Mahmut Çepoğlu
8 Mayıs 2006
Peçe ıslam ülkelerinde yaygın bir yüz örtme çeşididir. Değişik dinler ve uluslar arasında kullanılan peçe; Tevrat’ta göre kötü yola düşen kadınların simgesiydi, tanınmasınlar, bilinmesinler diye yüzlerini örterlerdi.… Romalılarda rahipler ve gelinler için bir süs bir gizemdi. Bazı Hitit kabartmalarında rastlanılan ve çeşitli kültürlerle bu güne kadar gelen peçenin günümüzde de kullanılmasının çeşitli nedenleri vardır. Hıristiyanlarda da peçe takma öteden beri bir gelenektir. Bu gelenek yüz yıllardır sürüp gelmekte. Özellikle ölü sahipleri ve yakınları ölen kadınlar siyah peçe takarlar. Bu siyah renk takma geleneği yöremizde Kürtlerde ve Araplarda da benimsenmiştir. Hatta siyah neçek bulamayanlar beyaz neçeklerini kara boyaya banıp öyle örterler. Ölü sahiplerinin “kara bağlama” diye tabir edilen örtünme çeşidi yas tutmanın ve hüzünlü olmanın gereğidir. şimdi cenazelerde siyah gözlük takılması, siyah başörtüsü hepsi bunun sonucudur, diyebiliriz. Günümüzde öteden beri var olan gelinlere peçe takma geleneği mutluluğun simgesi olarak algılanmıştır. Bu peçe beyaz, pembe veya kırmızıdır. Halk arasında “sorsork” olarak adlandırılan bu gelin peçeleri aynı zamanda evlenme işaretidir. Gelinin daha alımlı görünmesi yanında herhangi bir dedikoduya mahal vermemek, gelinin güzelliği ve çirkinliği üzerinde konuşmamak ayrıca kem gözlerden, kötü ruhlardan korunma amaçlıdır. Bu gelenek bir inanç biçimi olarak Mezopotamya’nın tarihinden bu güne yansımaktadır. ıtalyan kökenli olan bu giysi türü olan peçe, “pezzato” kelimesinden dilimize uyarlanmış. ıslam toplumunda fazlasıyla beğenilmiş kadınların iffetlerini korunma anlamında “nikab” ismini almış ve yaygınlaşmıştır. Kadınların fitneye sebep olmaması için yüzlerini örtünmesi önerilir. Fitnen gözle başladığını bu sebeple gözlerin görünmemesi gerektiği vurgulanır. Oysa ıslam’da sadece örtünme vardır. Bu örtünmenin ne şekilde olduğu hala ıslam alimleri neticeye varmamışlardır. ”Kadın yüzünü örtmeli” yada “kadının yüzü avrettir” şeklinde bir hadise rastlamak mümkün olmadığı gibi farz veya sünnet gibi bir hükmü de yoktur. Ben peçenin dini yönden ziyade sosyal yaşam üzerindeki etkisi üzerinde durmak istiyorum. Dinen örtünmemenin günah olduğunu ve bu örtünmenin bir çok günahtan öncelikli sayılması, diğer günahların sıradan şeyler olduğu dolaysıyla insanlar işlenen günahları hafife almaktadırlar. Örtünmenin günahı, toplumu yıllardır aydınlanma çabasında olduğumuz toplumu daha da kapalı bir topluma itme çabasındadır. Bunu da siyasi amaç olarak kullanmaları toplumda huzursuzluğa neden olmaktadır. Afganistan toplumunda tel kafes şeklin de iken, Pakistan Hindistan, ıran da ayrı bir şekil ve tarzdadır. Arap ülkelerinin çoğunda peçe ıslam adına vardır ve hepsi değişik şekillerde kullanırlar. Hepsi örtünmeyi içerir, ama bu insanların örtünmeyi algılama şekillerine bağlıdır. Peçeler bir giyim şekli gibi değişik modellerde üretilerek giyim tarzlarına uygun bir hal almıştır. Kimi örgü, kimisi ince siyah tülden kimisi bir, kimisi iki katlıdır. Kadınlar bir mağazaya gittiklerinde bu peçeleri çıkarırlar. Sormadan insan edemiyor. Mağaza çalışanlarına karşı peçenin bir zorunluluğu yoksa dışarıdakilere niçin olsun. ıç çamaşır pazarlanan bir tezgahta alış veriş eden bir bayanın vücut ölçülerinin bilinmesi acaba bir peçeden önce mi gelir sonra mı? Sorusu ister istemez kafaları karıştırıyor. Yıllar önce imam-hatip okulunda beraber okuduğumuz bir arkadaşım eşini kara çarşafa bürüdüğü yetmezmiş gibi birde peçe örttürmüştü. Yüksek okulu bitirmiş bir dairede şef pozisyonundaydı. Yıllar sonra o arkadaşının eşinin manto giydiğini eşarp taktığını gördüm. Merak ettim ve sordum. Bana kısaca “çok şeyler değişti, bizde bu kadar değişebildik. Çağa ve zamana ayak uydurmak lazım.” demesi kendisini geçte olsa yenileme gereğini duyduğunun göstergesiydi. Zaman zaman bazı gazete haberlerinde peçenin çeşitli olaylarda kullanıldığı ve tehlikeli olduğu düşüncesiyle kimi zaman yasaklanmasına neden olmuştur. ılimizde de bir çok olayda siyah çarşaflı ve peçeli katiller zamanında cinayet işlemeye kadar işi vardırmışlardır. Siyah çarşafın da peçenin de örtünmesinden kullanılmasından ziyada beyinlerin aydın berrak olmasından geçer. Zihinlerin aydın ufuklara kendilerini yorması lazım. Günümüzde artık kadını giyimiyle fitneye düşürecek bir hal kalmadığı kanaatindeyim. Eskiden bir kadının yalnız başına yolculuk yapması mümkün değildi. Ama bugün tüm ulaşım araçlarıyla kadınla çok rahat bir şekilde seyahat edebilmektedirler. Sahabe döneminde bile böyle bir özgürlük bir güvenirlilik yoktu. Kadını daha gizemli yapıp, gerçek dışı fantezilerle süslemek, meraklandırıp üzerlerine dikkat celp etmektense onu toplumun bir parçası kabul edip, özgürlük temelinde eşit görmenin insanları daha ileri düzeye götüreceğine inanıyorum.