İbrahim Halil Okuyan
27 Nisan 2009
İskender (*)felsefenin duayeni(kıdemlisi) sayılan Aristo’ya (**) bir mektup yazar.
“Zapt ettiğim topraklardaki insanları tahakkümüm altında tutabilmek için neler yapmalıyım ”diye görüş beyan eder;
1- Ülkenin ileri gelen insanlarını sürgüne mi göndereyim?
2- Ülkenin ileri gelen insanlarını hapse mi atayım?
3- Ülkenin ileri gelen insanlarını kılıçtan mı geçireyim?
Aristo’ nun cevabı:
1- Sürgünde toplanıp sana karşı başkaldırırlar,
2- Hapishaneler militan yuvası olur, kontrolden çıkar,
3- Onlardan sonraki kuşak intikam hırsıyla büyür, tahtını
sallar.
Çözüm olarak şu nasihati verir:
“İnsanların arasına nifak tohumları ekeceksin, Birbirleriyle savaşınca hakem olarak kendini kabul ettireceksin, Ama anlaşmaya giden bütün yolları tıkayacaksın.”
Yaklaşık 2500 yıl öncede, böyleymiş dünya.
Bizde, İskender’in dediklerini yaptık (Cumhuriyetin ilk yıllarındaki sürgünler,12 Eylülden sonra Diyarbakır Cezaevlerinde yaşananlar, Binlerce faili meçhul cinayetler,30 yıldır doğu ve güneydoğudaki silahlı çatışmalar vb) ve sonuçta, Aristo’nun cevabındaki haklılığı, ortaya cıktı.
Ama artık ülkelerin topraklarını zapt etmeye gerek yok, Emperyalist ülkeler, Aristo’nun nasihatini uyguyorlar.
Emperyalist ülkelerin daha çağdaş yöntemleri de var ülkeleri sömürmek için, örneğin;
Bir projeye destek vererek (işi kendi müteahhitlerine yaptırmak kaydıyla) borçlandırmak, ödeme sorunu olunca daha büyük faiz ile borçlandırmak(Dünya Bankası ve IMF kaynaklarıyla) ondan sonra ödeme sorunu olunca ülke kaynaklarını (Petrol, Bankalar, İletişim sistemi, Sanayi tesisleri vb )ucuza kapatmak.
Dış borç almayalım mı? Tabii ki alalım ama yerinde geri dönüşümü olan işler için ve ödeyebileceğimiz kadar.
Borç yiğidin kamcısıdır deyip saldırmayalım.
Yerel ölçekte tefeciler bu işi aynı şekilde yapıyorlar.
Şöyle bir düşünelim;
Kıbrıs sorunu, Ege sorunu, Ermeni sorunu, Güneydoğu sorunu, Alevi-Sünni sorunu, Türban sorunu, Kuzey Irak sorunu vb sorunlar.
Bu sorunları kimler çıkarıyor, sınırlarımızı zamanında kimler çizdi, kimler hakem olmaya soyunuyor, kimler yolları tıkıyor? ,
Avrupa’da ikinci dünya savaşında milyonlarca insan öldü ama o insanlar bugün aralarındaki sınırları dahi kaldırdılar biz hala 100 yıl önceki sorunlarımızla yüzleşemedik, neden?
Nasıl olacak çıkış?
Ne yapmalıyız?
Önce kendi iç sorunlarımızı kendi içimizde oturup masaya yatırmalıyız. Çözmeliyiz. Kendi insanımıza taviz versek ne olur onlar bizim kardeşlerimiz, hep öyle demiyoruz mu?
“1000 yıldır bu topraklarda barış içinde yaşıyoruz ”.
Diş gibi zamanında tedavi olacaksın yoksa çektirmek zorunda kalıyorsun.
İnanıyorum ki komşularımızla ilgili sorunlar bize her seferinde çok şey kaybettiriyor. Amerika’da Ermeni tasarısı oylanacak, aman geçmesin. Tamam diyorlar ama şunları yap, şunlardan vazgeç. Bu sorunlar bize halk olarak bilemediğimiz çok şeyler kaybettiriyor ama sorunlar yerinde duruyor.
Zaman zaman ısıtılıp yeni tavizler alınıyor.
Kimse farkında olmadan başkalarınca kullanılmamalı.1970 li yıllarda gençlerimizin nasıl kullanıldığını, bugün anlayabiliyoruz ancak. Farklı görüşlü insanlar ceza evlerinde konuşarak tanıdılar birbirlerini ve anladılar her şeyi.
Aynı haber farklı gazetelerde farklı manşet oluyor, hani nerede objektif basın. İnsanlar farklı gazeteler okuyunca ancak ortak bir fikir sahibi olabiliyor. İmkânı olan internetten farklı gazeteleri takip edebilmeli.
Önemli insanlarımız öldürülüyor. Kim yaptı? Hemen yorumlar, Yabancı istihbaratçıların işi Ama yıllar sonra gerçekler çıkınca ortaya sarsılıyoruz.
Herkesin dini inançlarını rahatlıkla yaşabileceği, özgür düşünen, iyi eğitilmiş bir toplum yaratmalıyız.
Tam bağımsız ve demokratik bir ülkemiz olmalı.
Tüm siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve devlet bu konularda, bir ortak yol bulmalı (çağdaş bir anayasa ilk adım olmalı) ve uygulamalı.
Özetle kendimizle barışık bir toplum, halkıyla barışık devlet olmalı. ABD, AB, Rusya, İran, Çin ve Hindistan ve kısaca herkesle iyi ilişkide olmalıyız. Tek bir yerle değil herkesle iyi ilişkiler içinde olan bir Türkiye.
Atatürk’ün “Yurtta barış ve dünyada barış ” ilkesi hedefimiz olmalı.
Kişi başı yıllık gelirin ve dağılımın, çağdaş ülkeler seviyesine çıktığı, güçlü, komşularıyla barışık bir Türkiye dileğiyle saygılar sunarım.
(*) İSKENDER :(Büyük İskender veya Makedonyalı İskender olarak da bilinir (M.Ö. 356-323, Babil).336-323 yılları arasında Makedonya kralı ve tarihteki en büyük komutanlardan biri. Pers İmparatorluğu’nu yıkarak Yunanistan’dan Hindistan’a kadar uzanan büyük bir imparatorluk kurmuş, Eski Yunan uygarlığının Doğu’ya yayılmasında etkili olmuş ve efsanevi bir kahramana dönüşmüştür).
(**) ARİSTO : ( Aristoteles MÖ 384 – 322 tarihleri arasında yaşamış Yunanlı filozof ve bilim adamı. Platon ile birlikte Batı düşüncesini en çok etkileyen en önemli iki kişiden biri olarak düşünülür).