Remzi Mızrah
4 Ekim 2007
yaktım gemilerimi dönüş yok artık geri
tak etti canıma bu maskeli balo
bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri.
Maskeli balo ortaçağ Avrupa’sında yaygın olarak görünen kutlamaların ve çeşitli düğünlerin vazgeçilmezi bir eğlencedir. Maskeli baloda hiç kimse kendisi değildir. Bütün katılımcılar, abartılmış süslü kıyafetler giymiş, çeşitli şekillere bürünmüş, gerçek yüzlerini, şatafatlı, yerine göre ürkütücü, yerine göre itici sayılabilecek çeşitli masklarla kapatmış rol yapan oyuncular halindedir. Baloyu düzenleyen veya yöneten kişi tabiî ki en süslü, en ilgi çekici, en şakşakı hak eden yüzüdür sahnenin. Figüranların tamamı onun dolaylı veya doğrudan etkisi altındadır. Kimisi balonun güzelliğinden dem vurur, kimisi kıyafetinin çok etkileyici olduğunu söyler. Eğlencenin bitiminde de Kont Kontesle, melek şeytanla kendi gerçekliklerine doğru çekilip giderler.
Maske takmayanlar, kendi yüzleriyle duruşlarıyla bu eğlenceye katılmak isteyenler ise baloya alınmazlar. Katılabilmenin yegane şartı maske takmak, kendin olmaktan çıkmaktır.
Ve yaşam, maskeli Balo’dan farklı bir şey mi?
Çevremize şöyle bir bakınca, samimi gerçek yüzlü insanların yanında, yüzünde maske olmasa da farklı biriymiş gibi davranan kendini o şekle o davranışlara sokan bir anlamda rol yapan hayat figüranlarını görürsünüz. Bu tipler çeşitli kademelerde ve eğitim seviyelerinde olabilirler,tek değişmeyen gerçekleri, maskeli baloyu düzenleyen veya idare eden kişiyi kıble olarak görmeleridir.
Hayat tam anlamıyla maske takmayanların alınmadığı, dışlandığı bir balo haline gelmiş günümüzde. Sürüden dışlanmamak için çoğumuz , yetenek ve olanaklarımız ölçüsünde maskeler takıp, oyuna dahil olmaya uğraşırız. Bu anlamda yakın arkadaşlarımız ideallerimizi ve ideolojilerimizi bile terk ederiz kimi zaman. Ve maskeli balo devam ettiği sürece bu durum bize rahatsızlık vermez. Hatta yaptığımız bu yanlış davranışın türküsünü çığırıp,yazısını yazıp bir anlamda devletlü maskelimize naatlar dizer ve kendimizi bununla avuturuz. Bu ruh halindeyken, sahte yüzümüzle karşılaşmamak için aynalara bile küseriz. Ama kaçırdığımız bir nokta var, bu maskeli balo er veya geç bitecek herkes kendi gerçek yüzüyle karşı karşıya kalacak, çok çirkin ucube veya çok güzel olsa bile..
Sonuçta hayat kendi yüzünü arayanlar ile kendi yüzünden, kendi gerçekliğinden kaçanların mücadele ettiği bir süreçtir her ne kadar maskeliler bu süreçten karlı çıkıyorlarsa da. En güzeli insanın kendisi olması, kendisinin maskesiz balosunu gerçekleştirebilmesidir. gerisi sadece bir tiyatro sahnesidir.
Radyoda ,Yeni türkü grubunun solisti Derya Köroğlu’nun, o güzel sesinden çıkan, insanı adeta gerçekle yüz yüze getiren hayatla karşılaştıran şarkısı “Maskeli Balo”yu dinliyorum ve yavaşça mırıldanıyorum;
yaktım gemilerimi dönüş yok artık geri
tak etti canıma bu maskeli balo
bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri.
Sizde arada bir işe yaramaz gemilerinizi yakın ben yaktım işe yaradı.