Bülent Okutan
15 Aralık 2006
şu mesleğe adım atışım ile neredeyse GAP yaşıt. Yani bu işte gözümüzü GAP’la açtık gibi bir şey. Atatürk Barajı’nın yolunu kim bilir kaç yüz defa katettim. Fırat’ın sularının buluşacağı köylerden görmediğim kalmadı. Urfa Tüneli’nin ise o 26.4 lük yer altında ki iki bölümünü baştan sona geçtim gibi bir şey. Hala rahmetli Turgut Özal’ın tünelin iki ucunu birleştirip ışığa kavuşturduğu günün törenlerinde taktığım Baret evimde o günün anısına durur. Hafifçe dalıp GAP ile ilgili yaptığım haberleri ve yorumları şöyle bir hafızamdan geçirdim. Haberler neyse de yorumlarda en çok kullandığım beş kelime şuydu ; “Kurumlar arasında koordinasyon eksikliği var” Proje entegre bir proje olacak, ama alt birimler birbirinden kopuk olacak. Bu aynen şu demekti bana göre. Bu işin dibine dinamit koymak… Ama ne yazık ki böyleydi ve yıllardır bunu her seferinde görüp hissettik. Zaten projedeki gecikmenin esas nedeni ve sırtımıza binen yüklü faturanın en büyük sebebi de bu değilmiydi? Dünkü manşetimiz ve benim yorumum duyarlı çevrelerden büyük alkış aldı. Alt yapısızlığı bir kez daha gözler önüne serişimiz bir yana, soruna sorunun çözümüne ilgisizlik ve kaplumbağa hızı ile işleyiş ne yazık ki büyük tepki gördü. Ben bu gün burada az önce bahsini ettiğim koordine eksikliğinin bir başkasını gözler önüne sereceğim. Ve bu kez bu olayla ilgili bir çarpıcı örnek vereceğim. OSB’de ki Atık su Olayı ile ilgili Raporları incelerken gözüme şu çarptı. Sağlık Müdürlüğü hazırladığı raporda Organize Sanayi Bölgesi yetkilileri ile yaptıkları görüşmeye yer vermiş. Ve bu görüşmede yetkililerin kendilerine arıtma tesisinin finansmanı konusunda paranın temin edildiğini ihale aşamasına gelindiğini ifade etmiş. Bunu da şikayetçi yurttaşlara ve haliyle Valiliğe bildirmiş. Tarih 16.10.2006 Aynı konuda çalışma yürüten Valilik ise mağdur vatandaşlara yaptığı açıklamada, ki bu da Valiliğin kendince bir araştırması ve raporu niteliğindedir, cevapta şu ibareye yer verilmiş “Avrupa Birliği Yardım Fonuna hibe başvurusunda bulunularak gerekli fizibilite raporları sunulmuş olup hibenin onaylanması aşamasına gelinmiştir” Tarih, Sağlık Müdürlüğünün yazdığı rapordan neredeyse 20 gün sonrası. Yani 06.11.2006. Sağlık Müdürlüğüne göre bu para 20 gün önce sağlanmış, Valiliğe göre ise hala onaylanması aşamasındadır. Valiliğin yazısının altında ise şu imza mevcut: Bülent Karacan… Burada akla iki soru geliyor : “Bu sorular Nasrettin Hoca’nın meşhur fıkrasında ki gibi 1-Et buysa kedi nerede 2- Kedi buysa et nerede değil tabi” 1-OSB Yetkilileri Sağlık Müdürlüğü’nü her şey tamam deyip kandırmıştır. 2-Aynı yetkililer Valilikten çekindikleri için neyse o deyip gerçeği söylemiştir. Peki sonuç? Sonuç şu, Devletin ılgili makamları tarafından, Devletle ilgisi olan bu mağdur yurttaşlara, Devletin bu hatalı projesinde ki sorunun çözümü yolunda yanlış bilgi verilmiştir. Çünkü herkes olaydan bihaberdir gibi bir şey. Bu iki tezat rapor ve cevap yazısı ile aslında vatandaş bir yerde kandırılmıştır. Kandıran kim mi? Valla isterseniz onun cevabını da üstüne vazife olanlar, yada kanıp bilmeden kandırılanlar ile kandıranlar versin. Ama bilinsin ki bu lakaytsızlığın faturasını hala yüzlerce insan ödemeye devam ediyor. Umarım dünkü yazımın başlığı artık daha iyi anlaşılır olmuştur. Yazımın başlığı ne miydi? “Bu Olayda Anlayanlara Davul Zurna Az”dı…