Cihat Kürkçüoğlu
27 Ağustos 2009
HACI LÜTFULLAH CAMİİ
Harran kapısının 50 M. güneyinde ve şehir surlarının dışında yer alır. Şehir kapısının kapalı olduğu sırada şehre gelen yolcular için yapılmıştır. İnşa tarihi bilinmemektedir. Cami mekânına açılan iki kapıdan doğuda olanının üzerindeki kitabede, H.1133 /M.1720 tarihinde Mustafa oğlu Hacı Abdurrahman Efendi tarafından onarıldığı yazılıdır. Mevlana el-Hac Abdurrahman Efendi bin Mustafa Çelebi H.1137/M.1724 tarihli Vakfiyesinde; bu onarımı “Harran kapı haricinde iki büyük kubbe üzerine bir camii şerif inşa ettim” cümlesi ile belirtmiştir.
Batıdaki kapının üzerindeki kitabe ise H.1400/M.1980 tarihinde yazılmış bir hadis-i şeriftir.
Son cemaat yerinin doğu bölümündeki H.1270/M.1853 tarihli kitabe cami ile ilgili olmayıp 1958 yılında Yıldız meydanındaki Eski Paşa Hamamı ile birlikte yıktırılan bir otelden (ev) getirilmiştir.
Vakfiyesinde iki kubbeli olduğu belirtilen yapı, sonraları esaslı bir onarım geçirerek ortada büyük bir kubbe, yanlarda birer çapraz tonozla enine dikdörtgen planlı şekle getirilmiştir. İnşaat malzemesi olarak düzgün kesme taş kullanılmıştır. Sekizgen kasnaklı kubbeye geçiş pandantiflerledir. Kesme taş mihrabın köşe sütunçelerinin başlığına ve kavsarasına basit taş süslemeler işlenmiştir. Balkon şeklindeki minbere yan taraftaki pencere içersinden merdivenle çıkılmaktadır. Minberin orijinalde ahşap olan döşemesi son yıllarda betonarmeye dönüştürülmüş, ahşap korkulukları orijinal olmayıp son yıllarda basit bir biçimde yapılmıştır. Cami iç mekânının doğu duvarında müsenna (aynalı) tarzında yazılmış “Maşallah” yazısı yer almaktadır.
Dört gözlü son cemaat yerinin her gözü birer çapraz tonozla örtülüdür. Tonozlar önde üç bağımsız payeye, yanlarda duvar payelerine oturmaktadır. Son cemaat yerinin ortadaki iki gözünden birer kapı camiye açılmaktadır. Doğudaki kapının iki yanında sade ve süslemesiz birer mihrap nişi bulunur.
Caminin kıble duvarının dış cephesinde ve mihrabın altına gelen kısımda eyvan şeklinde, beşik tonozlu iki mekân selsebildir. Balıklıgöl suyunun tarihi yer altı kanalları vasıtasıyla ulaştığı bu selsebillere Hacı Mehmet Kâmiloğlu Hacıkâmilzede Hacı Mehmet Efendi tarafından 1299/1882 tarihinde vakfiye hazırlanmıştır. Zamanla tıkanan bu su yolu, 1920’li yıllarda Urfa eşrafından Nebozade Hacı İmam Efendi tarafından içerisine adamlar indirilerek temizletilip yeniden hizmete açılmıştır. 1970 yılı başlarına kadar açık olan bu selsebiller, tarihi su kanalının tekrar tıkanması sonucunda 1980’li yıllarda örülerek iptal edilmiştir. Ayrıca, caminin güneyinde bulunan bahçenin zemin kotunun yükseltilmesi ile selsebil nişlerinin bir bölümü toprak altında kalmıştır. Selsebillerin açığa çıkarılması için dolgu toprağının kaldırılması gerekmektedir.
Avlunun kuzey kenarı ortasındaki avlu kapısı üzerinde 30-40 yıl önce betonarme olarak yapılmış minber minare yer almaktadır. İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nde muhafaza edilen II.Abdülhamid’in 1890 yıllarında çektirdiği ve “Yıldız Albümleri” olarak tanınan albümlerdeki “Urfa’da Harran Kapısı’nın resmidir” alt yazılı bir fotoğrafın ön planında altı adet yuvarlak sütuna oturan, üzeri kubbeli kesme taş minber minarenin orijinal şekli görülmektedir.
Avlunun kuzey doğu köşesine son yıllarda yaptırılan betonarme abdestlik ile, kuzey batı köşesindeki imam odası avluyu daraltmıştır.
Caminin güneyindeki geniş bahçesine son yılarda taziye evi olarak kullanılan betonarme yapılar inşa edilmiştir.
Camideki Kitabeler:
Son cemaat yerinden camiye açılan doğudaki kapı üzerindeki kitabe:
“Ammere haza’l cami’iş- şerif halisen livechillahi’l kerim
taleben li’mardati rabbi rahim ve ittiba’an likur’anni’l azim
innema yu’ammiru mesacidallahi men amene billahi ve’l yevmi’l- ahir
El-Hac Abdurrahman Efendi İbni Mustafa tekabbelallahu
hayratuhu. Kâmil fi receb sene 1133” (M.1720).
Kitabede; “Bu camiyi, Allah’ın rızasını talep ederek, ihlas ile Kuran-ı Kerim’e tabi olarak “Allah’a ve ahiret gününe iman edenler Allah’ın mescidlerini tamir ederler” ayet anlamına uyarak Mustafa oğlu Hacı Abdurrahman Efendi tamir ettirdi. Allah hayrını kabul etsin. Receb, 1133 de tamir tamamlandı” denilmektedir.
Son cemaat yerinden camiye açılan batıdaki kapının üzerindeki kitabe:
“Accilu bisselati kablel fevt
ve accilu bi tevbe kablel mevt
ümmire merreten saniyeten sene fi 1400 Urfa. Yazıcı: Muhammed Derviş”
Hicri 1400 (m.1980) yılında hattat Muhammed Derviş tarafından yazılan bu kitabe; “Vakti geçmeden önce namazda, ölümden önce tövbede acele ediniz” anlamındaki hadis-i şerifi içermektedir.
Son cemaat yerinin güney-doğu köşesindeki mihrap nişinin solundaki kitabe:
“İlahi hayyü’l-Baki bihamdillah hitam oldu
Bu hane sahibin Ya Rab said et
Erüb Cennet sarayına Cehennem’den be’id et
Maşallah sene 1270”
Kitabede; “Hay ve Baki olan Allah’a hamd olsun tamamlandı. Yarab bu ev sahibini mutlu kıl. Kendindi cennete ulaştır, cehennemden uzaklaştır. Maşallah sene 1270 (M.1853)” yazılıdır. Cami ile ilgisi olmayan bu kitabe, Cami imamının verdiği bilgiye göre 1958 yılında Yıldız meydanındaki Eski Paşa Hamamı ile birlikte yıktırılan bir otelden getirilmiştir getirilerek buraya yerleştirilmiştir.