Sabri Dişli
20 Nisan 2006
Biliyorsunuz, otoban açılışı için geri sayım saati kurduk, Akçakale ınternet sitesi bile eyleme katıldı. Ben görmedim ama Diyarbakır’da da bir site katılmış, hani komşuya kadar yol gelince, pişen yemekten bize de düşer… Demişler.
ıtici güç olur, televizyonlarımızda saat kurar dedik, ama kurmadılar. “’Kolej’ ile ‘Yıldız’lı’ semalar da dolaştılar”
Neyse nerde kalmıştık? Haziran da…
Haziran’a kadar bu yol bitmez, mahcup olursunuz. Daha önce “2004 Eylül,” “2005 Aralık” diyenler, Mahcup oldular… Aynı duruma düşmeyin! Dedik ama inandırıcı olamadık.
Ve nihayet hep bir ağızdan 2006 Haziran dendi… Kimler demedi ki? ısteyene basın beyanını orijinal şekliyle gönderebilirim.
Bu ne acele, yol mu yok? Var tabi… ışleyen yol güzergâhında bulunan “SSK canavarı” bugünlerde sessiz. Önlemler yorgan gibi geldi. Uykuya daldı. Kavşaktaki kazaların çoğu yaz aylarında meydana geliyor. Yani “canavar pusuda. Hele yakıt dolu araçlar Godzilla gibi…
Karayolları Bölge Müdürü 22 Mart’ta: ‘Haziran-Temmuz’da açılacak’ deyince umutlandık. Gerçekten umutlandık… Birecik yeni köprüyol’un resimlerini görünce umutlarımız Fırat’a düştü… Umutla yaşamaya alışmışız ya… Bir de bilgi edinme hakkımızı kullandık.
-ışte cevap:
“Gaziantep-şanlıurfa Otoyolu ile ilgili bilgi notu:
“Gaziantep-şanlıurfa otoyolu için 2006 yılında 133,3 milyon YTL’sı dış krediden, 24 milyon YTL’sı kaynaktan olmak üzere toplam 157,3 milyon YTL ödenek ayrılmıştır. Fırat viyadükünde nehir yatağı içerisindeki tüm kazıklar çakılmış olup, kiriş sürme çalışmalarımız devam etmektedir. Yeterli ödenek verilmesi durumunda Gaziantep-şanlıurfa arası Otoyol kesiminin 2007 yılında tamamen hizmete açılması hedeflenmiştir.
Tarih: 13 Nisan 2006 Perşembe”
HEDEF 2007’DE
Ödenek-mödenek derken 2008… olmadı, baştan.
Karaköprü yolu hafta sonu orman ve piknikçilerin araç yoğunluğundan kilitlenmeye başladı bile… Karaköprü’de duble yol için yapılan köprünün üstü kapandığı halde yol halen şose…
Yani otobana bağlanmak istenen Karaköprü yolu da hazır değil…
Karizma çizildi, saatin zembereği, darmadağın… Saat mahcup… Saat suçlu… Saat üzgün…
N’olacak şimdi… Geriye doğru top atışı yapalım, diyeceğim. Topumuz güllemiz yok…
Kadere bakın ki; Karadeniz otoban sahil yolu, çevrecilerin olağan üstü direnişine karşın, yapımı hızla devam ediyor…
Bizde ise istimlâk sorunu, ödenek sorunu, çevre yolu nerden geçsin? Köprüydü derken… Bahara, yaza ve bir dahaki bahara kalıyor…
Olsun nasılsa “Viyadük’ün nehir yatağı içindeki kazıkları çakılmış” Geriye ne kaldı ki…
Çizilmiş karizmanın saati…
Bu adamlar nereye bakıyor?
Aradan koca 5-6 gün geçmiş…
Uykudan, uyanmışlar…
Meğer bu Anadolu Ateşi dans grubu “baldır bacak gösterisi yapmış(!)”
Onlarca kişiden oluşan dans grubu, loş ışıklar altında muhteşem bir gösteri sunuyor. Kardeşim, o ışıkları süzüp yakalıyor.
Baldır Bacak!!!
Röntgen makinesi gibi ültraviyole ışınlarla bakıyor. Senin gözünü sevsinler emi…
Sahi kızların böbreğinde kaç taş vardı?(!)
Efendim… Beyefendi buyurmuşlar: “Bu kutsal günde böyle gösteri mi olur?”
Kardeş, bu takvim meselesi… Hani bir miladi takvim vardır, bir de hicri…
Dolaysıyla milli ve manevi günler çatışmış. Çaktın dimi?..
Bak, ben aslanlar gibi ailece gidip seyir ettim. Gösterinin sanatsal keyfini çıkardım. Birilerinin çıkıp benim ailece katıldığım bir etkinliği olmadık mecralara yayın yoluyla çekeceği ihtimalini vermedim.
Yani O kutsi haftayı, ilgili ılahiyat kurumları iki gün önce düzenlenen etkinliklerle hafta boyu lâyıkıyla kutladılar…
Sapla samanı karıştırıp…Kurumların esas görevlerini başka kurumlara yıkıp…Birilerini vuracağım diye belden aşağı inip…Gösteriye giden binlerce kişiyi böyle olmadık bir günahın altına sokmak; yakışı kalmaz!
Yok, ben vuracağım diyorsan, çık vur!
Mertçe vuracağın o kadar çok silah varken, en kötüsünü tercih etme!
Bu adamlar nereye bakıyor?
Aradan koca 5-6 gün geçmiş…
Uykudan, uyanmışlar…
Meğer bu Anadolu Ateşi dans grubu “baldır bacak gösterisi yapmış(!)”
Onlarca kişiden oluşan dans grubu, loş ışıklar altında muhteşem bir gösteri sunuyor. Kardeşim, o ışıkları süzüp yakalıyor.
Baldır Bacak!!!
Röntgen makinesi gibi ültraviyole ışınlarla bakıyor. Senin gözünü sevsinler emi…
Sahi kızların böbreğinde kaç taş vardı?(!)
Efendim… Beyefendi buyurmuşlar: “Bu kutsal günde böyle gösteri mi olur?”
Kardeş, bu takvim meselesi… Hani bir miladi takvim vardır, bir de hicri…
Dolaysıyla milli ve manevi günler çatışmış. Çaktın dimi?..
Bak, ben aslanlar gibi ailece gidip seyir ettim. Gösterinin sanatsal keyfini çıkardım. Birilerinin çıkıp benim ailece katıldığım bir etkinliği olmadık mecralara yayın yoluyla çekeceği ihtimalini vermedim.
Yani O kutsi haftayı, ilgili ılahiyat kurumları iki gün önce düzenlenen etkinliklerle hafta boyu lâyıkıyla kutladılar…
Sapla samanı karıştırıp…Kurumların esas görevlerini başka kurumlara yıkıp…Birilerini vuracağım diye belden aşağı inip…Gösteriye giden binlerce kişiyi böyle olmadık bir günahın altına sokmak; yakışı kalmaz!
Yok, ben vuracağım diyorsan, çık vur!
Mertçe vuracağın o kadar çok silah varken, en kötüsünü tercih etme!