Ali H. Demir
18 Temmuz 2006
Çocukların eğitimi konusunda konuşmaya başlamadan önce genel bir çerçevenin çizilmesi yararlı olur diye düşünüyorum. Çocuğun eğitimi denilince insanın eğitimi de akla gelmektedir. ınsan yavrusu çocuk olarak isimlendirilir. ınsan maddi ve manevi yönü olan bir varlıktır. Maddi yönü itibariyle eğitilmesi gereken özellikleri olduğu gibi manevi yönden de eğitilmesi gereken özellikleri vardır. Maddi yönden bir insanın kendi kendine bakmasını öğrenmesi, öz bakım becerilerini geliştirilmesi gerekir. Bu yönüyle çocuklara konuşma, yemek yeme, tuvalet alışkanlığı kazandırma, temizlik gibi becerilerin kazandırılması gerekir. ınsanın tek başına birey olarak varlığını sürdürmesi için yapması gereken görevleri, rolleri olduğu gibi toplumun bir üyesi olarak toplumsal hayatta yerine getireceği görevleri, rolleri vardır. Bu nedenle bireyler, kişisel ve toplumsal yönleri itibariyle geliştirilmeli, eğitilmelidir. Bireysel yönü itibariyle geliştirilen, eğitilen birey kendi başına yaşama, ihtiyaçlarını karşılama konusunda bağımsız hareket edebilir. Kimseye muhtaç olmaz, bağımsız, güçlü bir kişilik olur. Aksi takdirde bireysel ihtiyaçlarını karşılamada bile başkalarına muhtaç olur.
Çocukların iyi bir eğitim almaları toplumsal yaşam için de gereklidir. Çocuklar zihinsel, duygusal, bedensel yönlerden büyük bir potansiyele sahiptirler. Bu potansiyeli iyi kullanırlarsa çevrelerine ve kendilerine yararlı olurlar. ınsanlık çalışkan ve zeki insanların ayakları üzerinde yükselir. Çocuğa verilecek eğitim sayesinde toplumsal görev de yerine getirilmiş olur. Dünyaya gelen her çocuk bu anlamda yaşadığı toplum ve çevre için büyük bir değer olarak görülmelidir. Toplumsal olarak rollerini bilen, görev ve sorumluluklarını yerine getirme alışkanlığını kazanan bir birey toplumda sorumlu, çevresine yararlı, iyilik yolunda mücadele eden bir kişi olur. Sosyalleşmiş kişiler çevrelerine sürekli katkı yapmak için çaba gösterirler. Pısırık olmazlar. Haksızlıklar karşısında mücadele etmeyi her zaman göze alırlar. Toplumsal hayatın getirdiği görev ve sorumlulukları yerine getirmek için çaba gösterirler. Toplumun aktif bir üyesi olarak yaşamlarını sürdürürler.
Her çocuk ayrı bir dünyadır. Çocuk yetiştirmek ise en kutsal, en büyük, en zor ve hayat boyu devam ettirilmesi gereken önemli bir sanattır. Gelecek açısından düşünüldüğünde bu konunun önemi her geçen gün çok daha iyi anlaşılmaktadır. Daha doğacak çocuk anne karnında iken anne babaların kafasında bir çok soru işareti oluşur. Kız mı erkek mi olacak ? Sağlıklı doğup büyüyecek mi ? Ailemizde ve günlük hayatımızda nasıl bir değişiklik olacak ? ıleride nasıl bir insan olacak ? Okul başarısı iyi olacak mı ? Nasıl bir meslek sahibi olacak ? Hayatta başarılı olacak mı ? Ailelerin büyük çoğunluğu bu ve buna benzer yüzlerce soru ile çocuğu beklemeye koyulurlar .
Çocukların psiko-sosyal gelişimini ve kişilik gelişimini doğru yönlendirmek anne babaların en önemli görevlerinden biridir. Bu görevin tam ve eksiksiz olarak yapılması ise bir çok yönden zor olduğu kadar önemlidir de. Her ne kadar doğuştan ve genetik olarak alınan bir takım özellikler olmasına karşın, her çocuğun ayrı bir fiziksel yapısı, kişilik özelliği, davranış şekli, psiko-sosyal özellikleri, anlayışı, duygusal yapısı, zeka kapasitesi ve ruhsal gelişimi bulunmaktadır. Bütün bu özellikler, aile ortamı ve devamlı değişen çevre şartları ile etkileşince ortaya bir çok yönü ile anne babadan farklı bir biyo-psiko-sosyal yapı ortaya çıkmaktadır.
