.
Sağlıklı beslenme ve spor yapsak bile bazı durumlarda özellikle hastalık riski olabiliyor ve tıbbi destek almamız gerekebiliyor.
Şehrimizde sayısız tıbbi sağlık merkezi ve uzman doktorlarımız var.
Yapılacak iş; buralara gençken ara sıra yaşla birlikte daha sık giderek sağlık durumumuzu tetkik ettirmekte ve sağlık bilgilerimizi bir dosya halinde toplamakta fayda var.
Bunlar için hasta olmayı beklememek lazım.
Tahlili yapılan rutin ölçümlerinin başlıcalarını, kısaca hatırlatalım:
1-KAN YAGLARI:
İki tür kan yağı vardır: Kolesterol ve trigliserid.
“Özgül yoğunluğu düşük” sözünün İngilizcesinin baş harfleri olan LDL kolesterol diye bilinir.
Kan yaglarının; hep iyi işler yapan üyesinin özgül yoğunluğu ise yüksektir ve HDL kolesterol olarak anılır.
Tüm kollestrollerin toplamı, total kolesterol olarak bilinir.
Kan düzeyi yediklerimize göre en çok değişen yağ trigliseriddir.
Bunların değerleri doktorunuza bazı ön fikirler verecektir.
2-BÖBREK VE KARACİGER TAHLİLLERİ:
ALT ve AST karaciğer testlerinden sadece ikisi.
3-KAN SAYIMI:
Bir damla kanı mikroskobun altına koyup baktığımızda üç farklı hücre görürüz.
Alyuvarlar (eritrositler), akyuvarlar (lökositler) ve trombositler.
Bunların sayısal değerleri doktorunuza bazı ipuçları verecektir.
4-KAN ŞEKERİ:
Açlık kan şekeri, eğer 100’ün üzerindeyse, bir şeylerin iyi çalışmadığını düşünmek gerekir.
5-TANSİYON:
Kısaca tansiyon dediğimiz kan basıncı, kalpten vücuda pompalanan kanın, damar duvarlarını itme gücünün ölçüsüdür. Kan basıncı, atılan kanın miktarına ve hızına göre değişir.
Altta yatan sebep ne olursa olsun, uzun süren kan basıncı yüksekliği, kalp, damar ve böbrek hastalıklarına zemin hazırlar.
Kan basıncının en yüksek noktasına ‘büyük tansiyon’ diyoruz.
Kalbin kasılması bitip kan atımı durduktan sonra, damar içinde kalan kanın yarattığı basınç da “küçük tansiyon” olarak adlandırılır.
Yüksek tansiyon hastalığını teşhis ettiren yegâne testtir tansiyon ölçülmesi.
Tansiyon;120/80 milimetre cıva ya da sıkça kullandığımız kısaltmayla 12’e sekizden fazla ise genelde yüksek tansiyon olarak adlandırılır ve gözlem altına alınmaktadır.
Tabii ki doktorunuz bu tahlillerle birlikte röntgen, MR ve Tomografi vb destekleyici tanılara ihtiyaç duyabilir.
Bu konular doktorların bilebileceği konular onların affına sığınıyorum ama ben kendi anladığım kadarıyla dikkatinizi çekmek istedim.
Yazımın özü şudur:
Her zaman doktor kontrolü altında olmalıyız ve buna alışmalıyız.
Doktora gitmek için hastalanmayı beklemeyelim.
Kendi başımıza ilaç kullanma alışkanlığını terk etmeliyiz.
Erken teşhis hayat kurtarır.
Pek çok hastalık riskini önceden tespit edildiğinde kendimizi kolayca koruyabiliriz.
Arabamız için yaptırdığımız periyodik bakımı kendimiz için ihmal etmemeliyiz.
Dünyaya hükmeden, hala dünyanın gelmiş geçmiş en büyük devlet adamlarından biri olan Kanuni Sultan Süleyman ’ın güzel ve anlamlı sözü ile bitirelim yazımızı:
“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.”
Saygılarımla.
İbrahim Okuyan