Çocuğun nasıl bir kişi olmasına karar verecek olanlar anne-baba yani ailedir. Ailenin çocuk yetiştirme konusunda bir düşüncesi, bir modeli, bir örneği olmalıdır. Eğer aile bu şekilde bir düşünceyle, bilinçle hareket etmezse çocukta pek çok alanda eksiklikler ortaya çıkar. Bir kural vardır. Tabiatta hiçbir şey boş kalmaz, tabiat boşluk kabul etmez. Boş bırakılan bir yer mutlaka bir başkası tarafından doldurulur. Bu nedenle yetişenleri, çocukları her yönüyle eğitmek, yetiştirmek, bilgilendirmek, onların zihinlerini, gönüllerini, kalplerini, duygularını işlemek, doldurmak gerekir. Çocukların okulda, çevrede, başkalarının yanında neler öğrendiğini, nasıl öğrendiğini takip etmek gerekir. Ailenin atacağı ilk temellerin çok sağlam olması gerekir. Bu temel üstüne yapılacak, kurulacak bina daha sağlam olur. Toplumda ortaya çıkan problemlerin, sorunların temelinde, yetişen nesillerin aileler tarafından boş bir şekilde yetiştirilmesi yatmaktadır. Anne babalar çocuklarının maddi ihtiyaçlarını, giyimlerini, beslenmelerini sağlamakla görevlerini yerine getirmiş sayılmazlar. Topluma yararlı, çevresine duyarlı, sorumluluk sahibi bir insan olarak yetişmeleri için çaba göstermelidirler. Çocuğun maddi ve manevi tüm yönlerinin eğitilmesi şarttır. Bu yetiştirme işini sadece anne veya sadece baba ya da sadece öğretmen yapmayacaktır. Çocukla ilgilenen herkes, çocuğun içinde bulunduğu çevrede bulunan herkesin bu yetişme ve eğitim işinde görevi vardır. Sorumluluğu vardır.
Çocuğun eğitimi ile ilgili olarak yapılacak şeylere ne zaman başlanacak diye bir soru sorulursa buna kişinin evlenmeye karar vermesi ile başlatabiliriz. Kişi evliliği düşündüğü andan itibaren çocuklarına vereceği eğitimin temellerini de atmaya başlar. Çocuk bireyin bir parçasıdır. Bu nedenle kendisinin bir parçası olarak dünyaya gelecek çocuğun oluşumuna kendisinden de katkılar yapacaktır. Çocuklar anne ve babanın ürünü olarak dünyaya gelirler. Anne ve babanın her ikisinde var olan her türlü özellikler çocuğa geçer. Baba kendi kişisel özelliklerinin neler olduğunun farkında olursa bunların benzerlerinin çocuğunda da olacağını bilmelidir. Böylece çocuğunun nasıl olmasını istiyorsa kendisi de benzer özelliklere sahip olmalıdır. Çocukların eğitiminde söylenenlerden çok yapılanlar etkilidir. Kişi kendisini çocuğuna göre ayarladıktan sonra seçeceği eşe de buna göre dikkat etmelidir. Aile bir erkekle bir kadının bir araya gelmesi ile oluşur. Çocuğun diğer parçası anneden geleceğine göre annenin seçimi de çocuğun geleceğinde oldukça etkilidir. Annedeki her tür özellik çocuğa doğrudan geçer. Öyleyse çocuğun eğitimi üzerinde endişesi olan kişi için ailenin kuruluşu da çok önemlidir. ıyi bir çocuk eğitimi iyi niteliklere sahip anne ve babanın bir araya gelmesine bağlıdır. ıyi bir aile ortamı iyi bir çocuk eğitim ortamıdır. Aile ortamında kavgalar, anlaşmazlıklar, olumsuz her türlü davranışlar çocuğun eğitimini doğrudan etkiler. Anne babalar bir bakıma çocuklarının geleceği için ne ekerlerse onu biçerler. Aile içinde çocuğun her yönden sağlıklı olması için gereken ortamın hazırlanması gerekir. Sağlıklı bir beden yapısı, zihin yapısı, ruh yapısı hep aile ortamına bağlıdır.
Ailenin önemi üzerinde dururken diğer faktörleri de devre dışında bırakmamak gerekiyor. Özellikle de günümüz şartlarında. Bu gün dünya büyük bir köy durumuna gelmiştir. Nasıl bir köyde yaşananlar, olaylar, herkes tarafından çok çabuk bir şekilde duyulursa dünyanın herhangi bir yerinde olan bir olay anında bize de ulaşmaktadır. Çevre dediğimiz faktör çocuk eğitiminde oldukça önemli bir diğer unsurdur. Çocuk belli bir yaşa kadar aile içinde yaşamakla birlikte bir süre sonra aile dışındaki yakın çevreyle de etkileşime girmektedir. Bu nedenle çocuğun eğitimi üzerinde aile yanında çevrenin de büyük etkisi vardır. Komşular, akrabalar, mahallelinin yani diğer ailelerin yaşayışı, alışkanlıkları, onların çocukları, bir başka deyişle çocuğun akranları, arkadaşları yine onun eğitimi üzerinde büyük etkiye sahiptir. Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim sözü bu yönüyle oldukça önemlidir. Bu nedenle çocuğunun eğitimiyle ilgilenmeyi düşünen bir kişi çocuğunun arkadaşlarının kimler olduğunu çok iyi takip etmesi gerekir. Belli bir yaştan sonra okul ortamı da çocuğun eğitimi üzerinde etki eden bir diğer faktör olarak ortaya çıkar. Bu aşamada çocuğun öğretmenlerinin kimler ve ne tür kişiler olduğunun iyi takip edilmesi gerekir.
Ailenin oluşumu, çocuğun dünyaya gelişi, büyütülmesi, arkadaş çevresi, okul yaşamı aslında her biri üzerinde ayrıntılı bir şekilde durulması gerekir. ınsanın gelişimi dolayısıyla toplumun şekillenmesi üzerinde tüm bu sayılanların büyük etkisi vardır. Eğitime dair yeni yazılarda bunlar üzerinde de ayrıntılı bir şekilde durmak dileğiyle selam ve saygılar….